Son 100 günde iktidarın en büyük şansı iç tartışmalara boğulan, dağınık ve etkisiz bir görüntü veren Meclis muhalefeti oldu. Karşısında bir engel görmeyen iktidar, muhalefetin tepkisiz kalarak açtığı yoldan gaza bastı. Zamlara karşı çıkan, Akbelen’de direnen, gerici kuşatmadan kaygı duyan milyonların gözü, oy verdiği partileri aradı. Ancak aranan muhalefete bir türlü ulaşılamadı. Yoksulluk ve gericiliğe karşı halk yalnız başına bırakıldı.

Muhalefet yol açtı, Saray rejimi gaza bastı: Halk yalnız başına bırakıldı
Fotoğraf: Depo Photos

Mehmet Emin KURNAZ

Seçimden bu yana geçen 100 günlük sürede muhalefet partilerinin tutumu, iktidarın elini rahatlattı. CHP, İYİ Parti, HDP iç tartışmalara boğulurken, muhalefet dağınık ve etkisiz bir görüntü çizdi, iktidarın hamlelerine reaksiyon göstermedi. Muhalefetin bu durumundan kendisine geniş manevra alanı bulan iktidar, karşısında ciddi bir direnç görmeden politikalarını rahatça hayata geçirmeyi başardı.

Yeni ekonomi modeli etiketiyle ‘İMF’siz bir İMF programı’ devreye konuldu. Seçim öncesi bastırılan tutulan döviz kuru serbest bırakıldı. Erdoğan, “faiz sebep, enflasyon neticedir” sözleriyle 1,5 yıldır uyguladığı politikadan vazgeçerek faizi yükseltti. İşsizlik ve ekonomik krizin bütün yükü yine milyonların sırtına yüklendi.

Öte yandan ülke seçimden bu yana organize bir gerici kuşatma altına sokuldu. Karma eğitimin hedef alınmasından cumanın tatil edilmesine, okullara imam atanmasından kamuda çarşaf, burka ve tülbent takılmasının önünü açacak yeni Anayasa tartışmasına kadar peş peşe yüzlerce hamle yapıldı. Muhalefet partilerinin ise bu organize kuşatmaya karşı ağzını bıçak açmadı.

İktidarın ekonomik ve siyasi hamlelerinden bunalan milyonlar ise yalnız bırakıldı. Zamlara karşı eylemler yapıldı, doğa savunucuları Akbelen’de direndi, veliler okullara imam atanmasını sağlayan ÇEDES projesine tepki gösterdi. Sefalet zammına karşı emekliler, fabrikalarda işçiler hakları için ses çıkardı. Aranan muhalefet ise bir türlü bulunamadı. Yolu açık gören iktidar gaza bastı. Tüm bunların faturası ise yine halka kesildi.

∗∗∗

Seçimden sonra değişim tartışmaları başladı. Ancak içeriğinin doldurulamadığı tartışmalarından bir sonuç çıkmadı.

CHP

Adaylık tartışmaları devam ediyor. Seçimin ardından tüm MYK üyeleri değişti. Sosyal medyanın başına Eren Erdem atanması tepki çekti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘değişim manifestosu’nu duyurdu. Partinin Grup Başkanı Özgür Özel Genel Başkanlığa aday olacağının sinyalini verdi, bir tutum belgesi açıklayacağını duyurdu. Özel, ayrıca değişim tartışmalarının önde gelen bir diğer ismi İmamoğlu ile ‘ortak bir hayalimiz var’ dedi. Bu süreçte CHP’de il ve ilçe kongreleri devam etti. Değişimden yana olanlarla mevcut yönetimi destekleyenler arasında rekabet yaşanıyor.

Tartışmalar sürerken Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın yerel seçimde ‘Konya’yı bile alacağız’ çıkışı tepki gördü. Zamlara karşı sokağa çıkmayan CHP, il binalarından basın açıklaması yapmakla yetindi. Gerici kuşatmaya karşı ise Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ndan herhangi bir itiraz gelmedi. Parti örgütleri de sessiz kaldı. Kılıçdaroğlu tarafından danışman olarak atanan Perinaz Mahpeyker Yaman'ın Mustafa Kemal Atatürk'e ve Kemal Kılıçdaroğlu'na hakaret dolu paylaşımları ise yoğun tepkiye neden oldu. Ayrıca Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ ile Kılıçdaroğlu arasında imzalanan gizli protokol de büyük tartışma yarattı.

İYİ PARTİ

Genel Başkan Meral Akşener, 28 Mayıs’ın ardından uzun süre sessiz kaldı. Sessizliğini bozduğu kongredeki konuşmasında yenilginin suçunu CHP’ye attı, “15 milletvekili transferinin hayatının en önemli hatası olduğunu” söyledi. Akşener, bu tarihten sonra her konuşmasında CHP’ye yüklendi. Afyon’da açıklamalarda bulunan Akşener, yerel seçime ilişkin yol haritasını açıklayan Akşener, tüm siyasi partilere, seçime ayrı ayrı girme çağrısı yaptı. Akşener ayrıca “Biz milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik ama koltuğundan başka hiçbir şey düşünmeyenlerle uğraştık” dedi.

Son olarak Fatih Altaylı’ya konuşan Akşener, İstanbul, Ankara ve İzmir dahil 81 ilde kendi adaylarını çıkaracaklarını açıkladı. İzmir adayının ise Ümit Özlale olduğunu duyurdu. İYİ Parti ve MHP arasında tatlı sert atışmalar yaşandı. Bahçeli’nin çağrısının ardından iki parti arasında gel gitler yaşandı. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın, Bahçeli'ye 'üçüncü yol açma' çağrısında bulundu. Akşener son olarak önceki gün Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce ile görüştü. Akşener ve İYİ Parti’li kurmayalar da iktidarın ekonomik tıkımına karşı Meclis kürsüsü veya parti binaları dışında tepki ortaya koymadı. Laiklik meselesine ilişkin ağızlarını bıçak açmadı.

DEVA, GELECEK, SAADET

Gelecek ve Saadet partisi Meclis’te ortak grup kurma konusunda anlaştı. Deva Partisi ise bu görüşmelerden uzlaşma sağlayamadı. Bu üç parti kazandıkları 35 milletvekili ile Meclis’te yer aldı, ancak halkın sorunları gündemlerine giremedi.

HDP VE YSP

Seçimin ardından yenilenme süreci başlatan HDP, yaz boyunca gerçekleştirdiği halk toplantılarında sunulan eleştiri ve önerileri rapora dönüştürdü. Seçimlerden önce kurulan Emek ve Özgürlük İttifakı özelinde Türkiye sol ve sosyalist hareket ve partileriyle kurulan ittifaklara yönelik eleştiriler de toplantıların önemli gündem maddelerindendi. Bundan sonraki dönemde olası ittifak ve işbirliklerinin sandalye ve vekil sayısına göre değil, toplumsal mücadele dinamiklerine göre şekillenmesi istendi. HDP’nin Olağanüstü Kongre’sinde eş genel başkanlar da değişti. Yeni Eş Genel Başkanlar Sultan Özcan ve Cahit Kırkazak oldu. YSP’nin ekim ayında gerçekleşecek kongresinde ise HDP’nin gölge parti olacağı, partinin isminin HEDEP olacağı konuşuluyor. Bu süreçte HDP ve YSP’den de gericilik karşıtı bir açıklama gelmedi.

∗∗∗

İKTİDAR CEPHESİ:

28 Mayıs’ın ertesi günü gazetecilerle bir araya gelen Erdoğan gözünü yerel seçimlere dikti. Hedeflerinin İstanbul ve Ankara’yı geri almak olduğunu açıkladı. Kabine değişirken iç ve dış politikada yeni bir dönem yaşanacağı izlenimiyle beklenti oluşturuldu. Muhalefetin etkisizliğinden güç alan iktidar, özellikle Mehmet Şimşek’in ekonominin başına getirilmesiyle ‘reel politikalar’ adı altında krizin tüm yükü halkın sırtına yükledi. Kur Korumalı Mevduat Hesabı sermaye transferi yapıldı. Halk yüksek enflasyon ve geçim sıkıntısıyla boğuştu. Asgari ücrete yapılan zamlar halkın cebine girmeden eridi. Ulaşımdan akaryakıta, temel gıda malzemelerinden vergilere kadar her kalemde zam üstüne zam yapıldı. Erdoğan krizin nedenini dış güçlere bağladı, halktan sabır istedi. Son olarak açıkladığı Orta Vadeli Büyüme Paketi ile ekonominin rayına oturacağını, enflasyonun tek hanelere ineceğini iddia etti.

Kendisine destek vermeyen yüzde 50’nin rızasını alamayacağını bilen iktidar baskıyı her alanda artırdı. TİP’ten vekil seçine Can Atalay serbest bırakılmadı. Gazeteci Merdan Yanardağ, Barış Pehlivan ve onlarcası hukuksuz şekilde cezaevine alındı. Muhalif televizyon kanalarına RTÜK sopası gösterildi. Tarikat, cemaatler, Meclis’e giren Hüda Par ve YRP’nin de desteğiyle organize gerici kuşatma tüm ülkeye yayıldı. Karma eğitim tartışmaya açılırken kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin 6284 sayılı kanun da hedef tahtasına konuldu. Sahil ve parklarda içki yasaklarından, keyfi konser ve festival iptallerine kadar pek çok gerici hamle devreye sokuldu. Doğanın talanı son sürat devam etti. Akbelen’de ağacına sahip çıkan yaşam savunucularına sert müdahaleler gerçekleşti. İktidar, kısacası muhalefetin yokluğunda kendisine açılan yolda gaza bastı.