7 Ekim’den bu yana, Hamas ve Netanyahu sözcüklerini her duyduğumda Avrupa Yahudi folklorunun en ilginç ve ürkütücü unsurlarından olan ‘golem’ geliyor aklıma. Anlatıya göre, 16. yüzyılın sonlarında Prag’daki Yahudi cemaatinin lideri Rabbi Löew, Kabbala’daki bazı gizemli formüllerden yararlanarak, cemaati korusun ve işlerinde yardımcı olsun diye bir ‘golem’ yaratır.

Golem, tek tanrılı inançlarda tanrının insanı yaratmasına benzer biçimde balçıktan yapılır. İrikıyım bir insana benzeyen bu kil heykelin ağzına (bazı versiyonlarda göğsünde açılan bir deliğe) üstünde kutsal sözcüklerin ve tanrı Yehova’nın gizli adının yazılı olduğu bir kağıt parçası yerleştirildiğinde golem canlanır, efendisinin emirlerini yerine getirmeye başlar. Golem’i tekrar cansız bir heykele dönüştürmek için, ağzındaki/göğsündeki muskanın çıkarılması yeterlidir.

İşte Rabbi Löew de kendi Golem’ini böyle yaratır ve cemaatin ağır işlerini ona yaptırır. Anlatının bazı versiyonlarında, sokaklarda dolaşan bu acayip varlığın bir golem olduğunu cemaatten gizlediğini görürüz; bunlarda golem bazen dışarıdan gelen yeğendir, bazen Rabbi’nin ücretli hizmetçisidir. Cumartesi’nin kutsallığına zarar vermesin diye Golem’i her Cuma akşamı ‘kapatır’. Rabbi Löew’in Golem’i Bohemya Kralı 2. Rudolf’un Yahudileri Avrupa’dan sürme ve geride kalanları öldürme planlarına karşı kullanmayı düşündüğü de söylenir ama bu sürecin nasıl işlediği anlatılmaz.

Golem akılsız ve ruhsuz bir varlıktır; efendisinin emirlerini yerine getirmekten başka bir yaşam amacı olmadığından, onun için “Şu kütüğü şuraya taşı!” ile “Şu insanları öldür!” emirleri arasında hiçbir fark yoktur. Rabbi Löew, bir Cuma akşamı yaratığını uyutmayı ihmal edince, mübarek sebt gününde kilden yaratılmış canavar ortalığı birbirine katar, gettoda yangın çıkarır, hatta anlatının bazı versiyonlarında insanları vahşice öldürür. Golem’in kontrolden çıktığını gören Rabbi Löew bir fırsat bulup kağıdı Golem’in ağzından çıkarır. Sonra koca taş yığınını Prag’ın meşhur Eski Yeni Sinagog’unun çatı katında bir odaya kilitler.

Bugün bile, bu folklorik öykünün aslında gerçekten yaşandığına, Golem’in bir gün tekrar uyandırılmak üzere hâlâ Eski Yeni Sinagog’un çatı katında uyuduğuna inanan ortodoks Yahudiler var.

∗∗∗

Yeryüzünde iktidarlar tarafından yaratılan tüm dehşet kaynaklarının belli ölçüde golem olarak ortaya çıktığını söylemek mümkün. Başlangıçtaki niyet ne olursa olsun, golem ya tipik bir Frankenstein canavarı olarak kontrolden çıkacaktır ya da o ‘kutsal anahtar’ı eline geçirenlerce kullanılacaktır.

Bırakın 1948’den bu yana yaşananları, Altı Gün Savaşı’nı, Yom Kippur Savaşı’nı, Sabra ve Şatilla’yı vs. bir tarafa, son iki haftadır olan bitene bakılırsa Ortadoğu’da her devletin bir golem karakteri var.

Hamas da Netanyahu iktidarı da golemdir, daha azı değil! Ortadoğu’yu olabilecek en kanlı ve en çözümsüz biçimde yönetip yönlendirmek amacıyla bu golemleri kapitalist Avrupa ve ABD’nin yarattığını artık herkes biliyor. Muskalarını da onların yazdığı malum. Asıl sorun şu: Bu golemlerin muskalarını kim söküp atacak?