Kimse bizi sevmiyor

Şu dünyada var ya kimse bizi sevmiyor. “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” lafı bile yalan oldu. El âlem bizi sevmiyor, bir de biz de bizi sevmiyoruz. Ne acayip değil mi? Kendini sevmeyen birey birey olabilir mi? Gerçeklerle ve hayatla ne kadar yüzleşebilir? Kendimizden kaçarken bileğimiz burkulursa ne yapmalıyız peki?

Bakın Almanlar… Bizi çekemiyor. Neden çeksin ki? Dünyanın en güzel arazilerini, ormanlarını elimizin tersiyle tipi havalimanı yapıyoruz. Kullanılmayan, geçilmeyen ama parası ödenen köprüler yapıyoruz. Alman bunu yapabilir mi? Kıskanıyorlar bizi. Herkes kıskanıyor.

En güzel biziz. Kimse bizi sevmiyor. Herkes arkamızdan gıybet yapıyor. İçimizde, koynumuzda beslediklerimiz altımızı kazıyor. Herkes “Ah şu Türkiye bi sendelese de üşüşsek tepesine” gözüyle bakıyor bize. Her yerde bizi temsil eden insanlara sınırsız hakaret. sonra da basın özgürlüğü diyorlar adına. Ya hakaret ne zaman bir özgürlük oldu?

Kimse ilerlememizi istemiyor. O yüzden biz de dedik ki madem ilerlememizi istemiyorlar. Alın size ters manyel. Bakın, geçenlerde bakanım çıktı açıkladı. Anerji bakanım benim. Anerjik bakanım dedi ki “Cumhuriyet tarihinin kömür çıkartma rekorunu kıracağız”… Millet elektrikli arabayla tavla oynuyor, 3 araba daha geldi mi insansız okeye dönüyor Tesla’nın tekerleklileri, bizimki hala kömür çıkartma derdinde. Çıkartacaksın tabii koçum. Dünyanın en pis ve en ilkel yakıtını çıkartacağız hep birlikte. Canımız vatanımıza feda. Akciğer kanseri olalım, kapkara olsun tüm şehirler, leş gibi takılalım ama kömürümüzü çıkaralım. Çünkü Avrupa akıllı olacak…

Bizi vallahi de çekemiyorlar, billahi de çekemiyorlar, tillahi de çekemiyorlar, zillahi de çekemiyorlar. Ya neden çeksin bizi? Oturduk mu her yeri çekirdek kabuğu yapıyoruz. Ne var yani? Keyif bizim değil mi?

Ya biraz da bizi çekin? –Yooook.

Ya sen beni Avrupa Parlamentosuna almışsın bi kere. Şimdi ne kafalar kovalıyorsun? Yok işkence, yok uzayıp, uç uca yakılan sevda sigaraları gibi yanıp giden OHAL… Neymiş, baskı varmış. Basın özgür değilmiş… Ya sen bi gelsene buraya. Gel bi bak kendin… Oradan konuşmak kolay. Vatandaşı olmasan enteresan ülke tabii, gel bi de vatandaşı ol. Hazır bizim şakacı Egemen’i Kıbrıs vatandaşlığına kitledik. Bankaların filan da adını değiştireceğiz, sonra aynen devam. Zamanında Cem Uzan Star’ı bir gecede İnterStar yapmıştı, o hesap…

Neyse ya durup durup sinirleniyorum. Kimse sevmiyor bizi. Herkes bi burnu havada bakıyor. Arkadaş, elin Japon’u bile Haliç’teki altınları çıkartmamıza, bor madenlerimizi emiklememize taş koyuyor. Japonya’dan gelip bize tebelleş oluyor adam. Ya bu Marmaray’ı da Japon yaptı değil mi? Köprüler filan da… Ya neyse ne. Japon bile ilerlememizi istemiyor. Tüm dünya bize imreniyor. Neden? Çünkü çok güzeliz. Her şey en süper şekilde yaşanıyor bizim ülkemizde. En güzel biziz, en doğru biziz. Bizi çekemeyen anten taksın. Herkes hakkımızda atıp tutuyor, ama bu ülkeyi vatandaşları yaşıyor. Tarihimize de sahip çıkıyoruz, ona da ayar oluyorlar kesin. Çok korkunçlu restorasyon filan yapıyoruz. Biliyorsunuz bizde tarih en değerli hazine.

Bizi çekemiyorlar, trafiğimizi, şu her yağdığında denizle yek vücut olan güzel Üsküdar’ı… Betonun adam olduğu yer Taksim Meydanı’nı, grinin 50 tonunu yakaladığınız Kadıköy Sahili’ni çekemiyorlar. Kimse bizi sevmiyor. Herkes çok kötü. En iyi biziz. Herkes yalan söylüyor. Sadece bizim doğrularımız gerçek. “Dünya yalan söylüyor” demiş miydim?