Yatırımcılar, yıllık 2,8 milyar dolar gelirle 4-5 yıl içinde yatırımlarını (13,3 milyar dolardı!) geri alacaklar, kalan 19 yılı tamamen kâr yazacaklar. Demek ki devlet, 5–6 yıllık kira bedelleri ile bu hastanelerin tamamını kendisi yapabilirdi. Bu yetmezmiş gibi faal olan onlarca hastane de kapatıldı.

En büyük batak şehir hastanelerinde

HAZIRLAYAN: İbrahim EKİNCİ

Garanti yükünün yarıdan çoğu şehir hastanelerinden geliyor. Durum vahimdir! Salgında hükümet, bu projelerin yarattığı büyük batağı aklama çabasına girdi. Bunların ne kadar isabetli yatırımlar olduğu ortaya çıkmışmış, salgınla onlar sayesinde başa çıkılmışmış vs… Her zamanki gibi çarpıtma! Kimse, yeni hastane yapılmasın demedi... Eleştirilen, bunu 70 milyar dolardan fazla garanti yükü yaratarak yapılmasıdır.

Hükümet KÖİ modeli ile 31 şehir hastanesi yapacaktı. Tepkiler yükselince sözleşmesi daha yapılmayanlardan vazgeçti. Sağlık Bakanı Koca, kalan 10 projenin bütçe kaynaklarıyla yapılacağını açıkladı.


Bu hastaneler için 2013 tarihli bir mevzuat var. 6428 sayılı kanun, madde 1, fıkra 1’de “Hazinenin mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde sözleşmede belirtilen sabit yatırım dönemi hariç 30 yılı geçmemek üzere1 bağımsız ve sürekli nitelikte üst hakkı tesis edilmek suretiyle yaptırılması...” diyor. Kullanım bedeli (kira) ile mecburi hizmet bedeli olarak iki ayrı ödeme var. Hizmet bedeli şöyle tanımlanmış: “Bakım, onarım ve benzeri hizmetlerin bedeli ile ilgili mevzuatına göre hizmet alımı yoluyla gördürülebilecek hizmetlerin sunulması karşılığında idare tarafından yükleniciye ödenen, 5 yıl ve ihtiyari hizmetlerde sözleşmede yer alan miktara bağlı, tıbbi destek hizmetlerinde ise 10 yılı geçmemek üzere dönemsel piyasa testi ile güncellenen bedeli ifade eder.”

Yani, araziyi Hazine verecek, binayı yüklenici yapacak, ekipman koyacak.

en-buyuk-batak-sehir-hastanelerinde-911537-1.

en-buyuk-batak-sehir-hastanelerinde-911538-1.

(1) THSK - TİTCK: Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu / Burası için de devlet kira ödeyecek. Yatak içermediği için hesaplamanın dışında tutuldu. (2) 8 hastane açıktı. 2 hastane de 2019’da açıldı. Yatak kapasitesi belgelerde 13.423 olarak veriliyor. Hastanelerle ilgili bazı açıklamalarda toplam 13.417 olarak çakıyor. Fark büyük değil, 6 adet. Toplam sütunundaki 6.150 milyon lira kamunun bütçeye koyduğu ödeneği ifade ediyor. (3) Şirketin internet sitesinde yatırım 675 milyon euro olarak verilmektedir. (4) Rönesans, bu projeye ihale sonsarı hisse alarak ortak oldu. (5) 30.815 yatak açılan ve sözleşmesi bitiş aşamasında olan 20 hastanenin yatak kapasitesidir. (6) 521 bin TL yatak başı ücret, 2019 ortalama dolar kru üzerinden 92 bin 180 dolar.

Sağlık Bakanlığı kira + hizmet bedeli ödeyecek. Bu bedel enflasyon ve kura göre güncellenecek. (2) Yatak doluluk garantisi yok. Ancak görüntüleme, laboratuvar, sterilizasyon, dezenfeksiyon ve rehabilitasyon ile atık yönetimi, çamaşır ve yemek hizmetleri için yüzde 70 doluluk garantisi var. (3)
Gelelim bu hastanelerin garanti yükünün hesabına… Çok farklı zamanlarda açıldılar. Açılmayanlar var. Bazılarının kira veya hizmet bedellerini biliyoruz, bazılarını bilmiyoruz. Rakamları gizliyorlar. Devlet, vergi mükellefinin parasını harcıyor ama hesabını “ticari sır” diye gizliyor. Bir tarafı kamu olan hiçbir işlem ticari sır olamaz! Güvenli bir hesap için faaliyet yılındaki ödeme ve yatak sayısından hareket ettik. Farklı zamanlarda devreye girmeleri gözönüne alarak yatak / gün başına ödemeyi, oradan yıllık ödemeyi, sonuçta yatak sayısından 25 yıllık ödemeyi bulmaya çalıştık. Böylece yatak başına kira ve hizmet bedelini içeren ödemeyi dolara çevirerek yürüttük ve hem kamunun ödeyeceği yaklaşık kira + hizmet bedelini tahmin ettik. Daha başından dolara çevirerek hesapladığımız için ayrıca enflasyon artırımları yansıtmadık. Türkiye’de enflasyon çok istikrarsız seyrettiği için zaten tahmin de mümkün değil.
En güncel veriler 2019 ve 2020 bütçe rakamlarıdır. Tablo:2 Sağlık Bakanlığı’nın 2019 bütçesinden alındı. “Kira Bedelleri”nin karşısındaki ödenek rakamı 3 milyar 680 milyon lira. “Hizmet Bedelleri” satırının karşısındaki rakam ise 2 milyar 470 milyon lira. 2019 için ayrılan 6 milyar 150 milyon lira ödeme öngörüldüğünü ortaya koyuyor.

en-buyuk-batak-sehir-hastanelerinde-911535-1.


2020’de bakanlık bütçesinde 7 milyar 575 milyon lira kira, 6,5 milyar lira hizmet bedeli olmak üzere toplamda 14 milyar 75 milyon lira ödeme öngörüldü. Bu yıllarda hizmete açık yatak sayıları da belli. Açılışlara göre kaç yatağın yıl içinde kaç gün hizmette kaldığı belli. 2019 ödeneğini 2019’daki faal yatak/gün sayısına (11 bin 804) böldüğümüzde yatak başına yıllık maliyet 521 bin liraya geliyor. 2020 ödeneğini 2020’de faal yatak/gün sayısına böldüğümüzde de yıllığının 527 bin liraya geldiği görülüyor. Rakamlar birbirine yakın. Biz düşük olanı, 2019’u baz aldık. Hizmet bedeli – kira ayrımı yapmadan “yatak başına maliyet” üzerinden hesapladık.

en-buyuk-batak-sehir-hastanelerinde-911536-1.



2019 ortalama dolar kuru 5,65 lira olduğuna göre yatak başı maliyet 521 bin TL = 92.180 dolar eder. (Belirtelim, bu rakam, bütün hastanelerde yatak başı maliyetin 100 bin dolar olabileceğini, böyle standart bir uygulama yapılmış olabileceğini akla getiriyor.) Hesabı bu rakam üzerinden yapacağız. Sözleşmesi yapılmış olanlar da devreye girdiğinde toplam yatak kapasitesi 30.815 olacak. Bu takdirde: 30.815 yatak için, yatak başına 92.180 dolardan = 2 milyar 840 milyon dolar ödenmesi gerekecek. Bakanlığın ödeyeceği yıllık kira + hizmet bedeli rakamı bu civarda olmalıdır. 25 yıl ödeyeceği toplam kira da 70 - 71 milyar dolar olacaktır!

Erken devreye giren 25 yılı erken tamamlayacak, geç devreye girenler de geç. Ama sonuçta devletin ödeyeceği toplam rakam aynı kalacak. Devletin ödemesi: 71 milyar dolar. 25 yıl sonunda hastaneler mülkiyetine geçecek. (4)

Şirketlerin yatırımı: 20 hastane için bakanlık raporlarına göre 11,3 milyar dolar!

Yüzde 20 özkaynak kullanmaları şart. Kalanı kredi ile karşıladıklar��nı öngörerek finansman giderlerini de ekleyelim. 11,3 milyar doların yüzde 80’i (9 milyar doları) için kredi kullandıklarını varsayalım. Bu kredileri 5 yıl vadeli, libor + artı 2 ile aldıklarını düşünebiliriz. Kabaca yüzde 4 faiz dersek, yaklaşık 2 milyar dolarlık faiz yükü çıkıyor. Buna göre finansman gideri dahil müteahhitlerin toplam yatırımı 13,3 milyar dolara geliyor.

13,3 milyar dolar yatırım, bir yılda, (devletten alacakları kira kadar=) 2 milyar 840 milyon dolar getiriyi ancak yüzde 21,5 faizle sağlayabilir. Yani devleti banka gibi düşünürsek, müteahhitlerin parasına dolar bazında yüzde 21,4 faiz verdiği anlamına geliyor bu.

Sayıştay birçok aykırılık tespit etmiştir. Dahası, açılmadan bazı hastanelere ödeme rakamları, sözleşme tarihindekinin çok üzerine çıkmaktadır. Prof. Dr. Uğur Emek, Bilkent’le ilgili incelemesinde, sözleşme tarihinde kira (300 milyon TL) + hizmet bedeli (41 milyon TL) birlikte 341 milyon TL olan (o dönem kuru ile 155 milyon avro!) hastanede 2018 yılı için rakamların kira + hizmet bedeli olarak 1.237 milyon liraya (209 milyon avroya!) çıktığını belirtmektedir. Emek, “Bunun nedeni, Sağlık Bakanlığı’nın ödenecek bedele yapılan zamlarda hem enflasyon hem de döviz kuru risklerini tartışılacak derecede üstlenmesidir. Bakanlık, sadece döviz kuru riskini üstlenseydi; Aralık 2018’de kullanım bedeli avro cinsinden 155 milyon, TL cinsinden de 918 milyon olacaktı” diye yazdı.

Yatırımcılar, yıllık 2,8 milyar dolar gelirle 4 - 5 yıl içinde yatırımlarını (13,3 milyar dolardı!) geri alacaklar, kalan 19 yılı tamamen kâr yazacaklar. Demek ki devlet, 5–6 yıllık kira bedelleri ile bu hastanelerin tamamını kendisi yapabilirmiş.

Yukarıdaki hesaplamalara Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu binasının kira ödemeleri dahil değildir. Bu iki binayı yapan CNN Group’un başındaki Murat Çeçen, Capital Dergisi’yle röportajında, yatırımın 711 milyon avro olacağını açıklamıştı. İhale döneminde aldığım notlara göre yıllık kira 238,3 milyon lira. İhale dönemi (2013) kuruyla bu para 119 milyon dolara geliyor. Bunun üzerinden tahminde bulunursak şirketin 15 yılda alacağı kira ise 1,8 milyar dolara yakın çıkıyor.

***

Sayıştay’ın kritik tespitleri

Hastanelerin bazılarına ait taahhüt tutarlarının kayıt dışı kaldığı görülmüştür. Taahhüt tutarlarının üçer aylık dönemler itibarıyla gerçekleşme durumunun da muhasebe sisteminde izlenmediği anlaşılmıştır. (…) Muhasebe kayıtlarının, mevzuata uygun yapılmaması sonucunda oluşan borç gizlenmektedir. İdare tarafından görevli şirkete taahhüt edilen talep garantilerinin muhasebeleştirilmediği ve bilanço dip notlarında gösterilmediği tespit edilmiştir.5

Sayıştay’dan sözleşmelerin gizlenmesi uluslararası denetim standartlarının ihlalidir. Bakanlıktan ihale dokümanı ile yatırım ve işletme dönemine ait sözleşme ve ekleri yazılı ve sözlü olarak talep edilmiş olmasına rağmen temin edilememiştir.

Tesisler yüksek doluluk oranlarına ulaşmış olmalarına rağmen miktara bağlı hizmetlerin alt kırılımlarında talep garanti miktarlarının altında kalındığı tespit edildiğinden, planlama aşamasında verilecek garanti miktarlarının ihtiyaç analizi yapılarak belirlenmemiştir.

Cerrahi setlerin bir kısmının hekim tespitlerine göre kullanımı mümkün değil.

Görevli şirketlerin (kredileri için) idare tarafından, yetkisi olmadığı halde, üstlenim taahhüdünde bulunuldu. Bu işlem mali tablolara yansıtılmadı.
Tıbbi alanlar dışındaki alanların idare personelince mi yoksa görevli şirket personelince mi kullanılacağı belirlenemedi. Ticari faaliyetlerin yürütüleceği net alanlar tespit edilemedi. Adana, Manisa ve Elâzığ Şehir Hastaneleri yerleşkelerinin bazı bölümleri şantiye halinde olduğu halde hizmet bedeli tam ödendi.
Bazı hastanelerde bazı bölümlerin yapımı hastaneler açıldıktan sonra devam etti. Elâzığ Şehir Hastanesi’nde tüp bebek birimi bulunmamasına rağmen, tüp bebek birimi için garanti bedeli ödendi.

Her türlü ihtilafın tahkim yeri Mersin Şehir Hastanesi’nde İstanbul, diğer 7 şehir hastanesinde ise Londra olarak belirlendi.

***

1- Bu süre önce 49 yıldı. 30 yıla indirildi. Daha sonra da birçok hastane için 25 yıl olarak belirlendi.

2- “MADDE 5 – (1) “... Dönem sonunda TÜİK’ce belirlenen dönemsel ÜFE ile TÜFE toplamının yarısı oranında kullanım bedeli artışı yapılır. Yüklenici tarafından yabancı para birimi ile kredi temin edilmesi ve kullanım bedelinin yeniden belirleneceği tarihteki ilgili döviz kurundaki değişimin ÜFE ve TÜFE toplamının yarısı oranından yüksek veya düşük olması halinde, idare tarafından (...) düzeltme katsayısı marifetiyle kur farkı hesaplanır ve yabancı para birimi ile borçlanma oranında kullanım bedeline eklenir veya kullanım bedelinden çıkarılır.” MADDE 56- (2) Kullanım bedeli, her bir takvim yılında, üçer aylık dönemlere tekabül eden peşin ödemeler şeklinde yapılır.” Hizmet bedeli ödemesi ise aylık yapılacak.

3- Hizmet alanları toplamda 19 alan. Bunların 6’sı zorunlu, 13’ü isteğe bağlı hizmet . Projede varsa otel, restoran, eczane gibi ticari alanlar, P3 hiz-metleri adı altında yüklenici firma tarafından 25 sene boyunca işletilecek.

4- Bu arada 2019’da açılan Bursa ve Bilkent hastanelerinin yıl içinde devreye alındıkları ve devletin de bütçeye ödenek koyarken bu iki hastaneye ödemeleri de dikkate aldığını düşünerek hesap yaptık. Eğer böyle değilse, ödenek sadece 8 hastane dikkate alınarak konulmuş ise yatak başına öde-me, toplam kira ödemesi çok daha yüksek rakamlarda olacak demektir.

5- Prof. Dr. Uğur Emek, bu muhasebeleştirme sorunlarına dikkat çektiği makalesinde, “Hesaplamaların hepsini bir araya getirirseniz; mevzuata göre SB’nin 2019 Bilançosunda şehir hastanelerinde verilen talep/gelir garantilerinin (930 ve 931 nolu hesaplarda) 445,3 milyar TL civarında kaydedilmesi gerektiğini görebilirsiniz. Sizce, şehir hastanelerinde verilen yaklaşık 445 milyar TL tutarındaki talep garantisi, Sağlık Bakanlığının bilançosunda gizlene-cek/ihmal edilecek kadar önemsiz bir kalem midir? Yoksa kamu kaynaklarının harcanması ve raporlanması konusunda, yetkililerimizin mevzuat dışında bildikleri daha iyi başka bir seçenek mi var” demektedir.