CHP’de sağ-sol muamması

2023 seçimlerindeki yenilginin ardından CHP bir değişim sürecine girmiş ve yeni Genel Başkan Özgür Özel’in adaylığını açıklarken kamuoyuyla paylaştığı tutum belgesi, partinin yeni yol haritasının köşe taşlarını dizen bir metin olarak kabul edilmişti.

Tutum belgesinde dikkat çekici vurgular yer alıyordu. Bunlardan biri de sağ-sol meselesine dair benimsenen tutumdu. İsim vermeden Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sağ sol kavramları, 18. yüzyıla ait. 18. yüzyılın kavramlarıyla 21. yüzyılın sorunları çözülmez” sözünü eleştiren Özel, “Sağ ve sol kavramının 18’inci yüzyıla ait olduğunu ve 21’inci yüzyılın sorunlarını çözemeyeceğini iddia eden yaklaşımı kesin bir dille reddediyoruz” demiş, 21. yüzyılda emekçilerin, güvencesizlerin ve yoksulların artan sorunlarına karşı sol-sosyal demokrat bir anlayışla umut olunabileceğini söylemişti.

Özel’in sol temalı manifestosu önemliydi çünkü o güne kadar farklı siyasi geleneklerin bir arada durmasından öte güçlü bir politik hat inşa edemeyen CHP’nin politik karakteri net, yeni bir iddiayla hareket etmesi gerektiğini savunuyordu. Aynı zamanda geçmişin de esaslı bir eleştirisini içeriyordu. Bu çıkıştan sonra merak edilen, Özel’in kaptan köşkünde oturduğu yeni CHP’nin sol-sosyal demokrat çizgiyi nasıl ve ne şekilde güçlendireceği olmaya başladı.

Ancak yerel seçimlere günler kala İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun kampanyasında Özel’in ana hatlarını belirlediği politik doğrultuyu boşa düşüren bir slogan ortaya çıktı: “Yok bu işin sağı-solu, aklın yolu İmamoğlu.” Sözün, direksiyonu sola kırmaya çalışan Özel CHP’sinden çok Kılıçdaroğlu CHP’sinin koordinatlarına daha uygun olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tema aynı, isim farklı.

Öyle anlaşılıyor ki bu, CHP Genel Merkezi’nin değil İmamoğlu ekibinin sahiplendiği bir slogan. İlk olarak Meral Akşener’in eski danışmanı Murat İde’nin İmamoğlu için yazdığı ve seslendirdiği seçim şarkısında yer aldı. Şarkının sözlerinde “Yok bu işin sağı-solu” kısmı yoktu ama klibin sonundaki görselde slogan tam haliyle yer aldı. Sosyal medyada da İmamoğlu’nun ekibiyle bağlantılı hesaplar/kişiler tarafından yaygınlaştırıldı. Daha sonra hazırlanan farklı videolara iliştirildi ve kentin birçok noktasında duvarlara yazıldı.

CHP’nin başına “Sorunların çözümü solda” diyen Özel geldi ama İmamoğlu kanadı “Bu işin sağı-solu yok” diyor. Mesele sıradan bir adayın görüşü olsaydı, çelişkinin üstünde durmaya fazla gerek olmayabilirdi. Ancak Genel Başkan’ın paradigmasını esneten alelade bir kişi değil, Türkiye’nin en büyük kentini yöneten ve bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin adayı olması beklenen İmamoğlu; partinin içindeki en güçlü aktörlerden biri, belki de en güçlüsü.

Haliyle akılda şu soru beliriyor: CHP, 21. yüzyılın sorunlarına sol-sosyal demokrat bir siyasal programla mı çözüm üretecek yoksa İmamoğlu isminin sürükleyiciliği altında ideolojik bir çerçeve olmaksızın iktidara gelmeyi mi hedefleyecek? Bu doğrudan 31 Mart’ın sorusu değil ancak cevapta muhalefetin nasıl bir Türkiye istediğinin ipuçları saklı olacak.