Bu pazar İstanbul Tabip Odası’nın seçimi var.

Daha önce bahsetmiştim…

İstanbul’un artık iyiden iyiye Saray saflarına girmiş “ulusalcılar”ı geçen ay ilan etmişlerdi.

Milliyetçi, mukaddesatçı, halkçı ve sosyalist hekimler birleşmiş…

Seçimlere İstanbul Hekim Dayanışması adıyla birlikte gireceklerdi.

Önceki hafta Yönetim Kurulu adaylarını da açıklamışlardı.

Ancak hekimlerden öyle tepki aldılar ki Kutsal İttifak baştan ölü doğdu.

Böyle olunca “ulusalcılar”ın A Takımı sahneden çekildi, B Takımı Cumhuriyetçi Hekimler adıyla yeni bir liste oluşturdu.

Yalnız listeyi o kadar yalapşap yaptılar ki, Yönetim Kurulu’na gösterdikleri adayın İstanbul Tabip Odası’na üye olmadığını bile fark edemediler!..

• • •

Bu durumda İstanbul Hekim Dayanışması’nın isim hakkı da yandaşlarla, Milliyetçi Hekimler Grubu’nun Mankurtlaşmış unsurlarına kaldı.

Onlar da Kutsal İttifak’ta “ulusalcılar”dan boşalan yeri, aman Reis duymasın, Fethullahçılarla takviye edip listelerini oluşturdular.

Hayır, ne yaparsa yapsınlar, kendileri bilirler de…

Bir yandan, Sağlıkta Şiddete Sıfır Tolerans, deyip…

Öte yandan acil serviste asistan yumruklayan uzmanı aday göstermeleri pek manidar olmuş!..

• • •

Neticede…

Pazar günkü seçimlerin, önceki yıllarda da olduğu gibi, Demokratik Katılım Grubu’yla yandaşların arasında geçeceği aşikâr oldu.

Sonucu hep birlikte göreceğiz.

• • •

Bu arada, önceki yazılarımda da bahsettiğim, AKit-Aydınlık ruh ikizlerinin TTB’ye saldırısı geçen hafta da Aydınlık yazarı Rıza Zelyut’la devam etti.

Belli ki kendisine dikte ettirilmiş, tamamen kulaktan dolma bilgilerle bir yazı döşendi.

Türk tabipleri neredesiniz?..

Ankara Tabip Odası kimlerin elindeymiş ki Ankara’daki IŞİD katliamından bile hükümeti ve dolayısıyla devleti sorumlu tutuyormuş?..

İzmir Valiliği TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Fatih Sürenkök’ü görevden almakla çok iyi etmiş…

Çünkü, bu “doktor efendi” 15 Aralık’ta yaptığı konuşmada Güneydoğu’daki yurttaşlarımızı faşist bir zihniyetle Kürtler diye ayrıştırmış…

TTB gayri milliymiş…

Hekimler harekete geçsinmiş…

Üff, sıkıldım valla, daha fazla devam edemiyorum, kusuruma bakmayın.

Yalnız gene de müsaadenizle bu Rıza Efendi’nin başlıktaki sorusuna bir cevap vereyim de TTB’ye karşı bir daha haddini aşmasın.

• • •

Buradayız Rıza Efendi buradayız.

Sağlık piyasanın vahşi koşullarına terk edilemez, diyen…

Yıllardır sağlıkta özelleştirmeye karşı mücadele eden…

Her daim hekimlerin hakları ve halkın sağlık hakkını savunan…

Her koşulda hekimlik mesleğinin insani özünü koruyabilmek için çaba sarf eden…

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür…

Ve bir orman gibi kardeşçesine…

Türk, Kürt, Alevi, Sünni, bu ülkenin bütün yurttaşları eşit, özgür, bir arada yaşasın diye çabalayan…

(Alevi, dedim diye bana da faşist diyecek misin Rıza Efendi?..)

Hiçbir otorite karşısında boyun eğmeyen…

Hiçbir baskı karşısında geri adım atmayan TTB’nin yanındayız!..

• • •

Buradayız Rıza Efendi buradayız.

Karanlığa karşı aydınlığı…

Gericiliğe karşı çağdaşlığı…

Mezhepçiliğe karşı laikliği…

Savaşa karşı barışı…

Saltanata karşı demokrasiyi…

Diktatörlüğe karşı özgürlüğü…

İstibdata karşı hürriyeti savunan Demokratik Katılım Grubu’nun saflarındayız!..

• • •

Buradayız Rıza Efendi buradayız.

Tabip odamızı Saray odasına çevirmeye çalışanlara geçit vermemek için pazar günü Sultanahmet’te sandık başındayız!..

Yolun düşerse bekleriz.