Hayal bu ya rüyamda Diyanet’in yeni başkanı bendim.

Makamımda uyandım… Öncelikle eski başkanın Mercedes’i iade etmesini ben de anlayamadım. Sonuçta bu makam için bu araç az bile. Reyizimiz ne demişti zamanında “O makam, bu tür bir arabaya fazlasıyla layık”, bence de aynen öyle. Bence de 1 milyon liralık Mercedes bütçesi bir sürü bakanlığın toplamından büyük olan bir ortam için 1 milyonluk Mercedes nedir? Hem reyizimiz ne demişti “Öyle de büyütüyorlar ki. 1 milyon. Öyle bir araba 1 milyon olmaz, yalan. Velev ki olsun, kendileri bu tür arabaların daniskasına biniyorlar.”
Evet, kendisi aynen böyle demişti. E haklı, normalde ben de sokağa çıktığımda Bağcılar’da, Esenler’de, Küçükarmutlu’da, Acıbadem’de, Koşuyolu’nda, Moda’da, Kabataş’ta filan hep yollarda milyon liralık arabalar görüyorum. McLaren’i bir yerden geliyor, Lamborcini Gallardo’su başka bir yerden geçiyor. Tam motor gürültüsüne laf edecekken yanımdan 6 tane Ferrari geçiyor. Neyse ki klasımdan ödün vermiyorum, Aston Martin Vantage’ımın camını kapatıyorum. Arabamda zaten vites topuzu yok… Aslında bir milyon lira verince hiçbir araçta vites topuzu olmuyor. Topuz başka yerlere kaçıyor gidiyor. 300 basıyorum şu anda, birazdan yazıya devam edeceğim…

Hah rüyamdayım, Diyanet Başkanıyım. Acayip bir bütçem var. Ne istersem yapabilirim. Dilersem bir yıllık bütçemin yarısıyla uzay programı bile yapabiliyorum. Dilersem tek harekette ülkedeki gelir düzeyini bile yükseltebiliyorum… Dur bakalım, halkımın en çok neye ihtiyacı var, önce bir onu düşüneyim.

Bir saniye! Henüz düzgün bir makam arabam bile yok! Eski müdürün Mercedesi’ne binmem. Benim kıçım daha kalitelisini hak ediyor. Zaten binilmiş arabaya binmem. Dilersem her yolculuğumda yeni araba alabilirim, ama almıyorum. NEDEN? Çünkü israf en büyük günah ya da büyük bir günah ya da değildir ya. Bir genelgeye, karara, resmi bir tek evrağa bakar… Neyse yeni müdür olarak ilk siparişim olan altın kaplı Bugatti Veyron yarın gelecek, çok heyecanlıyım. Dinle para işlerinin birbirinden ayrılmaması iyi oldu. Biraz lüks bizim de hakkımız ama. O kadar çalışıyoruz, işimiz var, gücümüz var.

Geçen sezon aldığımız “Ahlaki yozlaşmayı önlemek” konulu planımız için 4 milyon lira harcayacağız. Gerekirse tek bir ahlaksız bile kalmayacak, hepsini parasıyla düzelteceğiz. Şaka şaka bunun için 27 bin hutbe, 600 de konferans düzenleyeceğiz. Bakın yıllar boyunca ahlaksızlığı, yolsuzluğu, hak yemeyi nasıl engelledik. Şimdi de yozlaşmayı engelleyeceğiz inşallah.

Ya az önce duydum, bir önceki müdürün jakuzili havuzu filan varmış. Bir saniye! Ben yeni müdürsem, benim neden jakuzili köpürcüklü havuzum yok? Sen gel insanlara iyi insan olmayı öğret, sevap işlemeyi, haram yememeyi, hak çalmamayı, herkese eşit olmayı, alçakgönüllü olmayı öğret dur hayatın boyunca, akşam evine geldiğinde bir jakuzin olmasın ya! Ama inanamıyorum bu ülkedeki adaletsizliğe. Çok mağdurum, çok! Beni bir tek bir kişi anlıyor. O da komple milli irade kaplı.

Bakın sene 2014 Diyanet, 5 milyar 442 milyon liralık bütçesiyle 13 bakanlığı sollayarak (Daha milyon liralık Mercedes yoktu) en yüksek ödenek alan 13. kurum oldu. 2014 rakamlarına göre Orman ve Su İşleri, Kalkınma, Gümrük ve Ticaret, Gençlik ve Spor, Ekonomi, Çevre ve Şehircilik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji ile AB Bakanlığı’nın toplam ödenek teklifi ancak Diyanet’e ulaşabiliyor…

Şimdi bir kez daha düşünün: Ormanlar, sular, eğitim, spor, ekonomi, çevre, şehircilik, bilim, gençlik mi daha önemli; yoksa benim altımdaki Bugatti Veyron mu?

Sevgiler, güç sizinle olsun.

* Fakirler için: Bugatti Veyron’u sahibinden.com’da 2.300.000 Yuro’ya bulabiliyorsunuz. Bize de bi güzellik yaparlar artık, sonuçta halkın parası israf olmasın.