Evet çok sevdiğim bir fiili çöktüm başlıkta fark etmişsinizdir. Günümüzde bence ülkemizi en güzel şekilde özetleyen bir fiil kendisi. Çökmek…

Anlamına gelince. TDK şöyle yazmış. Ama günümüzde biliyorsunuz hiçbir yere güven olmaz. Gün gelir bu da değişebilir, şimdilik tanımı şu şekilde:

1. nesnesiz: Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak: Toprak çökmek. Yol çökmek.

2. nesnesiz: Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak: Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek.

3. -e Çömelmek.

4. -e Oturmak, birdenbire oturmak: "Soluk soluğa yere çöktü." - Falih Rıfkı Atay

5. nesnesiz: Deve, sığır vb. olduğu yere oturmak: "Boz renkli bir kaya, tıpkı çökmüş bir hecin sırtını andırıyordu." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

6. nesnesiz: Şakak, avurt vb. içeri doğru girmek, çukurlaşmak: "Kadının yanakları daha fazla çöktü." - Halide Edip Adıvar

7. nesnesiz: Basmak, yayılmak: "Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor." - Necip Fazıl Kısakürek

8. nesnesiz: Sis, duman vb. inerek kaplamak: "Alaca karanlıklar çökerken köşk bahçesinin parmaklıklarında görünmektedir." - Salâh Birsel

9. nesnesiz, mecaz: Sarsılıp dinçliğini yitirmek: "Şayet iradesiz bir adamsanız az zamanda çürüyüp çökmeniz pek mümkündür." - Refik Halit Karay

10. nesnesiz: Tortu dibe inmek.

11. nesnesiz, mecaz: Son bulmak, yıkılıp dağılmak: "Bir gün vatan çöktü ve millî mabetler istila edildi." - Aka Gündüz

12. -e, mecaz: Yoğun bir biçimde duymak: "Mustafa Kemal'in içine ilk defa bu lisede vatan kaygısı çöktü." - Falih Rıfkı Atay

Hay Allah ya. Şu sıralar bizim en çok kullandığımız anlamıyla ‘çökmek’ TDK’de yok. Kader kısmet, hayır hasenat herhalde… Bizde ise, yani yepyeni Türkiye’de ise ‘çökmek’, birinin ya da bir kurumun mallarına karşılıksız bir şekilde el koymak, haksız şekilde hak edilmeyen bir kazanca ortak olmak anlamında kullanılıyor.

Örnek: “Sincapoğlu İnşaat’ın arazisine Kaosişleri Bakanlığı’nın talimatıyla çökülmüş”

“Serdar adındaki Twitter kullanıcısı, benim tivitlerime çöktü, laky kasıyor”

ya da “Rusya S-400 ayağına bizim 3 milyar dolara ve daha fazlasına güzelce çöktü” veyahut “Ege kıyısındaki güzelim sit alanına Cegoday İnşaat çökmüş”, bu da tam durumu anlatamadıysa “Mafya ve çeşitli kurumlar el ele verip başka mafya çökmeden, diledikleri otellere çökmüş”… gibisinden.

Tabii bundan sonraki günlerde ise bu güzel “Çökmek” fiilinin daha değişik anlamlarıyla da karşılaşacağız. Mesela “Yolsuzlukları ve kârı paylaşamayan güç odakları yüzünden idare kendi içine çöktü” ya da “Yıllar önce tükürdüklerini bugün yalayan isimler, yolsuzluk ve utanç içinde çöktü” gibisinden.

Neyse ne daha çökülecek çok şey var. Her yere çökülmeden bu çöküntünün altından kalkamayacağız gibi. Önemli olan bu büyük enkazın çökmesi sonrası yeni ve adil bir sistem kurabilmek, hukukun üstünlüğünün ve kuvvetler ayrılığının, denetimin ve kontrolün her şeyin ve kurumun üzerinde olduğu bir yapıyı oluşturabilmek. Bence bir yerden başlamak lazım. Çökenler çöksün, kalanlar bize yeter. İşte şimdi biraz sonra gerçekten biz bize yeteceğiz.

Çöktüğümüz yerden kendimizi kaldıracak kuvvet hepimizede mevcut. Yeter ki isteyelim ve başlayalım.