Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Namet Çetinkaya’nın başvurusuna dair kararını geçen hafta açıkladı, “adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine” hükmetti.

15 yıl sonra…

Namet Çetinkaya kim?

Batman’da demirci ustası. İnşaatta çalışıyordu.

O zaman 19 yaşındaydı. İş kazası geçirince patronu izin verdi, biraz erken çıktı. Evinin sokağında eyleme denk geldi. Sokakta ateş yakılmış, polis hazırlanmış. Aldırış etmiyor çünkü evinin sokağında, birkaç adım sonra evde olacak, neden etsin?

Etmeliymiş: Gözaltına alınıyor. Polis tutanağına göre, molotof atmış. Giysilerine de el konuyor, uçucu-yanıcı madde artığının olup olmadığının araştırılması için laboratuvara gönderiliyor.

2 Aralık 2009’da tutuklandı ve yargılandığı Diyarbakır Özel Yetkili 6. Ağır Ceza Mahkemesince suçlu bulundu. (Hayır, giysilerinde hiçbir delil bulunamamıştı. Dava boyunca da polis tutanağındna başka ‘delil’ yoktu zaten.)

“Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlamasından 6 yıl 3 ay, yasadışı tehlikeli madde kullanımından da 4 yıl 3 ay hapse mahkum edildi.

Yıllarca hapishanede kaldı.

Tutuklandıktan 15 yıl sonra, haksızlığa uğradığı mahkeme kararıyla tescillendi.

∗∗

AİHM aracılığıyla kendisine “pardon” denecek. Yani, Türkiye, Çetinkaya’ya, 7 bin 800 Euro manevi tazminat ile 3 bin Euro mahkeme masrafı ödeyecek.

AİHM, Diyarbakır’daki mahkemenin, Çetinkaya hakkındaki iddiaları araştırıp dosyayı sağlam temellere dayandırmış olsaydı, beraata karar verebileceğini söyledi.

Ayrıca, ilk derece mahkemesinin, Çetinkaya’nın, iddianamede ileri sürüldüğü gibi talimatla hareket edip etmediğini tespit etmeden ceza verdiğini ifade etti: “Mahkeme, başvurucunun, terör örgütü adına hareket ettiği tespitine ilişkin gerekçeli karar verme görevini yerine getirmemiştir. Yüksek mahkemeler de bu eksikliği giderememiştir.”

Yani polis tutanağa yazmış, o tutanak mahkeme kararına dönüşmüş, o karar da Yargıtay’da onanmış. Biri tutmuş, biri…

∗∗

Sonuç olarak AİHM, Çetinkaya’nın, ‘tehlikeli madde bulundurmak ve PKK üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlarından mahkumiyetine ilişkin, mahkemenin ve Yargıtay’ın gerekçeli bir karar verememesi nedeniyle, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Ben bunları nereden mi biliyorum?

Batman Barosu Başkanı Erkan Şenses, 2014 yılında bianet’e yazmıştı: ‘Namet’in Hikâyesidir Bu, Bir Özel Yetkili Yargı Hikâyesidir’

Yazısını da şöyle bağlamıştı:

“Dosyasını inceledikten sonra Namet’i cezaevinde ziyaret ettim.

Ona, ‘Namet, şunu merak ettim, zaten dosyan onanmış cezan kesinleşmiş. Doğru söyle, gerçekten gösteriye katılıp polis aracına molotof attın mı?’ diye sordum.

Yanıtı içimi acıttı: ‘Abi vallahi atmadım, evime gidiyordum, gösteriyle bir ilgim yoktu.’