Ne kadar da hızlı oldu, ne kadar zamansız!

Hastalığını öğrenmenin şokunu atlatmadan ölümünü duyduğum sevgili dostum, meslektaşım, özgür ve bağımsız gazetecilik kavgasında hep omuz omuza yürüdüğümüz mücadele arkadaşım İsmet Demirdöğen’den söz ediyorum.

Ölüm haberi paylaşılırken RTÜK eski üyesi ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) eski başkanı yazıldı. Oysa İsmet’in ÇGD’liliği eskimez!

2003 yılında, ÇGD’nin 25. Yılı anısına hazırladığımız “TÜRKİYE’DE GAZETECİLİK – Eleştirel Bir Yaklaşım” kitabının Sunuş’unda “ÇGD ile 12 Eylül sonrasında, 1982 yılında, 22 yaşında bir delikanlı olarak tanıştım. Bizi ÇGD’nin delikanlılığı cezbetmişti. Genç gazeteciler nerede gazetecilikle ilgili bir sorun olsa, orada en ön safta ÇGD’yi görüyordu. Delikanlı ÇGD ile biz genç gazeteciler arasında tam bir kan uyumu vardı. Medyanın gündemi halkın gündeminden koparken, grup çıkarı toplumsal çıkarların önüne geçerken, devlet baskı yasalarını dayatırken, sokaklarda gazeteciler öldürülür, andıçlar yayınlanırken mücadelenin en önünde hep ÇGD vardı. ÇGD’nin 10. yılında genel sekreter olma onuruna kavuştum, 20. yılda ise genel başkan olarak ‘20 yaşında bir delikanlıyız’ demiştim. ÇGD şimdi 25 yaşında ve yine delikanlı!”

İsmet 22 yaşında bir delikanlı olarak ÇGD ile tanıştığında, ben de aynı yaşta, aynı idealleri paylaşan bir delikanlı olarak Mamak Cezaevi’ndeydim. Bizim yolumuz ben cezaevinden çıkıp gazeteciliğe başlayınca kesişti ve hiç ayrılmadı. ÇGD genel başkanlığını 2003 yılında ondan ben devraldım.

İkimiz de girdiğimiz kavgaları ancak “birleşe birleşe” kazanacağımıza inandık. Bölünmüşlük hep içimizi acıttı. Daha geniş yapılarda yan yana duran ve aynı hedefe yürüyen gazeteciler olalım istedik. ÇGD’den kalkıp dünyanın gazetecilik örgütlerinde de söz söyledik. Hiç durmadık, hiçbir zaman örgütlü mücadelelerin dışında kalmadık!

Aynı Sunuş yazısında “Bizi izlesinler” demişti İsmet. “Örgütsel dağınıklığı aşmak için elimizden geleni yapıyoruz. Gazeteciliğin karşı karşıya olduğu sorunları ancak çok güçlü birlikteliklerle aşabileceğimizi biliyoruz. Bu yüzden ÇGD, G-9 Platformu olarak anılan ve 11 gazetecilik örgütünü bünyesinde toplayan oluşuma bütün gücüyle omuz veriyor. 30. yaşını kutlarken gazetecilerin bölünmüşlüğünden söz etmek istemiyor.”

Keşke ülkenin bütün gazetecilerinin güçlü bir çatı altında birleştiğini görmeden gitmeseydin be İsmet!

Keşke “Ubuntu”yu görmeden gitmeseydin!

En son 19 Aralık’ta konuşmuştuk. İkimiz de HalkTV’de RTÜK’ün muhalif kanallara verdiği cezalar ve seçime doğru giden memleketin tek adam rejiminden nasıl kurtulacağı hakkındaki görüşlerimizi paylaştıktan sonra.

Bu köşede birkaç kez yazdığım bir Afrika felsefesi olan Ubuntu’yu anlatmıştı İsmet. Ancak “biz” olduğumuzda “ben” olabileceğimize dair felsefeyi. Batılı bir antropoloğun araştırma yaptığı köyde, çocukları yarıştırarak hedefe ilk ulaşanın dala astığı şekerleri almasını istediğinde, çocukların el ele tutuşarak gidip şekerleri almasının hikâyesini…

Tek adam rejiminden de ancak Ubuntu ile kurtulunabileceğimizi, ancak Ubuntu ile dayanışmacı, paylaşımcı bir gelecek kurarsak daha güzel bir ülkemiz olacağına inandık.

İyi insanlar, Türkiye’nin dört bir yanından, o Afrikalı çocuklar gibi, deprem acısını paylaşıp azaltmak için el ele vererek koştular İsmet. Hastalıkla boğuşurken oradaki Ubuntu’yu ne kadar görebildin bilmiyorum.

Tökezlemeler olsa da sonunda Ubuntu ile gidip tek adam rejimine de son vereceğiz. Keşke görebilseydin be İsmet!

Söz, hayalimizdeki Ubuntu ülkesini kuracak ve seni orada hep delikanlı halinle hatırlayacağız.