Dr. Şeyhmus Gökalp’e adalet istiyoruz
“İşte tam o anda benim için dünyanın en büyük sorunu hangi ayakkabıları giyip çıkacağım olmuştu. Tuhaftı ama insan psikolojisi işte… Ayakkabılara dokunup, dokunup bırakıyordum… Beni izleyenler için de anlamsız bir sahneydi, bunu anlayabiliyordum. Sonra gözüme ‘Hak, Hukuk, Adalet’ diyerek, Adalet Yürüyüşü’nde giydiğim ayakkabılarım ilişti. O yürüyüş için almış ve galiba bir kez daha giymiştim. Onları aldım, bir çırpıda ayağıma geçirdim. Adalet için attığımız onca adımı hatırladım, boşu boşuna yürümüş olamazdık… Ve ailemi geride bırakarak, dışarıya doğru yürüdüm. Sanki o ‘Hak, Hukuk, Adalet’ seslerinin görkemli uğultusunu duyuyordum.”
Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp bu senenin başlarında, 7 Şubat günü BirGün’de yayınlanan yazısında böyle yazmıştı.
Diyarbakır’daki evinin 20 Kasım sabahı basılıp gözaltına alınışının, arama süresince polislerle, çocuklarıyla olan diyaloglarının, gözaltında geçirdiği günlerinin ve tutuklanışının hikayesini anlatmıştı.
***
Dr. Gökalp’in tutuklanma bahanesi teslim olduğu 2016 yılında ve sonrasında birçok kişi hakkında ifade veren bir kronik itirafçının hakkında verdiği ifadeydi.
Daha önce Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Dr. Selçuk Mızraklı hakkında da hiç çalışmadığı bir hastanede hasta ameliyat ettiğini, gece ameliyat edilen hastanın ertesi gün öğleyine doğru taburcu edildiğini iddia eden bir itirafçının ifadesiydi.
Bu itirafçı nasıl olmuşsa itiraflarına başladığından üç yıl sonra Dr. Gökalp’i hatırlayıp 26 Mart 2019’da hakkında itirafta bulunmuştu.
Hayatta hiç tanışmadıkları, hiç karşılaşmadıkları itirafçıya göre Dr. Gökalp, hayatında hiç çalışmadığı Diyarbakır Veni Vidi Hastanesi’nde sokak eylemlerinde polislere ve güvenlik güçlerine taş, molotof atarken yaralanan gençlerin ve örgüt mensuplarının tedavilerini yapıyormuştu.
Hepsi bu kadardı ve bu kadarı “örgüt üyeliği” suçundan tutuklanması için yetmişti.
***
Sonra, 10 Şubat’ta görülen ilk mahkemede serbest bırakılmıştı Dr. Gökalp.
25 Haziran’daki ikinci duruşmaya SEGBİS ile bağlanan itirafçı Dr. Gökalp’in örgüt üyesi olduğu ya da herhangi bir yasadışı faaliyette bulunduğuna tanık olmadığını, ifadesinin tutanağa yanlış yazıldığını itiraf etmişti.
İtirafçının mahkemedeki itirafını dinleyince hepimiz rahatlamıştık.
Zaten Dr. Gökalp’in itirafçıyla aynı sağlık kuruluşunda çalışmadığı, hatta o hastanede hiç çalışmadığına dair resmi belgeler gelmişti mahkemeye. Cep telefonu, bilgisayar gibi elektronik cihazlarına ilişkin inceleme raporları, sosyal medya incelemeleri, yurtdışı giriş çıkış kayıtları, istihbarat raporları gibi bütün belgeler de girmişti dosyaya.
Geriye bir tek gelecek celsede savcının mütalaasını hazırlayıp beraat istemesi kalmıştı.
Ve fakat, heyhat!
15 Ekim 2021 günü görülen ve topu topu üç dakika süren üçüncü duruşmada savcı sanki itirafçı tanık mahkeme huzurunda dinlenmemiş, ifadesini geri almamış, suçlamayı çürüten bütün belgeler mahkeme dosyasına gelmemiş gibi mütalaasında Dr. Gökalp’in cezalandırılmasını talep etti.
***
“Şimdi sevgili eşimin aldığı ‘Adalet ayakkabılarım’ ayağımda, voltadayım. ‘Hak, Hukuk, Adalet’ seslerini hala duyuyorum, çok uzaklaşmış olamazlar…”
Tutuklu bulunduğu Diyarbakır Cezaevi’nden Birgün’e gönderdiği “Adalet ayakkabıları” başlıklı o yazıyı böyle bitirmişti Dr. Gökalp.
Bu Cuma karar duruşması için bir kez daha Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeyiz.
Dr. Şeyhmus Gökalp’e adalet istiyoruz!