ABD solunun önemli hareketlerinden Amerika’nın Demokratik Sosyalistleri (DSA), bu ay başında Atlanta’da 2019 kongresine hazırlanırken, yerel otonom yapıların konfederal birlikteliğinden oluşan örgütün geleceği konusunda endişeler vardı. DSA daha fazla ademi merkeziyetçi mi olmalı, yoksa güçlü bir ulusal merkezi yapı mı kurulmalıydı?

Aslında, bu endişenin ardında yatanın son derece olumlu bir gelişme olduğu söylenebilir. ABD’de sosyalizm, son yıllarda, hızla “kirli bir sözcük” olmaktan çıkıp sorunların çözümünde bir alternatif olarak görülmeye başlandı. 2017 kongresinden 2019’a, iki yılda, ülke genelinde 175 yerel örgütü olan DSA’nın üye sayısı 25 binden 60 bine çıktı ve Atlanta’ya ülkenin her tarafından 1100 coşkulu delege geldi.

Yeni katılan aktivistlerin beklentileri nedeniyle daha fazla tartışılmaya başlanan DSA’nın örgütsel yapısı hakkında net bir karar alınmasa da, bütün delegeler Atlanta’dan daha güçlü bir birliktelik, kararlılık, mücadele enerjisi ve yüzlerini daha fazla sola dönmüş olarak ayrıldılar.

Kongre, sosyalizmin artık marjinal bir toplumsal hareket olmaktan ve “ölü bir fikir” olmaktan kesinlikle çıktığı ve ABD siyasetinin merkezine yöneldiği yargısının pekişmesiyle sonuçlandı.

“Amerikan solunun en geniş kapsamlı ve anlamlı toplantısı” olarak nitelenen kongreye endişeyle gelenler, bölgelerine karşı karşıya oldukları krizden sosyalizm adına önemli fırsatlar yakalayacakları özgüveni ile döndüler.

DSA’daki bu özgüven patlamasının ve inanç pekişmesinin idelojik temelinin, Avrupa’daki kimi sosyalist örgütlerin tersine, yüzlerini daha fazla sola dönmeleri ve şimdiye kadar fazla içiçe oldukları kendi sağlarından (Demokrat Parti) kopuş kararlarıydı.

Kongrede ABD sosyalistlerinin yüzlerini daha fazla sola dönmeleri tescillenmiş oldu.

Bugüne kadar üyelerinin çoğunluğu orta sınıf beyaz erkeklerden oluşan DSA, bunu aşma ve her ırktan işçiler arasına yayılıp orada kök salma kararı aldı. Yüzünü işçi sınıfına dönmek, işçi sınıfı hareketine ve işyeri militanlığına ağırlık vermek, DSA kadroları arasında militan işçilerin öne çıkması ve onyıllardır ihmal ettikleri işçi sınıfını anti-kapitalist stratejilerinin merkezine koymak oybirliği ile alınan nadir kararlardandı. Bundan böyle DSA’nın öncelik vereceği konulardan birisi de üyelerinin stratejik sektörlerde işe girip oralarda örgütlenmeya çalışması olacak.

Kongre; göçmenlere eşit haklar, konut adaletsizliğinin ortadan kaldırılması, herkesin kürtaj hakkından yararlanabilmesi, seks işçiliğinin suç olmaktan çıkarılması, herkes için sağlık sigortası ve ülke çapında sosyalist siyasal eğitim için mücadeleyi de öncelikli konular olarak belirledi.
Oybirliği ile alınan kararlardan biri de ekososyalizm çizgisini benimsemekti. “2030 yılına kadar ABD ekonomisinin bütün sektörlerinin karbondan arındırılması için çalışılacak, temel enerji sistemleri ve kaynakların kamu mülkiyeti yoluyla demokratikleştirilmesi ve kamu sektörü dışında da iş garantili ve işçi sınıfını merkezine alan bir ekonomiye geçiş için mücadele edilecek.”

Amerikan solunun yüzünü sola dönüşünün en önemli göstergelerinden bir başkası da, ilk defa Demokrat Parti’den kopuş ve geçmişteki “daha az şeytan” adayları destekleme seçim taktiğini terk etme kararı oldu.

2020 seçimlerinde Bernie Sanders’den başkasının adaylığı kabul edilmeyecek ve seçimlerde ancak açıkca sosyalist kimliğiyle aday olanlar desteklenecek. “Uzun vadede amaç bağımsız bir işçi sınıfı partisi oluşturmak.”

ABD’de sol, sola yöneliyor, darısı sağ liberal savrulmalar yaşayanların başına!