AKP-MHP iktidarının temel özelliklerinin başında insana değer vermemesi geliyor.

Çağımızın “insan değeri” kavramından çok uzak olan iktidarın kendi yandaşlarına yakın durması, onların yararına ayırımcılık yapması bu gerçeği değiştirmiyor.

Geçen hafta çok gecikmeli de olsa yürürlüğe konulan insan hakları eylem planında da bu hafta açıklanan ekonomik reform paketinde de insana değer verildiği anlayışı yer bulmuyor.

İktidarın insana bakışındaki sakatlığı, biri işsizlik ile ilgili son bir kavram; öbürü de genel anlamda spor olmak üzere iki somut örnek, yeterince açıklıyor.

“ATIL”

İktidarın sözlüğünde, en temel insan haklarından biri olan “çalışma hakkının” bulunmadığı, TÜİK’in 10 Mart tarihli Haber Bülteni’nde açıklanan Ocak 2021 işgücü verileriyle bir kez daha kanıtlanıyor. Bülten’de yer alan açıklamaya göre, “ilk kez”, “Uluslararası Çalışma Örgütü-ILO önerilerine ve Avrupa Birliği tüzüğüne uyum sağlamak amacıyla istihdam ve işsizliğe ek olarak tamamlayıcı göstergeler” kullanılıyor.

Yeni göstergelerin en önemlisi, bugüne dek adı sanı duyulmayan “atıl işgücüdür.”

TÜİK, Ocak ayında toplam 63,2 milyon olan 15+yaş ya da çalışma çağı nüfusunun yüzde 29,1’ini “atıl işgücü” olarak tanımlıyor. Bir başka anlatımla, üçte ikisi kadın olmak üzere toplam 18,4 milyon çalışabilecek insanımız “atıldır.” Böylece, şimdiye dek yapılan tüm istatistik oyunlarına karşın bir türlü düşürülemeyen açık işsizlik oranı, atıl işgücü kavramıyla gizlenmeye çalışılıyor.

Atıl, bilindiği gibi “tembel, işsiz, aylak, etkisiz, işe yaramaz” anlamına geliyor. Bu ülkenin çalışma çağında bulunan her üç insanından birini atıl duruma getirmesi; daha doğrusu ülkeyi bir atıl insanlar ülkesine dönüştürmüş olması, tek başına bu iktidarın insan duyarlılığı olmadığını kanıtlıyor.

İktidarın işgücü ile ilgili duyarsızlığının diğer göstergeleri de çok; çalışmak isteyen her dört gençten biri işsiz; yine çalışabilecek her üç kadından yalnızca biri istihdamda yer bulabiliyor; çalışanların çoğu kadın olmak üzere yüzde 30’dan fazlası kayıt dışı=hiçbir sosyal güvenlik korumasının kapsamına giremiyor.

YA SPORDA?

AKP-MHP iktidarı, başta gençler olmak üzere işsiz ve atıl bıraktığı insanlara spor konusunda bile hak ettiği değeri vermiyor; olanaklar sağlamıyor.
Başta “sporların kraliçesi” atletizm olmak üzere, kayaktan yüzmeye, hatta ata sporu denilen güreşe dek tüm amatör spor dallarının gelişmesi ve güçlenmesi kurumsal bir yapıya kavuşturulmuyor. Sizi yanıltmak istemem; “okçuluk” ve Uzak Doğu’dan alınan dövüş sporu “Wushu” özel olarak geliştiriliyor olabilir!

Diğer önemli alanlar gibi sporu da sadece inşaat ya da beton olarak anlayan İktidar, profesyonel sporları da bu ülkenin gençlerinin yeteneklerini geliştirecek yönde güçlendirmiyor. Özellikle halkın yoğun ilgi gösterdiği futbol, basketbol ve voleybol dallarında da bu ülkenin gençleri yeterince yer bulamıyor.

Futboldan çok anladığını ikide bir kaleye şut çekerek TV ekranlarında kanıtlamaya çalışan Başkan Erdoğan’ın iktidarı spor kulüplerine parasal destek verirken bile bunu sporcu yetiştirilmesi koşuluna bağlamıyor. Kulüplerden, halkın vergilerinden kaynaklanan doğrudan ve dolaylı parasal desteklerin küçük bir karşılığı olarak, çocuklara ve gençlere yatırım yapmaları, nasılsa ve nedense istenmiyor. Kulüplerin yurdun her tarafında oluşturacakları fidanlıklarda, iktidarın “atıl” bıraktığı kadınlı-erkekli gençlerin spordaki yeteneklerini geliştirmelerinin yolları açılmıyor. Daha özelde kadınların sporun her dalındaki var olduğunu kanıtladıkları yeteneklerini geliştirmeleri, kurumsal bir yapı oluşturularak, sağlanmıyor. Bir kadın futbol ligi bile kurulmuyor.

Bu toplum için ne kadar yazık ki, İktidar, çalışabilecek her üç insandan birini atıl yapıyor; ancak, onları sporla bile buluşturma becerisini gösteremiyor.
AKP-MHP iktidarı, insansız hava aracı yapmakla haklı olarak övünebilir. Ancak, eğitim, bilim, sanat ve spor birlikte ele alındığında iktidarın, insansız, daha doğrusu niteliksiz insanlardan oluşan bir ülke yaratma peşinde olduğu açıkça ortaya çıkıyor.