İspanyol gazeteci arkadaşlarla birlikte, Pazar gecesi İspanya seçimini takip ederken, muhabbet konularımızdan biri, oyları ne kadar zamanda sayacaklarıydı. Malum; dünyanın pek çok yeri gibi, İspanya’da da Türkiye seçimleri İstanbul sonuçlarının hala resmileşememesi üzerinden tartışılıyor. Bizi bırakıp, iki saatte netleşen İspanyol seçim sonuçlarına bakarsak; 350 sandalyeli mecliste 123 sandalye kazanan sosyalist (sosyal demokrat) PSOE’nin seçimden zaferle […]

İspanyol gazeteci arkadaşlarla birlikte, Pazar gecesi İspanya seçimini takip ederken, muhabbet konularımızdan biri, oyları ne kadar zamanda sayacaklarıydı. Malum; dünyanın pek çok yeri gibi, İspanya’da da Türkiye seçimleri İstanbul sonuçlarının hala resmileşememesi üzerinden tartışılıyor.

Bizi bırakıp, iki saatte netleşen İspanyol seçim sonuçlarına bakarsak; 350 sandalyeli mecliste 123 sandalye kazanan sosyalist (sosyal demokrat) PSOE’nin seçimden zaferle çıktığını; 2016’da 137 sandalye kazanmış olan merkez sağ PP’nin (Halk Partisi) sandalye sayısını 66’ya düşürerek büyük bir hezimet yaşadığını söyleyebiliriz.

Yeni hükümet eski başbakan ve PSOE lideri Pedro Sanchez tarafından kurulacak. Bu net ve PP lideri Pablo Casado da kendileri için sonucu “çok kötü” diye tanımladıktan sonra Sanchez’i arayıp tebrik etti.

Bir diğer merkez sağ Vatandaşlar Partisi 57, sosyalist Podemos 35 ve aşırı sağ Vox da 24 sandalye kazandı. İlk sonuçlara göre yapılan bu sandalye dağılımında bir iki değişiklik olsa da, değerlendirmeleri etkilemeyecek.

İspanyol seçim kampanyasının temel konularını; Katalonya meselesi, ekonomik sorunlar, toplumsal cinsiyet eşitliği, göçmenler ve aşrı sağ olarak saymak mümkün.

Franco iktidarının sona ermesinden bu yana ilk kez meclise giren aşırı sağcı Vox partisi, Katalonya’nın bağımsızlığına en sert karşı çıkan ve diğer partileri bu konuda yeterince sert olmamakla eleştiren, göçmen karşıtı, anti-feminist ve “İspanya’yı yeniden fethetme” söylemi ve Trump’tan çalıntı “İspanya’yı Tekrar Büyük Yapalım” sloganıyla oyların yüzde 10.3’ünü aldı.

İspanya özelinde bakıldığında, bu, aşırı sağın yükselişine işaret ediyor. Ancak, 40 kadar milletvekili çıkarması beklenen Vox’un 24 sandalyede kalması, aşırı sağın yükselmesinden endişeli İspanyollara rahat bir nefes aldırdı.

Avrupa’nın hemen her ülkesinde aşırı sağ yüksek oy oranlarıyla epeydir parlamentolarda temsil edilirken, İspanya parlamentosunda yoktular ve kimilerine göre bu çok da “normal” bir durum değildi. Şimdi, yüzde 10’luk oy oranıyla, “kontrol edilebilir” bir düzeyde meclisteler.

Seçimin bir başka kesin sonucu da, sağın üçü bir araya gelse de (PP, Vatandaşlar, Vox) bir hükümet kurabilecek sayıya ulaşamaması.

Bir başka sonuç; Katalonya’da bağımsızlık yanlılarının güç kaybetmesi ve Katalanların “Bağımsızlığı bırak, ekonomik sorunlara bak” anlamına gelecek bir mesaj vermiş olmaları. Bu sonuç, Katalan meselesinin İspanyol siyasetindeki merkezi yerini yitirdiği anlamına da geliyor. Gücünü Barcelona’da da artıran sosyalist Sanchez, eski hükümetin dağılmasına yol açan Katalan bağımsızlıkçılarına muhtaç olmadan hükümet kurabilecek.

Matematiksel olarak Sanchez’in merkez sağ partilerle koalisyon kurma ya da Podemos ve bazı Bask partilerinin ve bağımsızların desteği ile bir sol koalisyon kurma şansı var. Seçim öncesi söylemleri ve Pazar gecesi PSOE’nin zaferini kutlayanların “Yaşasın İspanya. Yaşasın Sosyalizm” sloganları, siyaseten sol koalisyonun daha büyük bir olasılık olduğunu gösteriyor.

Pazar gecesi partililere seslenen Podemos lideri Pablo Iglasias’ın yüzünde de, İngiliz gazetecilerin deyimiyle, “hükümette olacaklarını bilen birinin ifadesi vardı.”

2016 seçiminden yüzde 9 daha fazla, yüzde 75.8’le son yılların en yüksek katılımının gerçekleştiği seçim sonucunu bir İspanyol meslektaşım “aşırı sağ korkusu” ile açıkladı.

Başbakanlığı sırasında asgari ücreti artıran, kadınların çoğunlukta olduğu bir kabine kuran ve tecavüze ağır ceza getiren yasalar sözü veren Sanchez’e göre ise, “Geçmiş kaybetti, gelecek kazandı.”