TTB’nin geçen çarşamba günü yaptığı hepi topu 82 sözcük 525 karakterden ibaret “Savaş bir halk sağlığı sorunudur!” başlıklı açıklama...

Aslında olağan koşullarda dikkate bile alınmazdı ama, malumunuz, kıyameti koparttı.

Olay AKP Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “sözde TTB”yi “terörist sevici” olarak suçlamasına kadar gitti.

Benim izleyebildiğim kadarıyla bu tür olaylarda hep olduğu gibi ilk tepkiler sosyal medyada geldi, başlarda öyle abartılacak bir durum yoktu ama sonra devreye ‘kripto FETÖ magazinciler’ girip olayı köpürttüler.

Gerçekte TTB’nin açıklamasında köpürtülebilecek bir kelime bile yoktu ama…

Vay efendim, savaş dediğin iki devlet arasında olurmuş da, TTB teröre karşı mücadeleye nasıl “savaş” dermiş?..

Gören, duyan da 1. Geleneksel Uluslararası Dilbilim Kongresi’nde yapısöküm tartışması yapıyoruz zannedecek!..

Maksat faşistlik olsun.

Sonra bir kere yukarıdan düğmeye basıldı ya, alayı sökün etti.

İnandıkları fikri savunmaktan aciz oldukları için de…

Veryansın hakaret, küfür, kıyamet.

•••

En çok Milliyetçi Hekimler adına yapılan açıklamaya güldüm.

Niçin, derseniz, bunlar uzun süre AKP’ye ve AKP’nin sağlık politikalarına neredeyse bizim kadar şiddetle karşıydılar, ama sonra AKP tarafından mankurtlaştırılınca AKP dostu oluverdiler, onun için.

Ya Hekim Haklayanlar Derneği, HHD’ye ne demeli?..

Hemen hepsi AKP döneminde makam, mevki sahibi olup, bulundukları mevkilerde hekimlerin hakları olduğunu akıllarına bile getirmeyen…

İki yılda bir de Tabip Odası seçimlerinde Sultanahmet’te hekimlerden ağızlarını payını alan zevat.

Sanki doktorlar sizin neyin peşinde olduğunuzu bilmiyorlar.

Hâlâ gaflet ve dalalet içindesiniz!..

Bunlar neyse de, bu seferki sürpriz İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nden geldi, yazılı bir açıklama yapıp TTB’yi bildiriyi geri çekmeye ve özür dilemeye davet etti.

Hani sanki TTB, Sağlık Müdürlüğü’nün bağlı kuruluşu, ya da sanki Sağlık Müdürlüğü TTB gibi bir meslek örgütü.
TTB yanlış bir şey yaparsa üyeleri tepki gösterir de, sana ne oluyor birader?..

Öyle bilmiyormuş gibi sorduğuma bakmayın, ben bu İstanbul Sağlık Müdürü’nü ta asistanlığından tanırım, cevabı da gayet iyi bilirim.

Bu arkadaş vakti zamanında İstanbul Tabip Odası seçimine katılmış, kendisini kabul edecek hiçbir liste bulamadığı için bağımsız aday olmuş, asistan arkadaşlarından bile oy alamayıp evinin yolunu tutmuştu.

Onun acısı çıkmamış, demek ki.

Bir de bu Müdür Bey’in Hemşinli büyük dedesi Birinci Meclis’te Lazistan Mebusu Necati Memişoğlu’dur…

Herhal O’na özendi hazret!..

•••

Geçen seçimlerde “Milliyetçi, mukaddesatçı, halkçı, sosyalist hekimler birleştik!” hevesleri kursaklarında kalan ulusağcıların fırsat bulmuşçasına ellerini ovuşturmalarını geçeyim de bu linç kampanyasının asıl oğlanına geleyim…

Memuru-Satan-Sen konfederasyonuna bağlı Sağlık-Muhbir-Sen.

Önce savcıları göreve çağırdılar, sonra Ankara Adliyesi’ne gidip suç duyurusunda bulundular, Twitter’da da günlerce #HadddiniBilTTB hashtagiyle kampanya yürüttüler.

TTB’nin suçu neymiş, peki?..

Suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak!..

Vay, vay, vay!..

Peki, TTB’nin açıklamasındaki hangi cümleler, hangi ifadeler bu suçlara denk geliyormuş?..

Cevap…

Tısss!

Hayır, velev ki, TTB bir konuda suç işledi, memleketin polisi var, savcısı var, size ne oluyor?..

Ne olacak; bunların sabık başkanı şimdilerde AKP’den milletvekili ya, mevcut da sıranın kendisine geldiğini düşünüyor, belli ki.

•••

Kendi adıma en çok güldüğümü en baş yazdım ama en komiğini en sona bıraktım.

Doc’s Club!..

O da neymiş, derseniz, ben de bu vesileyle öğrendim, üyelerine bal, kaymak, sucuk, kaşar, filan pazarlayan bir sosyal medya oluşumu imiş.

Onlar da cemaate uyup TTB’yi kınamışlar!..

Bu arada sayfalarının başına da “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır!” diye bir açıklama koymuşlar…

Üç cümlelik açıklamalarında tam yedi tane imla hatası yapmışlar.

Hayır, madem bu kadar vatansever, milliyetperversiniz, insan önce biraz zahmet edip anadilini doğru yazmayı öğrenir, “brother”.

Hem o İngiliz müstevlilerinden miras isim ne öyle?..

Hemen değiştirip “yerli ve milli” bir isim edinmezseniz, haftaya bir kampanya da ben başlatıyorum…

#HaddiniBilDoc’sClub!..