Pulitzer ödüllü gerçek bir gazetecilik araştırmasını anlatan Spotlight senenin en iyilerinden…

En iyi film, yönetmen dahil altı dalda Oscar’a aday olan Spotlight, hem Oscar’ın en güçlü adaylarından hem de kuşkusuz bu senenin en iyilerinden. Spotlight filmi ismini The Boston Globe gazetesinin Spotlight ekibinden alıyor ve yaşanmış gerçek bir olayı konu alıyor. Gazetenin yayın yönetmeninin değişmesinin ardından bölgedeki bazı rahiplerin çocuklara uyguladığı cinsel istismarların üzerine düşen ekip araştırmalarını genişlettikçe cinsel istismar olayının Boston’la sınırlı olmadığını ve hatta Katolik Kilisesi’nin tüm bu olayları sistemli bir işbirliği içerisinde örtbas ettiğini fark ediyor.

Hikâye başrolde

cesur-hikaye-109412-1.

Spotlight’ın en önemli özelliği bu denli hassas ve çarpıcı olayı son derece tarafsız, sakin ve aydınlatıcı bir şekilde ele alması. Oyuncu, senarist ve yönetmen Tom McCarthy’nin çektiği Spotlight’ın görselle işbirliği içerisindeki sinema dili yerine hikâyesinde diyaloglara yüklenmesi, oyunculukların dahi geri planda bırakılması ve alışılagelen yükselen sahneleri kullanmaması, kimilerine filmin güçsüz tarafı gibi gelebilir. Ancak ben bu sakin ve naif yaklaşımın bilinçli olduğunu düşünüyorum. Filmin tek bir starının olmaması, soluk renk kullanımı, şaşalı kamera hareketlerinden uzak durulması ve zor düğümlerin net bir şekilde anlaşılarak çözümlenmesi, bunun en iyi göstergelerinden. Olayın kendisi kendini anlatsın denmiş ve yönetmen ile oyuncular egolarını terk ederek bu işin altından kalkmış. Kanımca bu sadelik sinemada ender görülen samimi durumlardan biri ve ben bu samimi duruşu hissettim. Oscar ödülünü hak eden filmlerden olduğunu düşündüğüm Spotlight, bu güçlü filmi kaçırmamanız gerekli.

***

Cesur savcı aranıyor

cesur-hikaye-109413-1.
Giulio Ricciarrelli’nin yönettiği, Almanya’nın bu sene Yabancı Dilde En İyi Film Oscar adayı olan Yalan Labirenti (Im Labyrinth Des Schweigens), Alman sinemasının Nazi dönemi ile sinemada hesaplaşmaya devam ettiğini gösteriyor. Her yeni filmde, bu kez ezberlediğimiz bu döneme nereden yaklaşacaklar derken her seferinde yeni bir cevapla karşılaşıyorum. Bu sefer de 1960’da genç, cesur ve yakışıklı Alman bir savcının devlet tarafından örtbas edilen Nazilerin ve suçlarının izini sürerek Almanya’da yargılanmaları için verdiği kararlı araştırma süreci anlatılıyor. Ne yazık ki bu çarpıcı konu son derece acemi bir yönetmenin ve yetersiz senaryonun kurbanı olmuş. Her kıtası hatta her mısrası aynı olan uzun bir şiire dönüşmüş. Gene de görülmesi gereken bir film.

***

Başrolde efektler

cesur-hikaye-109414-1.
1952’de küçücük bir botla tehlikeli denizlerde kahramanca hareket ederek onlarca insanı kurtaranların gerçek hikâyesi daha iyi ve özel bir filmi hak ediyormuş. Ancak Disney, Zor Saatler (The Finest Hours) filminde CGI efektlerine güvenerek, kurtarma ve hayatta kalma temasının hakkını verememiş. Filmdeki tanker ve bot içindeki insanlardan daha önemli görülmüş olacak ki stok fikir ve stok karakter dışına çıkılmamış. Patlamış mısırlık görsel efektleri bol tarzda bir film isterseniz,-buyurun.