Oscar arkadan mı gelecek?

Aktör, yapımcı ve oyun yazarı Chadwick (Aaron) Boseman çok genç yaşta, geçen Ağustos’ta ve tam da “Black Panther/Kara Panter” ile star olmuşken kolon kanserinden öldü. Kırk üç yaşındaydı. Bu ödül mevsiminde ise Boseman başa güreşiyor. Her şeyden önce, ona bir Altın Küre getiren “Ma Rainey’s Black Bottom”la başarıya ulaştı. Altın Küre’nin üç caz’lı filminden en fazla dikkat çekeni olan Ma Rainey’de, eşsiz Viola Davis’in karşısında, genç trompetçi Levee olarak hiç ezilmedi, parladı.

Film ikisinin unutulmaz performanslarıyla, üç adın üstünde yükseliyor. Hani “Ma Rainey diye biri sahiden var mıydı?” diye soranlara hediye olarak… Filme adını veren blues şarkıcısı Ma Rainey, “Blues’un Anası” diye biliniyor. Aynı adlı şarkı da cabası, August Wilson ise o dönemin ve Rainey’nin verdiği ilhamla 1984’te onun üzerine bir oyun yazan yazar.

Son olarak da gencecik yaşta bu dünyadan ayrılan Chadwick Boseman var. Güzel yüzü ve iyi oyunculuğuyla her rolün/filmin altından alnının akıyla kalktı. Bu yıl “Ma Rainey” ile En İyi Erkek Oyuncu dalında ödüllere aday olup çoğunu alırken, Spike Lee’nin “Da 5 Blood / 5 Kan Kardeş”iyle de Yardımcı Erkek Oyuncu’ya aday gösteriliyordu. Benim bu yıl erkek oyuncuda favorim “The Night Of” mini dizisi ile tanıdığımız, 2006’dan beri sinema filmlerinde oynayan, TV yapımlarında yer alan Riz Ahmed’di. İngiliz aktörlerden Shakespeare tiradlarında Piç Edmund’un tiradı ile şahsen en beğendiğim oyunculardan biridir (Bir de “Hamlet”e hazırlanıyor). Oxford mezunu Ahmed’i (aynı zamanda Riz MC adıyla rapçi) bu yıl “Sound of Metal/Metalin Sesi”nde aniden sağır olan metal davulcusu Ruben olarak izledik.

GÖKLERE ÇIKARILDIĞINI DÜŞÜNMÜŞTÜM

Tarafsızlığa toz kondurmayan bir önyargı şampiyonu sıfatıyla, Boseman’ın iki filmini görmeden, onun genç yaşta ölümünün etkisiyle bu kadar göklere çıkarıldığını düşünmüştüm. Oysa çok sevdiğim Heath Ledger aynı şekilde genç yaştaki ölümünün ardından ödül alınca hiç itirazım olmamıştı. Neyse ki bu sefer de olmadı. Çünkü önce “Ma Rainey’s Black Bottom”ı, sonra “Da 5 Blood”ı gördüm. En sonunda karşıma (şansıma) “Kralın Mesajı / A Message from the King” çıktı (Zaman zaman Netflix’e duacı oluyoruz). 2016 yapımı, reklamı neredeyse hiç yapılmamış, doğru dürüst tanıtılmamış çarpıcı, sert bir film. Boseman kızkardeşini aramak için A.B.D.’ye gelen bir Güney Afrikalı’yı oynuyor. Kendini bütünüyle karakterine vermiş, çok iyi. Ancak Amerikalılar onu biraz da öncü Amerikalılar’a hayat verdiği filmlerle seviyor olabilir: “42”de (2013) Jackie Robinson, “Get on Up”da (2014) James Brown ve “Marshall”da (2017) insan hakları eylemcisi, hukukçu Thurgood Marshall gibi.

Bu noktada bir daha Kara Panter’e başvurmak gerekiyor. Çünkü yukarıda biraz hakkını yedim. Aslında Chadwick, T'Challa yani Kara Panter’i Marvel Sinema Evreninde 2016’dan 2019’a kadar sırtlandı. 2016 yapımı “Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı” ile başladı. 2018 tarihli “Black Panther” ile unutulmaz kıldı. Son T’Challa filmleri ise “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” ile “Avengers: Endgame” (2019) oldu.

OXFORD EĞİTİMİ VAR AMA TİYATRO SAYESİNDE

Onun da Oxford eğitimi var ama sinema değil, tiyatro sayesinde. Yönetmenlik eğitimi gördüğü Washington Howard Üniversitesi’ndeki hocalarından Phylicia Rashad’ın girişimi ve Denzel Washington’ın önemli desteğiyle Chadwick ve birkaç sınıf arkadaşı İngiliz Amerikan Tiyatro Akademisinin Oxford Üniversitesi’ndeki Yaz Programına katıldı. Aktör 2008’de Los Angeles’e gidip sinemaya geçti. Drama League’in yönetmenlik ödülünü aldı, oyunculukta bir AUDELCO ödülü sahibi ve “Deep Azure” da oyun yazarı olarak ona bir Jeff Ödülü getirdi.

Lafın kısası, Chadwick Boseman kısa bir ömre çokça sanat sığdırdı. 1976 Kasım’ında başlayan hayat hikâyesi 2020 Ağustos’unda noktalandı. Dört yıl mücadele ettiği kolon kanserine boyun eğerken o dönemin en büyük filmlerinden bazılarında oynamayı da başardı. Demem o ki, elbette çok trajik bir hikâye ama Boseman’in unutulmamak için trajediye ihtiyacı yok, çünkü birinci sınıf bir oyuncu…