Altılı Masa’nın anayasa taslağı, CHP’nin vizyon belgesi ve Meclis’teki bütçe görüşmeleri kuşkusuz seçimlere önemli katkı yapacaktır. Ancak muhalefetin konuştuklarından çok konuşmadıklarına odaklanmakta fayda var. Yoksulluk tüm topluma yayılmış durumda. Ülke, koyu bir dinci karanlıkla yönetiliyor. Ama ülkeyi yönetmeye talip muhalefetin gündeminde bunlar yok. Laiklik ve emek savunulmadan nasıl bir gelecek vizyonu kurulabilir?

Bugün konuşmayan, ne olmasını bekliyor
Fotoğraf: Depo Photos

Üç tarih ve bir olay. 28 Kasım, 3 Aralık, 5 Aralık ve tarikat içinde 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesi olayı. Bunların hepsi bir hafta içinde gerçekleşti. 6’lı Masa’nın anayasa taslağı, CHP’nin 2. Yüzyıl Vizyonu ve yine CHP Lideri’nin TBMM’de yaptığı bütçe görüşmesi. Ama onlar kadar konuşulan (en azından toplumun bir bölümünde) bir olay var ki o da Timur Soykan’ın ortaya çıkardığı BirGün gazetesinde manşet olan tarikat liderinin 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi.

“Yaşanan son olayın diğerleri ile ne ilgisi var” diyebilirsiniz. Var, hem de çok ilgisi var. Çünkü bugünlerde muhalefetin konuştuklarından çok konuşmadıklarına odaklanmakta fayda var.

ANAYASA VE YENİ VİZYON

Önce 6’lı Masa sonra da CHP iki önemli toplantı gerçekleşti.

•28 Kasım günü 6’lı Masa, anayasa konusunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin eleştirisi üzerine kurulan bir taslak metini kamuoyu ile paylaştı. Kuşkusuz önemli ve seçimlere etki edecektir.

•3 Aralık günü CHP, hem uluslararası alanda hem de Türkiye’de önemli çalışmalara imza atmış isimlerin de konuşmacı olarak katıldığı 2. Yüzyıl Vizyon Belgesi hazırladı. Kuşkusuz bu da önemi ve CHP’nin önümüzdeki dönemde duracağı yeri göstermesi açısından fikir verici bir toplantı oldu. Seçime etkisi olacaktır.

•5 Aralık günü CHP Lideri TBMM’de bütçe görüşmelerinde konuşma yaptı. Özellikle AKP’nin ekonomi uygulamalarına dair yaptığı tespitlerle önemli bir konuşmaydı. Tüm bu buluşmalarda birçok önemli başlıklara değinildi. Olumlu ve olumsuz yönleriyle tartışıldı. Ama Türkiye Cumhuriyeti’ni yeni yüzyılda yönetme iddiasında olanlar için konuştukları kadar değinmedikleri de fikir verebilir.

NELER KONUŞULMADI?

1- Siyasi partiler ve seçim yasasının nasıl değiştirileceğine dair en ufak bir bilgi verilmedi. Bilgi verilmediği gibi yetkili ağızlardan bu konuların takvim içine alınacağına dair bir açıklama da gelmedi.

2- Anayasa taslağına 6’lı Masa dışında siyasi partilerin, demokratik kirle örgütleri ve sendikaların müdahale olanaklarının ne olacağına dair bir bilgi de edinemedik.

3- Vizyon belgesinde kapitalizme dair elle tutulur bir eleştiri yok. Neoliberal politikaların Türkiye’de yarattığı tahribata dair de çok az söz söylendi.

4- Dünya kapitalizmi sorularken Türkiye’nin yaşadığı derin buhranı Merkez Bankası’nın özerkliği ile anlatmaya çalışmak da başka bir konuşulmayan konu başlığıydı aslında.

5- Çalışanlar neredeyse hiç yok, yoksullar ise Hacer Foggo’nun durum tespiti ile kendine yer bulabildi. Sınıf gibi kavramlar literatüre giremedi bile.

6- Bölüşümde emeğin payının artması ise “çok kazanandan çok vergi” gibi bir cümle ile anlatılmaya çalışıldı. Gerisi ise konuşulmadı.

LAİKLİK NE OLACAK?

BirGün’de günlerdir işlediğimiz Timur Soykan’ın çocuk istismarı haberi ve tarikat gerçeği meselesi bile 6’lı Masa’nın hatta CHP’nin gündemine girmekte çok zorlandı.

İlk haberin üzerinden günler geçmesine rağmen CHP Genel Merkezi’nden (yazı kaleme alındığı saate kadar) bir açıklama gelmedi. Hatta bu sessizliğe CHP’nin tüm yetkililerini de dahil etmek mümkün. Biz yazdık. Manşetlere taşıdık, televizyonlarda konuşuldu, sosyal medyanın en önemli gündemi oldu ama siyasetin radarına giremedi.

Eğer özgür, eşit, demokratik bir ülke hayal ediliyorsa laiklik ekmek kadar su kadar ihtiyaçtır. Çocuklarımızın geleceği için ihtiyaçtır. Bu konuda tarikat ve cemaat yapılanmalarına tepki gösterilemiyorsa, yaşanılan sarsıcı olayın iktidarın laikliği bitiren uygulamalarının sonucu olduğunu anlatmaya cesaret edemeyen bir muhalefet ne zaman konuşacak neyi anlatacak?

SORUNLARIN SAHİBİ YOK

Ülke koyu bir dinci karanlıkla yönetiliyor. Ekonomik kriz ve yoksulluk neredeyse tüm topluma yayılmış durumda. Ama Türkiye’yi yönetmeye talip muhalefet partilerinin gündeminde bunlar yok. Laiklik savunulmadan, emek savunulmadan, örgütlenme savunulmadan, katılım savunulmadan ülke için nasıl bir gelecek vizyonu hazırlanabilir? Ya da bu vizyon ve gelecek kimin geleceği olur? Milyonlarca çalışanın, özgür ve aydınlık bir ülke için mücadele edenlerin olmayacağı kesin.