Tartışmayı alevlendiren; Kılıçdaroğlu’nun “Siyaset kurumunun 35-40 yıldır çözemediği bir Kürt sorunu var. Erdoğan, devleti İmralı’daki meşru olmayan bir aktörle muhatap etti. Meşru organ olarak HDP kabul edilebilir” sözlerinden çok, Sezai Temelli’nin ona verdiği “Asli muhatap İmralı” cevabı oldu.

Umutlarını HDP üzerinden, CHP içinde ve CHP-İYİ Parti arasında çatlaklar yaratmaya bağlayanlara gün doğdu! Başladılar döktürmeye: “HDP yoktur PKK vardır, sorunun adı da terördür”, “HDP konusunda Akşener, Kılıçdaroğlu gibi mi düşünüyor?”, “Kılıçdaroğlu İmralı’ya da gidecek mi?

Tut ki gitti, dün AKP gidip gelirken, oradan mektuplar alırken, biraderi televizyona çıkarırken ağzını açmamışsan, şimdi ne desen boş!

İktidar kalemlerinin ve Bahçeli’nin, dün yapıp ettikleri ve söyledikleri tüm tazeliği ile hafızalardayken, milliyetçilik üzerinden bu kazanı daha fazla kaynatma şansları yok.

Nitekim, “Bir de milliyetçi ve MHP kökenli” diye kanırttıkları İYİ Partili Dervişoğlu’nun, parlamentodaki pozisyonuna işaret ederek HDP’yi meşru ilan eden sözleri de saplamaya çalıştıkları “milliyetçilik kaması”nın fazla derine inemediğini gösteriyor.

Tartışmanın Kürtler arasındaki hali daha önemli.

Naci Sapan, bölgenin en sıcak olduğu 90’larda Hürriyet Diyarbakır Büro Şefi ve Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı’yken sürekli konuğu olduğumuz meslektaşım, şimdi CHP’de siyaset yapıyor ve sürekli Diyarbakır sokaklarında. “Burada iki gündür sadece bu konu var” diyor. “Tabanda Temelli’ye karşı ciddi bir tepki var. İnsanlar bu adres gösterme konusundan rahatsız oldu. Geçmişin tecrübeleri var. Buranın insanının siyasal bilinç düzeyi çok yüksek. Öcalan’ı önemsiyor, HDP’yi destekliyor, PKK’yı seviyor olsalar da kendi düşünceleri var ve artık kayıtsız şartsız bir yere bağlanmıyorlar. Kendi düşüncelerini söylüyorlar.

Naci’ye göre, “çözümün adresi parlamento” söylemi bölgede geniş bir yankı ve destek bulmuş. Geçmişte olduğu gibi, kapalı kapılar ardında konuşularak, İmralı’ya, Kandil’e gidip gelinerek bir yere varılamayacağı görülmüş.

Ve Demirtaş’ın açıklaması da durumu netleştirmiş, noktayı koymuş: “Benim bildiğim HDP, Kürt sorunu dahil olmak üzere, Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümüne taliptir, irade sahibi siyasi bir aktördür ve elbette muhataptır. Çözümün adresi de doğal olarak TBMM’dir.

Bu koşullarda Bahçeli’nin ve iktidar kalemlerinin Kılıçdaroğlu’na dönük söylemleri en çok Kılıçdaroğlu’na yarayacak gibi! 2022’de ya da 2023’te yapılacak bir seçimde, iktidar yeniden İmralı’dan medet umar ve buna dönük hamleler yapmaya kalkarsa, şimdi yazılıp söylenenler önlerine konacak, belki de öylesi bir hamlenin önü şimdiden kesilmiş olacak.

Öte yandan, geçen yerel seçimlerde pek işe yaramayan İmralı kartının gelecek bir seçimde Kürt seçmen üzerinde etkili olacağını söylemek de zor.

Belki de bunu gördüğünden, AKP, bölgede de sahaya Diyanet İşleri Başkanı’nı sürüp Kürt seçmeni din üzerinden kendine bağlama peşinde. Ancak bazı araştırmalar, genelde olduğu gibi, bölgede de oy kaybının sürdüğünü, HDP oyunu korur ve artırırken, CHP oylarının ikiye katlandığını gösteriyor.

Bunun için araştırmaya gerek yok ki” diyor Naci Sapan, “Sokakta, insanlar arasında dolaşırken görüyoruz zaten.

Ve ekliyor; “Aslında çözümün adresi sol siyaset. CHP’ye karşı da 1989’dan, Kürt milletvekillerinin ihracından gelen bir güvensizlik var. Biz burada insanlara daha sol, sosyalist kadrolarla gitsek çok daha rahat iletişim kuracak ve güven vereceğiz. Artık, çözümün adresinin demokratik siyaset ve parlamento olduğu konusunda yaygın bir kabul var.