Google Play Store
App Store

Türkiye’de 2018 yılından beri çok derin bir ekonomik kriz yaşanıyor. Normalde, ekonominin dümeninde olanlar krize neyin yol açtığını doğru tespit edip o konulara yönelik sistemik, uzun erimli ve bir daha yaşanmasına imkân vermeyecek çözümleri gündeme alıp kalıcı sonuç elde etmeye çalışırlar.

Fakat bizde maalesef durum böyle değil. Bir sorun ortaya çıkınca o sorunun kök nedenlerine inip bir çözüm bulmak yerine “bir öteleyelim, bakarız” zihniyeti hakim. Ama gerçek şu ki sorunu ötelemek biraz zaman kazandırsa da zaman hızlı akıyor ve o ötelediğiniz sorunlarla daha büyük maliyetlere katlanarak yeniden yüz yüze geliyorsunuz.

Yaklaşık 3 ay önce, 21 Aralık 2021’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasını başlatacaklarını söyledi. Bu uygulama, paranın dövize endekslenmesi suretiyle TL’de kalmasını öngörüyordu. Amaç gayet net idi: Piyasada döviz talebi yüksek, fiyatı çok artıyor, siz TL’de kalın kur farkını öderim. Tabi vaatte bulunmak güzel de, vakti geldiğinde vaat edilen için ödeme yapılacaksa ne olacak? Dert ettiğiniz şeye bakın. O zaman bir gelsin, bakarız. İşte o zaman geldi. Zamanın akışını durduramayacağınız gibi, kurların hareketini de durduramazsanız, elbette bunun sonuçlarına katlanırsınız. Olan da budur. Şimdi alınan riskin bedelini ödeme zamanı. Hem zaman akıyor hem de Hazine’nin kasasından paralar akıyor.

NE ÖDEYECEKLERİNİ BİLE BİLMİYORLAR

Peki, ne kadar ödenecek? Bunu net olarak bilme imkânımız yok çünkü KKM’ye ilişkin veriler detaylı olarak paylaşılmıyor. Hangi kur seviyesinden ne kadar giriş oldu net olarak bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var o da 24 Mart’tan itibaren her gün Hazine’nin ödeme yapacağı. Üstelik herhangi bir günde ödenecek tutarı da o gün gelinceye kadar bilemeyecekler. Şöyle düşünün, Hazineciler sabah işlerine gidiyor ama ne kadar ödeme yapmaları gerekeceğini bilmiyorlar. Ödeme gününde Merkez Bankası (MB) hangi kuru ilan ediyorsa, bankalar o gün vadesi dolan KKM’lerin ilan edilen kura göre değerini belirleyip, faizi düştükten sonra kalan kısmı Hazineye bildiriyor. Ve ödeme miktarı da bildirilen bu tutarların toplamından oluşuyor. Şöyle düşünün birisi sizi arayıp, bugün şu kadar ödemeniz var diyor. Onun gibi bir şey işte.

Ve ilk ödeme zamanı geldi. KKM’ler için ilk kur farkı ödemelerinin tutarı belli olur. Tahminler ilk ödemenin 6,5 milyar lira civarında olacağı yönünde. Bu ödemeler, farklı miktarlarda olmak üzere, her gün devam edecek.

Başlangıçta KKM’den bir defaya mahsus yararlanabileceği söylenmişti ama şimdi bu değişti ve hesaplar yenilenebilecek. İlk açtıkları hesaplardan kazandıklarını görünce, mevduat sahiplerinin büyük çoğunluğunun hesaplarını yenileyecekleri tahmin ediliyor. Bu da bize gösteriyor ki seçimler yapılıncaya kadar KKM’ler için Hazine’den günlük ödemeler yapılmaya devam edecek.

MEVZUAT MI, MEVDUAT MI?

Enflasyonun hızla artması nedeniyle alım gücü eriyen asgari ücretin daha sık aralıklarla belirlenmesi yönünde haklı talepler var. Bu taleplere yönelik açıklama yapan Çalışma Bakan Bilgin “mevzuata göre asgari ücret belirleme zamanının Aralık ayı olduğunu” hatırlatmış. Söz konusu düşük gelirliler olduğunda mevzuatı gerekçe gösteren iktidar, konu döviz kuru olunca daha önce mevzuatta yeri bile olmayan bir uygulamayı(KKM) hemen devreye alabiliyor. Gördüğünüz gibi, parası olmayana mevzuatı, parası olana mevduatı sunuyorlar.

Size hangisi düştü, mevzuat mı mevduat mı?