Askerlik sebebiyle işten erken ayrılırsam kıdem tazminatımı alabilir miyim?

SORU: İşverenim, silüs belgesi vermeden işten çıkarsam tazminat alamayacağımı belirtiyor.

Bu konu hakkında yapabileceğim bir şey var mı, istifama askerlik nedeniyle yazsam 1- 2 ay sonra askere giderken sülüs belgesiyle firmaya gitsem tazminatı alabilme şansım var mı?

CEVAP: Bu soru askerlik görevini yerine getirmek arifesinde olan gençlerimizin sıkça karşılaştıkları bir sorunu tekrar dile getirmiş. Biz de bir kez daha konuya genişçe yanıt verelim;

Aslında sorun işçinin askere sevk belgesinin (silüs) kendisine sevkinden çok kısa bir süre önce verilmesinden kaynaklanıyor. Oysa gençler tıpkı bu sorudaki örnekte olduğu gibi askere gitmeden en azından birkaç ay önce işyerlerinden kıdem tazminatlarını da alarak ayrılmak istiyor. Böylece askerlik öncesinde belki bir tatil, belki başka hazırlıklar yapmak istiyorlar.

Oysa kıdem tazminatını düzenleyen ve halen yürürlükte olan 1475 sayılı iş yasamızın 14. maddesi gereğince kıdem tazminatına müstahak olan kişinin bunu işverene kanıtlaması (belgelemesi) gerekiyor. Bu aynı zamanda askerlik hizmeti gerekçesiyle işten ayrılan işçiye kıdem tazminatın ödenmesi için bir ön koşul.

Yasa kıdeme hak kazanan bir kişinin bu gerekçesini işverene belgelemesini buyurduğundan henüz bu belgeyi almayan işçi işten ayrılmak istediğinde işte tıpkı bu örnekte olduğu gibi bir sorun çıkıyor karşımıza. Çünkü kimi kötü niyetli işverenler “askere sevk belgeni getirmeden kıdemini ödemem” deyip işçiye erken ayrılmak istiyorsan o halde istifa et dayatmasında bulunuyor. Bu da işçinin hak ettiği kıdemini işverene bırakıp işten ayrılması anlamına geliyor.

Bu arada belirtmeliyiz ki işçinin askerlik sebebi ile işten ayrılması koşulunda işyerindeki çalışma süresine göre belirlenen 2 hafta ile 8 hafta arasında olan ihbar (bildirim) öneli sürelerine uymak zorunluluğu yoktur. Yani sevk belgesi elindeyse işten derhal (bildirimsiz) ayrılabilir.

İş kanunu askere gidecek işçinin işten ne zaman ayrılması gerektiği konusunda bir düzenleme yapmadığı için bu sorun böyle devam edip gidiyor. Tabi bu arada konu işçi ile işveren arasında yasal husumetlere de dönüşerek sıkça davalık oluyor.

Şimdi konuya iş yasası yer vermeyince doğal olarak içtihatlara (yüksek yargı kararları) başvuralım ve soruna böyle çözüm arayalım dilerseniz.

Yüksek yargı önüne gelen bu tür dosyalarda öncelikle işçinin askere sevk tarihi ile işten ayrılma tarihi arasındaki süreye bakarak karar veriyor. Ve bu sürenin makul bir süre olması gerektiğini belirtiyor.

Örneğin aşağıda sunduğumuz karar özetinde işçi askere gitmeden 1 yıl önce işyerinden ayrılıp sona kıdem talep etmiş. Bu durumda Yüksek mahkeme işçinin talebini doğal olarak reddetmiş.

“ÖZET: İşten kendi isteğiyle ayrıldıktan bir yıl bir ay sonra askere giden işçi, işten bu nedenle ayrıldığını belirterek kıdem ödencesi talebinde bulunmuştur. Aradaki süre ayrılış nedenini askere gitmek olarak kabul için makul bir süre değildir. Talebin reddi gerekir.” (Y.9.H.D.E.1991/17410 K.1992/3138 T.17.03.1992

Buna karşın işçinin askere gidiş tarihi ile işten ayrılma tarihi arasında Yargıtay’ın “makul süre” tanımına uygun bir süre söz konusu ise aşağıdaki karar özetinde olduğu gibi işçi lehinde kararlar verilmiş.

“ÖZET: İşten ayrılışından üç ay sonra zorunlu askerlik hizmetine başlayan işçinin, işten askerlik nedeniyle ayrıldığının kabulü ve bu şekillerde biten sürenin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gerekir” . (Y.9.H.D. E.1993/10594 K.1994/3038 T.01.03.1994)

Gerçekten de incelediğimiz çeşitli kararlarında Yargıtay bir ay, üç ay, ve hatta beş buçuk ay gibi süreleri de makul süre kapsamında askerlik nedeniyle fesih olarak kabul etmiştir.

Dolayısı ile yanıtımız sizin askerlik öncesi işinizden 1-2 ay gibi bir süre önce ayrılıp daha sonra işverenden kıdem talep etmeniz mümkün olduğu yönündedir. Bununla birlikte istifa değil, askerlik nedeni ile ayrıldığınızı belirten bir dilekçe yazmalısınız. Ancak bu konuda direnen işverenlere karşı verdiğimiz örneklerdeki gibi dava açmak gerektiğini de hatırlatmış olalım.