Cumartesi günü Hatay’daydık.

Suriye’ye Emperyalist Müdahaleye Hayır Platformu’nun düzenlediği basın açıklamasına katıldık.

DİSK, KESK, TMMOB, TTB olarak bu yıl Dünya Barış Günü’nde Hatay’da yapılacak etkinliğin önemli olduğunu...

Merkezi düzeyde katılımın yerel örgütleri güçlendireceğini değerlendirmiştik.

DİSK Başkanı Erol Ekici, KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, TMMOB İkinci Başkanı Züber Akgöl gelmişti.

Bizim merkez heyetimizde, TTB Başkanı Özdemir Aktan, eski Başkanımız Gençay Gürsoy ve Merkez Konsey’den üç üyeydik.

***

Basın açıklaması için Eğitim-Sen’in önünde toplandığımızda kitle o kadar kalabalık ve canlıydı ki belirlenen saati bile beklemeden yürümeye başladı.

Polisin önümüzü kesmesi, pazarlıklar, sloganlar…

Malûm mûtad tartışmalardan sonra barikat kaldırıldı.

Yürüyüş boyunca…

Sadece yürüyüşçüler değil, çevreden geçenlerin, esnafların da alkışlarla, sloganlarla destek vermesi dikkat çekiciydi.

Kısa bir yürüyüşün ardından uzunca bir çarşının ucunda kurulan platformda konuşmalar başladı.

Önce Suriye’ye Emperyalist Müdahaleye Hayır Platformu’nun ortak basın açıklamasını Hatay Tabip Odası Başkanı Selim Matkap okudu.

Sonra emek, meslek örgütlerinin, siyasi partilerin yöneticileri konuştular.

Toplam dokuz konuşma yapıldı.

Öyle olunca…

Konuşmacılar kendilerine ayrılan süreyi makûl ölçülerde kullansalar da bir saate yakın sürdü…

Basın açıklaması da mitinge dönüşmüş oldu.

***

Toplanma, yürüyüş, sloganlar neyse de bu tür etkinliklerde konuşmalar pek dinlenmez…

Hele böyle uzayınca kitlede bir sönükleşme, dağılma başlar, bilirsiniz.

Cumartesi günü Hatay’da tersi oldu.

Coşku hiç azalmadığı gibi kitle de giderek arttı.

Coşku dedim ama aslında hakim duygu tedirginlik ve tepkiydi benim gözlediğim.

Konuşmalarda ABD ve AKP’nin adı her geçtiğinde “Katil ABD, İşbirlikçi AKP” sloganı atıldı hep birlikte.

Bu arada…

Yandaş basın gene Esad posterlerini öne çıkarıp “Baasçı gösteri” imajı yaratsa da…

Platformun üzerinden saydım…

Binlerce lolipop dövizin içinde topu topu dört tane Beşar Esad fotoğrafı vardı.

***

Gerek miting sırasında gerekse öncesinde, sonrasında konuştuğumuz Hatay’lılar çok tedirgindi.

Suriye’de olup biten kadar, hatta ondan da çok Suriyeli “sığınmacılar”dan kaynaklanıyordu tedirginlikleri.

Özellikle akşamları sokaklarda, caddelerde, parklarda toplu halde dolaştıklarını ve olay çıkardıklarını…

Şikayetçi olduklarında polisin işlem yapmaktan kaçındığını anlattılar.

Yıllardır Alevi, Sunni, Hırıstiyan, Türk, Kürt, Arap birlikte yaşadıklarını…

Büyük bedeller ödeyerek öğrendikleri birlikte yaşamanın değerini çok iyi bildiklerini…

Ama şu andaki durumun farklı olduğunu söylediler.

Suriye’den gelenler için kurulan kamplardan ve sığınmacılardan değil…

Bazı kampların askeri amaçlarla kullanılmasından ve bazı “sığınmacılar”ın kendi yaşam alanları için tehdit oluşturmasından şikayet ettiler, en çok.

Sözün kısası…

Hatay çok gergin gerçekten.