Sağlık “Reformu”nun en iddialı projelerinden “Aile Hekimliği Uygulaması”… İlk baş, 15 Eylül 2005’te, Düzce’de başlamıştı… Güya

Sağlık “Reformu”nun en iddialı projelerinden “Aile Hekimliği Uygulaması”… İlk baş, 15 Eylül 2005’te, Düzce’de başlamıştı… Güya “pilot” uygulamaydı… Belli illerde, belli bir süre tecrübe edilecek… Bu tecrübeden dersler çıkarılıp son hali verilecekti.
Dördüncü yılını bitirdi, beşinci yaşına girdi… Bu sene sonunda bütün Türkiye’de uygulanacak… Bizim “pilot” hâlâ piste inmeyi öğrenemedi… Semalarda dolanıp duruyor.
Sağlık Bakanlığı ise daha ne bir değerlendirme yaptı ne bir rapor yayınladı.
Bakanlığın yapmadığını geçen hafta sonu TTB yaptı.
“Beşinci Yılında Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Sempozyum ve Çalıştayı”nı Ankara’da gerçekleştirdi.
•••
Hani eskiden bir tek pratisyen hekimler vardı da… Sonra tıp geliştikçe vücuttaki hemen her organ bir uzmanlık alanına döndü… Yakında sağ ayak baş parmak ihtisası bile çıkacak, muhtemelen.
Uzmanlaşma iyi de…
Baktılar ki… Hastalar o uzmana mı gitsem, bu uzmana mı gitsem diye dolaşmaktan helâk oluyor.
Üstelik… Her başı ağrıyanla, ölümle yaşam arasındaki sınırda gidip gelen kanserli hasta… Aynı hastaneye yığılıp uzun kuyruklar oluşturuyor.
Dediler ki… Hasta olan ilk önce birinci basamaktaki doktoruna gitsin… Orada derdine derman bulunamazsa ikinci, üçüncü basamak hastanelere sevk edilsin.
Yalnız…
Baktılar ki… Dünyanın neresinde olursa olsun, tercihi hastaya bırakınca… Herkes çevresindeki en büyük hastaneye koşuyor…
Dediler ki… Zorunlu bir sevk zinciri kurulsun… Herkes de mecburen uysun.
•••
Sağlık ocaklarının yerine kurulan aile hekimlikleri işte o birinci basamak sağlık kurumlarından.
Sağlık Bakanlığı “Artık hepinizin bir aile hekimi olacak… Doğumunuzdan ölümünüze kadar sizi takip edecek… Yirmi dört saat hizmet verecek… Aile fotoğrafınızda aile doktorunuza yer açın” diye propagandasını yapıyor.
Yapıyor yapmasına da…
Aile hekimliğinin olmazsa olmazı sevk zinciri… Üstelik Hükümetin programında da olmasına rağmen… Dört yıldır kurulabilmiş değil.
Çünkü…
Sevk zincirinin işleyebilmesi için aile hekimi sayısının yeterli olması… Hekim başına düşen nüfusun da makûl çoğunluğu geçmemesi gerekiyor.
Avrupa’daki uygulamalarda bir aile hekimi bin iki yüz, bin beş yüz kişiye hizmet veriyor.
Bizde ise… Aile hekimliği taksimetresi bin beş yüzden açılıyor, dört bine kadar çıkıyor.
Ucuz etin aile hekimliği, pardon yahnisi misali.
•••
O zaman ne oluyor, peki?
Sempozyumda, Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın anlattı...
Genel Sağlık Sigortası’yla birlikte… Isparta, Gümüşhane, Bayburt ve Denizli’de sevk zinciri de uygulamaya girmişti… 1 Ekim 2008’de. Girer girmez de… Acil haller dışında hastanelere doğrudan gidemeyen hastalar hep birlikte akın edince… Sağlık “Reformu”nun medâr-ı iftiharı aile hekimlikleri felç olmuş.
Her gün iki yüz, iki yüz elli hasta bakmaktan… “Bakmak” bile lâfın gelişi… Sürekli hasta sevk etmekten başka iş yapamaz hale gelmişler.
Vatandaş isyan etmiş, yerel basın olayı manşetlere taşımış; doğal olarak…
“Sevk zincirinin alt yapısı hazır değil”… “Trajikomik bir tablo”… “57 yıllık hekim ilaç alamadı”…
“Neden hep Ispartalı eza cefa çekiyor?”… “Isparta’yı 20 yıl geriye götürdüler”…
“Bu bir rezalet”… “Durmak yok! Çile çekmeye devam”… “Ve sonunda halk sokağa döküldü” demiş.
•••
Sağlık Bakanı Recep Akdağ duyduklarına inanmamış, belli ki… Boynunda atkısı, başında beresi, damalı kazağı, koyu renkli gözlükleriyle… Tebdil-i kıyafet edip Isparta’ya vâsıl olmuş… Ortalığı gizliden denetlemiş.
Bu sefer de gördüklerine inanamamış olacak ki… Sevk zinciri önce 1 Temmuz 2009’a… Sonra “ileri bir tarih”e ertelenmiş.
O “ileri tarih” bir türlü gelmemiş… Ne zaman geleceğini de kimse bilmiyor.
“Peki, o zaman… Sevk zincir olmadan aile hekimliği nasıl oluyor?” diye sorarsanız…
Bektaşi’nin abdestsiz namaz kılması nasıl oluyorsa öyle oluyor, işte.