Sonuçlar, aşıların sadece CMV’nin vücudun birincil savunma hattını aşmasını engellemekle kalmayıp, virüsü nötralize edebilen ve enfekte hücreleri yok edebilen güçlü bir bağışıklık tepkisini tetikleyebildiğini gösteriyor.

CMV’ye karşı mRNA aşısı geliyor

İnsanları, özellikle de bebeklerimizi tehdit eden çok sayıda virüs, bakteri, mantar ve diğer patojen var. Bunlardan biri, belki de adını hiç duymadığınız sitomegalovirüs, yani CMV. Sitomegalovirüs (CMV); suçiçeği, herpes simpleks ve mononükleoz gibi hastalıklara neden olan diğer virüsleri de içeren herpesvirüs ailesine ait, oldukça yaygın bir virüs. Ne yazık ki CMV oldukça sinsi bir virüs: Sağlıklı bireylerde genellikle fark edilebilir hiçbir belirtiye neden olmadan, kimi zamansa sadece ateş, boğaz ağrısı, yorgunluk ve şişmiş lenf nodlarıyla kendini gösteren grip veya mononükleoz benzeri hafif bir hastalığa yol açarak vücutta uzun süreler saklanabiliyor.  

Yakalamanın güç olması büyük bir problem, çünkü virüs bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde körlüğe neden olabilen retinit veya pnömonit gibi daha ciddi durumlara, gebe kadınlara (oradan da rahimdeki yavrularına) geçtiğindeyse işitme kaybı, görme bozukluğu, zihinsel engellilik, küçük kafa boyutu (mikrosefali), koordinasyon eksikliği ve nöbetler dahil olmak üzere çeşitli gelişimsel engellere sebep olabiliyor.

Daha korkunç olanıysa şu: Konjenital (yani doğuştan gelen) CMV enfeksiyonu, dünyanın birçok yerinde bebeklerde görülen en yaygın viral enfeksiyonlardan biri (her 200 yenidoğandan 1’i gebelik sırasında bu enfeksiyona yakalanıyor). Sanılandan çok daha yaygın ve anlattığım potansiyel risk faktörlerine rağmen birçok insan CMV ve olası sağlık etkilerinin farkında değil. 

ÖNLEMENİN YOLU YOK 

Günümüzde CMV’yi önlemenin etkili bir yolu bulunmuyor. Dolayısıyla CMV enfeksiyonunu kontrol etme çabaları, özellikle de CMV bulaşının olası olduğu ortamlarda yaşayan ve küçük çocuklarla yakın temas halinde olan kişilerin el yıkama gibi iyi hijyen uygulamalarına dikkat etmesi gibi önleyici tedbirler çerçevesinde şekilleniyor. Dolayısıyla bu da ancak ve ancak aşılamayla kökü kazınabilecek bir hastalık. Ne yazık ki bu konudaki çalışmalar bugüne dek hep sonuçsuz kaldı.  

İşler, Moderna tarafından üretilen yeni mRNA aşıları sayesinde nihayet değişiyor olabilir! Aşı araştırmalarında heyecan verici bir atılım gerçekleştiren Weill Cornell Medicine’den bilim insanları, CMV’yi hedef alan çığır açıcı bir mRNA aşısı geliştirdiklerini ilan ettiler. Prestijli Journal of Infectious Diseases dergisinde geçen hafta yayınlanan çalışma, yeni aşının CMV’ye karşı bugüne dek benzeri görülmemiş düzeyde bir bağışıklık tepkisi tetikleyebildiğini gösteriyor. Bu yenilikçi aşı sadece yetişkinleri CMV’den korumayı vaat etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu zararlı virüsün anne adaylarından doğmamış çocuklarına bulaşmasını önleme ihtimalini de doğuruyor. 

CMV’ye karşı bugüne kadar Sanofi ve Novartis tarafından geliştirilen aşılar, çoğunlukla glikoprotein B (gB) ve MF59 isimli bir bağışıklık tetikleyici (yani “adjuvan”) ile üretiliyordu ve bu nedenle gB/MF59 olarak adlandırılıyordu. Yeni üretilen mRNA aşıları, vücudumuzun viral istilacılara karşı ilk bariyeri olan epitel hücrelere virüs girişini engellemede geleneksel aşılardan daha üstün. Ayrıca yeni aşı, CMV tarafından enfekte edilen hücreleri yok etmek için bağışıklık sistemini harekete geçirmede de geleneksel aşılara göre çok daha etkili gözüküyor. 

Çalışmanın kıdemli yazarı olan Dr. Sallie Permar, yeni aşının özellikle de fonksiyonel bağışıklık tepkilerini ortaya çıkarma kabiliyeti açısından öncekilere göre daha güçlü olmasından ötürü bu aşının önemli bir ilerleme olduğunu söylüyor. Henüz klinik çalışmalar sona ermiş değil; dolayısıyla bu güçlü bağışıklık yanıtının CMV’ye karşı gerçekten de daha sağlam bir korumaya dönüşüp dönüşmediğini doğrulamak için biraz daha beklememiz gerekecek. 

MODERNA 

Sanofi ve Novartis’e ait gB/MF59 aşıları Faz 2 klinik çalışmalarda görece başarılı olarak yaklaşık %50’lik koruma oranı sağlamış olmasına rağmen, aşının tam olarak bekleneni vermemesinden ötürü çalışmalar Faz 3’e geçmeden durduruldu. Buna karşılık, COVID-19 salgınını durdurmayı başaran aşılarla aynı mRNA teknolojisinden yararlanan Moderna’nın aşısıysa, glikoprotein B’nin yanı sıra virüsün epitel hücrelerine girişi için hayati önem taşıyan ek bir beş üniteli protein kompleksini hedefleyerek yeni bir yaklaşım getiriyor. 

Şu ana kadar elde edilen sonuçlar, bu aşıların sadece CMV’nin vücudun birincil savunma hattını aşmasını engellemekle kalmayıp, aynı zamanda virüsü nötralize edebilen ve enfekte hücreleri yok edebilen güçlü bir bağışıklık tepkisini tetikleyebildiğini gösteriyor. Bu durum, Moderna aşısının Faz 3’e geçmesini mümkün kıldı ve bu, CMV’ye karşı üretilen aşılar arasında bir ilk! Araştırmacıların CMV’ye açtıkları savaş tek cepheli de değil: Aynı ekip, aşının hamilelik sırasında virüsün fetüse bulaşmasını önlemedeki etkinliğini araştırmak yeni bir klinik öncesi model de geliştiriyor.  

Anlayacağınız, 50 yılı aşkın süredir devam eden CMV araştırmalarının ardından, bilim camiası bu tehlikeli virüse karşı kazanılacak büyük bir zaferin eşiğinde duruyor gibi gözüküyor. mRNA teknolojisinin olağanüstü potansiyeli sayesinde, onaylı bir CMV aşısı çok yakında ulaşılabilir olabilir.