Hem de Ortaçağ uzmanı…

Uzun yıllardan beri hayatımıza farklı bir komedi anlayışı katan Monty Python ekibinin en sağlam direklerinden biri, Terry Jones 77 yaşında veda etti. Nadir görülen türde bir demansla, hızla ilerleyen aphasia ile uzun zamandır yiğitçe ama iyi huylu bir mücadeleyi sürdürüyordu. Onun gibi biri için, hayatını insanlarla yazarak ya da konuşarak iletişim kurmak üzerine kurmuş bir yönetmen, senarist, yazar için, mücadeleye değer bir hastalık.

Haberin duyulmasıyla birlikte, Monty Python tepkileri de yağmur gibi yağdı. Terry Jones, dört başka Britanyalı (Michael Palin, Eric Idle, John Cleese ve Graham Chapman) ile bir Amerikalı (Terry Gilliam) ile 1969’da Monty Python’ı kurmuştu. Televizyon skeç şovları “Monty Python’s Flying Circus” önce Britanya’da, sonra A.B.D.’de (1970’lerin ortalarında) efsane hâlini almıştı. Abzürd bir komedi yapıyorlardı.

Grammy ve Tony ödüllü Eric Idle, “Onu 1963’te Edinburgh Festivali’nde gördüğüm anda sevdim” diyor. Sonradan da “Hepimiz onunla onca kahkahayı, sahnede ve sahne dışında dört dörtlük şamatayı paylaştık. Böyle yetenekli ve sonsuz coşku sahibi bir adamın sessizce gidişini görmek ne tuhaf” diye eklemiş. Pythonluğu asla elden bırakmayan John Cleese de, 1989’da ölen Graham Chapman’ı adını vermeden anarak, “İkisi gitti, kaldı dört tane” diye özetlemiş.

Cleese ile Jones’un pek geçinemedikleri rivayet olunurdu. Bir söyleşide, “İlgisi yok” demişti Terry. “John’a topu topu bir kere sandalye atmışımdır.” Oysa Cleese, onun bir sabah güneydeki çekimde uyanıp, çimenler ne kadar yeşil diye heyecana kapıldığını hatırlıyor. Sonsuz bir enerji ve coşkusu olduğunu söylüyor. Jones’un skeçleri, senaryoları genellikle birlikte yazdığı kişi ise, Michael Palin’di. “Terry benim en yakın, en değer verdiğim dostlarımdan biriydi” diyor. “İyiydi, cömertti, destek olurdu, hayatı sonuna kadar yaşama konusunda tutkuluydu.” Bir başka kaynakta, “Kuşağının en komik yazar/oyuncularından biriydi” demiş. “Tam bir Rönesans komedyeniydi: yazar, yönetmen, sunucu, tarihçi, harika bir çocuk yazarı ve yanınızda olmasını isteyeceğiniz en sıcak, en harika arkadaş.” Tarihçi, evet. Çok değerli bir Ortaçağ uzmanı. Unutulmasın isteriz.

1975’te grubun filmlerinden “The Holy Grail”i yöneten Amerikalı Monty Python üyesi Terry Gilliam’a göreyse, “Pırıl pırıl, sürekli sorgulayan, geleneklerle kurumlara karşı çıkan, haklı olarak tartışmacı ve öfkeli ama aynı zamanda saldırganca komik, cömert ve iyi kalpli (gene aynı sıfatlar!) bir insan”dı.

Monty Python saflarında dünyada komedi anlayışını değiştirenlerden biri olan Terence Graham Parry 1 Şubat 1942’de Kuzey Galler’de, Colwyn Bay’de doğdu, “Pat diye İkinci Dünya Savaşı’nın tam ortasında”. Banker babası o sıralar Kraliyet Hava Kuvvetleri ile İskoçya’daydı. Jones, bir viski markasına atıfta bulunarak, “Herhalde orman tavuklarını koruyorlardı” diyor, Ama sonradan RADAR denemeleri yapıyorduk dediler.” O beş yaşındayken aile Londra banliyölerinden Claygate’e taşındı. Radyoda Peter Sellers’lı “The Goon Show” vardı. Jones, “İmgelemin sürrel oluşuna ve komedinin hızına” bayıldı. Televizyonda da bunları sevecekti.

Aktör olmak aklından geçti ama gittiği okulda tiyatroya en yakın şey ilahiyat dersleriydi. Öğretmenleri, yeşil suet papuçlar giydikleri için aktörlerin homoseksüel olduğuna inanıyordu.

Oxford’a kabul edildi, Ama aklı gene de şiir programına hayran kaldığı Cambridge’deydi. “İyi ki Oxford’a gitmişim. Yoksa ne Mike Palin’i tanırdım, ne Geoffrey Chaucer’ı. Hayatım da bambaşka bir şey olurdu.” Sonunda Oxford ve Cambridgeli çocuklar birbirini buldu.

1963’de Terry Jones ilk müzikali “Loitering With Intent”te oynadı, yazılışına katkıda bulundu. Derken “The Frost Report”ta Palin, Chapman, Idle ve Cleese’le bir araya geldiler. Böylece, 1969’da “Monty Python’s Flying Circus” doğdu. İsmi bulmakta biraz zorlandılar. Terry Jones 2009’daki bir New York Times söyleşisinde, “Kimseye benzememek, tahmin edilemez olmak istiyorduk,” diyor. Ama “Pitonesk” artık Oxford sözlüğünde bir kelime, demek ki tam bir başarısızlığa uğramışız.”

Halbuki Jones’un erkek kardeşi ilk ortak şovlarının adını duyunca, “Hayatta tutmaz” demişti…

cukurda-defineci-avi-540867-1.