Türkiye yerel seçimlere doğru giderken ağır bir süreçten geçiyoruz. Ülkemiz özellikle 2023 Mayıs seçimlerinin ardından AKP blokunun ve tarikatların gerici kuşatması altında. Hepimizin üzerinde hayati bir sorumluluk var. Siyasal İslamcı faşizan diktatörlük, toplumu dönüştürme ve bu dönüşümü benimsetme çabası içinde. Bu süreçte hafızalarımız o kadar kötü olaylarla doldu ki…

Örneğin; 2022 Aralık ayında Timur Soykan’ın haberi ile sarsıldık. Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızının 29 yaşında olan müridi Kadir İstekli ile dini nikah adı altında evlendirildiğini ve çocuk H.K.G.’nin “oyun” denilerek senelerce süren istismara maruz bırakıldığını öğrendik. H.K.G.’nin uzattığı eli tutmak için bizler duruşma salonundayken, Anadolu Adliyesi önünde toplanan tarikat üyeleri “Mahkeme azgın azınlığa yol verme" sloganı atıyordu.

∗∗

17 Ocak 2023’te Aile Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile protokol imzaladı. ‘4 ilâ 6 yaş grubu’ Kuran kurslarında eğitim alan çocukların eğitim materyalleri için Aile Bakanlığı Diyanet’e para aktaracaktı, hem de 5 yıl süreyle. Sanki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın devasa bütçesi yokmuş gibi…

Gelelim ÇEDES’e: 31 Ekim 2023 tarihinde İstanbul, Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün okullara gönderdiği yazıya BirGün’ün ulaşmıştı. Yazıda sıralanan talimatlar şöyleydi: “Cuma günleri öğle tatili aralarının cuma namazı saatine göre ayarlanması, ders programı çizelgelerinin cuma namazı saati ile çakışma olmayacak şekilde düzenlenmesi.” Akabinde çocukların sınıflarından alınıp camii temizliğine götürüldüğünü öğrendik. ‘Bu suçtur’ dedik, savcılar şikâyetlerimizi işleme koymadı. “Şeriat istiyoruz” diyenler kamu binalarının içinde, adliyelerin içinde ve kapısının önünde ülkede rahatça toplanıp açıklama yaparken bir “cumhuriyet” savcısının bile kılı kıpırdamadı.

Isparta ve Yozgat'taki ilkokullarda 'Kurban ibadeti' anlatılırken çocukların eline bıçak verildi. Niye mi? ÇEDES’in alametifarikalarından biri daha! 'Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum' (ÇEDES) projesinin verdiği zararların ardı arkası kesilmiyor ki!

Memlekette her yolun başını bir tarikat tutmuş. Bakanlıklara bağlı kurumların personel alımlarında tek şartın belli cemaatlere yakın olmak olduğunu Mısır’daki sağır sultan bile duydu. Personel alımlarında “Karekod” ile torpil listesi oluşturulduğuna dair BirGün aylardır kamuoyuna bilgi veriyor. Tüm bunlar olurken “Ne yaşıyoruz biz?” diye soruyoruz birbirimize. Derin bir yoksulluğun içinde her geçen gün iktisadi olarak daha kötüye gidiyoruz.

TBMM’nin ve Anayasa’nın yok sayıldığı, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı ve yeni bir Anayasa ile laikliğin ortadan kaldırılmasının hedeflendiği bir iklimde umudumuzu korumaya çalışarak mücadele ediyoruz. Esasen Türkiye yeni değil, uzun bir süredir karanlık bir koridorun içinde; devletin kurumsal yapısında ve kamusal alanda gerici bir dönüşüm atmosferi hakim. Laikliğin ve kamusal eğitim hakkının tahribatı ise memleketin en temel sorunlarından biri. Ne yazık ki; son yıllarda bu denli az konuşulması, gündem dahi olmaması ise başlı başına bir sorun. Mücadele edenlere katılmak ise içinden geçtiğimiz bu karanlık günlerde çok önemli.

∗∗

Örneğin, 25 Eylül’de yola çıkan Laiklik Meclisi’nin çalışmalarını takip etmek, birlikte mücadele etmek için bir araya gelmek bunlardan biri. Laiklik Meclisi; hilafetin ve Şer'iye ve Evkaf Vekâletinin kaldırıldığı, Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanununun çıkarıldığı 3 Mart’ı, yüzüncü yılında, Laiklik Günü olarak kutlamayı karar altına almış, 2023 yılı sonunda bu kararını kamuoyu ile paylaşmıştı. Yarın o gün! Yarın, laik devlet sisteminin temellerinin atıldığı 3 Devrim Yasası’nın kabul edildiği 3 Mart 1924’un 100. yılı.

3 Mart 1924 tarihi “toplumun ümmet aşamasından millet aşamasına dönüşümü” için harekete geçildiği en önemli tarih. 3 Mart 1924 bir devrim günüdür, 100. yılı kutlu olsun!

Laiklik Meclisi olarak, 3 Mart 2024, Pazar günü saat 14.00’da, Ankara’da İnşaat Mühendisleri Odası, Teoman Öztürk Salonunda buluşuyor ve herkesi bu büyük buluşmaya çağırıyoruz. Laik, demokratik bir ülke için, eşit ve özgür bir hayat için, bu yobazlığın susarak ortağı olmamak için birlikte sesimizi yükseltelim. 3 Mart Laiklik Günü kutlu olsun.