Andy Serkis muradına erecek mi?

Üçüncü Maymunlar Gezegeni filmi olan “Maymunlar Gezegeni için Savaş”ın gösterim tarihi yaklaştı, yaklaştı, sonunda o haftaya eriştik. Matt Reeves’in yönettiği film, A.B.D. ile aynı tarihte, 14 Temmuz 2017’de bizde de gösterime giriyor. Filmle birlikte yıllardır tartışılan bir konu da yeniden gündeme çıktı: Performans yakalama, bildiğimiz anlamıyla oyunculuk mu? Kısacası, Film Akademisi bu tür oyunculuğun öncüsü ve üstadı Andy Serkis’e sonunda bir Oscar verecek mi?

War for the Planet of the Apes (Maymunlar Cehennemi: Savaş), 2011 yapımı Rise of the Planet of the Apes (Maymunlar Cehennemi: Başlangıç) ile 2014 yapımı Dawn of the Planet of the Apes’in (Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti) merakla beklenen devam filmi. İkinci filmde olduğu gibi yönetmen gene Matt Reeves. Yaklaşık iki buçuk saatlik filmde maymunların lideri Caesar/Sezar’ı gene performans yakalama ustası Andrew ‘Andy’ Clement Serkis oynuyor. Oysa Anna Torv ile birlikte, performans yakalamanın ilk kez kullanıldığı video oyunu olan ”Heavenly Sword”da Kral Bohan’ı oynayan Serkis, meslek hayatına tiyatroda başlamıştı. Tiyatroyu, TV dizileri ve filmler izledi ve aktör her ikisini de geride bırakıp, hareket yakalama teknikleri kullanımının öncüsü oldu.

En çok okunan kitaplardan “The Lord of the Rings / Yüzüklerin Efendisi”nin filmlerinin okur sayısını aşan izleyici sayısıyla bir fenomen yarattığı üçlemeyle birlikte, Andy Serkis adı da hafızalarımıza kazındı. Kıtabın en etkileyici karakterlerinden biri olan, kaybettiği yüzüğün ardından “Kıymetlimisss” diye dövünen Gollum, filmlerde daha da öne çıktıysa, bunda karakteri “performans yakalama” tekniğiyle hayata geçiren Andy Serkis’in rolü büyüktür. Üçlemenin yönetmeni Peter Jackson, sıra Hobbit üçlemesine gelince, kıymetli oyuncusunu ihmal etmedi. Serkis, King Kong’a can vermesi istenince, bunun kendisi için kalıcı bir oyunculuk türü olduğunu anlamış. “21’inci yüzyıl oyuncusunun elinde, oynamak istediğiniz her karaktere tam anlamıyla dönüşmenizi sağlayan bir silah var. Birbirinin benzeri karakterleri oynamanın sonu geldi.”

Böylece, henüz “Yüzüklerin Efendisi” üçlemesi tamamlanmadan Sezar’la karşı karşıya geldik. Serkis ise o sıralar, üç yıl “Yüzüklerin Efendisi”nde çalıştıktan sonra yeniden ‘normal’ tiyatro-sinema oyunculuğuna döneceğini sanıyormuş. Peter Jackson ona King Kong’da oynamak ister mi diye sorunca, “Unutulmaz bir andı, çünkü performas yakalamanın ne kadar muazzam bir şey olduğunu anladım” diyor. Sonra da hepsi içiçe girdi zaten: Gollum, Kong, Sezar birbirini izledi. Aktör, Steven Spielberg’in yönettiği “The Adventures of Tintin / Tenten’in Maceraları”nda da kahramanın amcası Kaptan Hadock ile kaptanın atası Sir Francis Hadock’a sesini verdi. Aynı durumla animasyon filmi “Flushed Away de de karşılaştı ama, ses sanatçılığı onu tatmin etmiyor. Filmde Spike karakterine bürünmekten kendini alamamış. “Duramıyor insan. Sadece bir platformda durup senaryoyu okumak yetmiyor, anlıyor musunuz? Eh, ben bunu yapamam tabii. Karakterin enerjisinin bir kısmı da onu oynamaktan geliyor.”

Bu arada, “Star Wars / Yıldız Savaşları”nın birkaç bölümünde Snoke’u, “Avatar”da Na’vi’yi oynadı. “Bu karakterleri ancak performans yakalama teknolojisiyle hayata geçirebiliriz” diyor. “Gollum’u, King Kong’u, Na’vi’yi böyle yarattık.” Peki, bu oyunculuk değil mi? Gollum’u çok sevsem de, bilgisayar marifetiyle yaratılmış karakterlerin ne kadar yoğun duyguları olduğunu ancak daha sonra, “King Kong”a adını veren muazzam maymunun Naomi Watts karakteri Ann Darrow ile karşılıklı sahnelerinde fark etmiştim. Nihayet, insanlarla dost da, düşman da olan Sezar’ın duygularını yüzünden kitap okur gibi okuyunca, Serkis’in özel bir ödül konsa bile, bir Oscar hakettiğini düşünmeye başladım. Kendisi de, “Bu sadece bir aktörün performansını yakalamanın başka bir yolu” diyor. “Hepsi bundan ibaret, dijital makyaj.”

Bakalım Film Akademi’si ne zaman böyle düşünmeye başlayacak ve Serkis’e bir Oscar ödülü sunacak?