SORU: Bir buçuk yıl SSK’siz çalıştığım firmada, iş akdimin feshinden dolayı tarafıma imzalatılan ibranamede, dışarıdan çalıştığım ve tüm haklarımı aldığıma dair bir ibare geçiyor ( Bu ibarede kalan ücret yanı sıra kıdem+ ihbar + yıllık izin tutarları bulunmamakta). Genelde sizlerin de bildiği üzere, bu türde ibareler gerekli kurum ve kuruluşlara şikâyeti önlemek amacı ile yazılmakta ve ileriye dönük ödeme vaatleri ile imzalatılmakta. Geçen zaman içerisinde kalan hakları ödemeyen bu işveren için, iş mahkemesinde açacağım dava, aleyhime olur mu?

CEVAP: Öncelikle belirtmeliyiz ki ibraname ile ilgili kamuoyunda özellikle de çalışanlar bakımından yanlış bilgiler var. Bunların başında da işverenin ibraname (aklanma belgesi) imzalattığı işçinin, işçilik hakları ile ilgili olarak artık herhangi bir hak iddia edemeyeceği bilgisidir.

Oysa işverenin oluşmuş olan işçilik hakları ile ilgili tüm ödemeleri yaptığını kanıtlama yükümlülüğü söz konusudur. Bu konudaki ispat külfeti, işverene düşmektedir. İbraname ise tek başına bu konuda bir kanıt aracı niteliğinde değildir. İşverenin işçilik hakları (ihbar, kıdem tazminatı, bakiye yıllık ücretli izin hakkı, fazla mesai vb.) ile ilgili yaptığı ödemelerin kalem kalem ibranamede açıkça yer almasının yanında, bu ödemelerin banka kanalı ile yapıldığının kanıtlanması gerekir. Bu da banka dekontlarının ibranamenin ekinde yer alması ile mümkündür.

Diğer taraftan ibranamenin geçerli olması bakımından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420’nci maddesinde yer alan nitelikleri taşıması gerekir. Yargıtay, aşağıda özetini sunduğum bir kararında (Y.9. H.D. E.2016/21421 K.2019/22781 T. 19.12.2019) bu konudaki görüşünü açıkça şöyle belirtmektedir:

İBRANAMENİN GEÇERLİLİK KOŞULLARI

“İş ilişkisinde borcun ibra yoluyla sona ermesi ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420 inci maddesinde öngörülmüştür. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması gerekir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420’nci maddesinde, iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde yapılan ibra sözleşmelerine geçerlilik tanınmayacağı bildirilmiştir. Aynı maddede, alacağın bir kısmının ödenmesi şartına bağlı ibra sözleşmelerinin (ivazlı ibra), ancak ödemenin banka kanalıyla yapılmış olması halinde geçerli olacağı öngörülmüştür. 4857 sayılı İş Kanununun 19’uncu maddesinde, feshe itiraz bakımından bir aylık hak düşürücü süre öngörülmüş olmakla, feshi izleyen bir ay içinde işçinin işe iade davası açma hakkı bulunmaktadır. Bu noktada feshi izleyen bir aylık süre, işçinin eski işine dönüp dönmeyeceğinin tespiti bakımından önemlidir. O halde feshi izleyen bir aylık sürede işverenin olası baskılarını azaltmak, iş güvencesinin sağlanması için de gereklidir. Geçerli ve haklı neden iddialarına dayanan fesihlerde dahi ibraname düzenlenmesi için feshi izleyen bir aylık sürenin beklenmesi gerekir. Bir aylık bekleme süresi kısmi ibra açısından işçinin bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesinin bir ay süreyle gecikmesi anlamına gelse de temelde işçi yararına bir durumdur. Hemen belirtelim ki bir aylık bekleme süresi ibra sözleşmelerinin düzenlenme zamanı ile ilgili olup ifayı ilgilendiren bir durum değildir. Başka bir anlatımla işçinin fesih ile muaccel hale gelen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti gibi haklarının ödeme tarihi bir ay süreyle ertelenmiş değildir.”

***

Görülebileceği gibi yukarıdaki yukarıda belirtilen özellikleri taşımayan ibra belgelerinin geçerliliği yoktur. Dolayısı ile işverenin size imzalattığını belirttiğiniz ibranamenin yargı aşamasında kabul görmeyeceğini söyleyebiliriz.