Bakın şu “yerli ve milli” geçinenlere!
Berat Albayrak, Murat Kurum ve Ahmet Çalık

AKP iktidarı döneminde göz göre göre gelen felaketlere ne yazık ki alıştık. Uzmanların daha önce hakkında sayısız uyarıda bulunduğu, bölge insanının ve doğa savunucularının kapatılması gerektiğini söylediği ve bu kapsamda çeşitli davalara konu olan Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nin yığın liç sahasında beklentilerle uyumlu şekilde çökme meydana geldi. Resmi açıklamaya göre 9 işçi siyanürlü toprağın altında kaldı. Toprağa karışan siyanürlü solüsyon, aynı zamanda bölgeyi uzun yıllar boyunca etkisi altına alabilecek kimyasal kirliliğin de fitilini ateşledi.

Madenlerde yaşanan büyük felaketler, Türkiye’de kapitalizmin işleyişi ve Türkiye’nin küresel sistemdeki yeriyle doğrudan ilintili. Ülkenin mevcut gerçekliğini de siyasilerin hamasi söylemlerinden çok buradaki denkleme bakarak anlayabiliriz. Erdoğan günaşırı “Dünya beşten büyüktür” nutukları atsa da AKP’li yıllarda memleketin toprakları sömürge tipi bir madencilik faaliyetinin sahası haline getirildi. Dünyanın herhangi bir yerinde bu kadar kolay şekilde çevreyi kirletemeyen, yaşam alanlarını toza-dumana boğamayan, dereleri kurutamayan ve emekçileri ölüme sürükleyemeyen yabancı şirketler, kendilerine AKP iktidarının sağladığı kolaylıklarla Türkiye’yi mesken tuttu. Elbette yanlarında hep “yerli” ortakları da oldu.

YERLİLER, YABANCILAR KOL KOLA

Son felaketin yaşandığı Çöpler Altın Madeni’ni işleten Anagold Madencilik, 2000 yılında Çukurdere Madencilik adıyla merkezi ABD’de bulunan ve Kanada borsasında işlem gören Anatolia Minerals’ın (Anadolu Madenleri) Türkiye’de faaliyet yürüten alt şirketi olarak kuruldu. Anadolu sevgisi (!) isminden belli olan bu ABD’li şirket, daha sonra Avusturalya’nın en büyük madencilik şirketlerinden Avoca Resources ile birleşerek Alacer Gold’u kurdu.

İşte İliç’teki madeni işleten Anagold günümüzde, Alacer ile AKP iktidarına yakınlığıyla bildiğimiz Çalık Holding bünyesindeki Lidya Madencilik’in ortaklığı olarak faaliyet gösteriyor. Alacer, 2020’de Kanada Vancouver merkezli madencilik şirketi SSR Mining’in çatısı altına girdi. Bugün Anagold’un yüzde 80’i Alacer’e, yani SSR Mining’e, yüzde 20’ise Çalıklara ait.

Lidya Madencilik’in mazisi, Çalıkların yabancı altıncılarla işbirliğine başladığı tarihten bir yıl sonrasına, 2010’a dayanıyor. Bu dönemde Çalık Holding’in CEO’su, bakanlığı süresince “yerli ve milli” sloganının bayraktarlığını yapan Berat Albayrak’tan başkası değil. Yönetim Kurulu’nda bizzat Çalık Holding’in sahibi Ahmet Çalık’ın bulunduğu Lidya Madencilik, Çöpler’in Erzincan Kartaltepe’deki uydu maden işletmesinde, Balıkesir’de Polimetal’de, Artvin’deki Hod Madeni’nde de ülkeyi talan etmek için sıraya giren yabancı madencilerle yan yana, omuz omuza.

PATLAMALI BÜYÜME, PUSLU SERVET

Çalık grubu, AKP iktidarı döneminde patlamalı şekilde büyüyen şirketlerin başında geliyor. Özelleştirilen işletmeler, kamu ihaleleri ve avantajlı krediler, telekomünikasyondan tekstile, finanstan inşaata farklı alanlarda yatırımları bulunan şirketin irileşmesinin başat faktörleri.

Bu büyümenin bir sonucu olarak Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık da bir hayli zenginleşti. Forbes’un 2023 yılına dair hazırladığı dünyanın en zenginleri listesinde 1,5 milyar dolarlık kişisel servetiyle 1905’inci sırada yer alan Çalık, liste Türkiye ölçeğine daraltıldığında 18’inci basamağın sahibi oldu.

Çalık’ın ödediği vergiye ilişkin ise referans alınacak bir veri yok. Bu yılın başında, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın ilk 100 sırasını açıkladığı 2022 vergi rekortmenleri listesinde Çalık’ın, ismi gizlenen mükelleflerden hangisi olduğunu ve dolayısıyla kaçıncı sırada yer alıp ne kadar vergi ödediğini bilmiyoruz. İlk 3 sırada olmadığı kesin çünkü bu sıralardaki kişilerin isimleri açık. Ancak Çalık Holding’in vergi cennetlerinden Virjin Adaları’nda dört adet offshore şirketi olduğunu Pandora Papers’tan biliyoruz. Bu tür şirketlerin servetlere gizlilik sağlamak ve daha az vergi ödemek için kullanıldığı sır değil.

BERAT ALBAYRAK HAKLI!

Kanadalı altıncılar ve Çalık’ın Erzincan İliç’te felakete yol açan maden işletmesi, AKP devletinin desteğini her zaman arkasında hissetti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Anagold şirketine kapasite artırım izni verdiği tarihte Bakan koltuğunda bugün İBB Başkanlığı’na aday gösterilen Murat Kurum oturuyordu. Kurum’un imzasını taşıyan onay nedeniyle maden alanı 3 kat büyütüldü. Maden için ‘çevresel etki değerlendirme’ raporuna gerek bile duyulmadı. Çünkü sömürge tipi madencilik bunu gerektiriyordu. Yabancı talancıların bu topraklardan istediğini, AKP iktidarı vermekten çekinmedi.

2007’den 2013’e Çalık Holding’in CEO’su olan Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanı olarak görev yaptığı 2019 yılında yerel seçimlerden kısa bir süre önce şöyle demişti: “Belediyecilik önemli, belediyeyi alacak insanın, yönetecek insanın yerli ve milli olması lazım.” Bu sözlerin ardından İstanbul’da ve Ankara’da iktidar belediyeleri kaybetti; siyasal İslamcı geleneğin iki büyükşehirde 1994’ten bu yana süren 25 yıllık saltanatı son buldu.

Berat Albayrak gerçekten çok haklı. Belediyeleri yönetecek kişilerin bu memleketi sevmesi ve yabancı ortaklarıyla ülke topraklarını sömürmek isteyen yerli işbirlikçilerin safında olmaması lazım. Yaklaşan yerel seçimlerde de bu bilinçle hareket etmekte yarar var. İliç’ten İstanbul’a ve ülkenin diğer kentlerine bir yol uzanıyor.