Nurcan Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net

Muhalefetteki dağınıklık nedeniyle Erdoğan’ın en rahat seçimlerinden biri olacağı propagandası yapılıyor. Ancak Saray’daki milimetrik hesaplamalar, bütçe olanaklarını zorlayacak yeni vaatler, bir paniğin göstergesi.

Erdoğan’ın en rahat seçimi mi?
İktidar bloku yerel seçim öncesi bilindik vaatlere sığındı. (Fotoğraf: DepoPhotos)

Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanlığını kazanmalarına, TBMM’de en fazla sandalye sayısına sahip olmalarına karşın Cumhur İttifakı, düşen oy oranlarının yarattığı tedirginlikle hemen yerel seçim için hazırlıklara başladı. 2024 yerel seçimlerinde 2019’da kaybedilen başkanlıkları geri almak, AKP için hem kadrolaşma hem rant aktarma hem de dev bütçe olanaklarından yararlanmak için büyük önem taşıyor.

AKP, yerel seçimlerde, oy kaybı sürse bile Ankara, İstanbul gibi büyük belediyeleri kazanmak, üzerine İzmir, Adana, Antalya’yı da eklemekle hem azalan halk desteğini gölgelemek hem de bunun verdiği moral güçle iktidarına soluk aldırma planı yapıyor. AKP’nin manipülatif siyaset stratejisi, algı yönetimindeki başarısına giderek daha da büyüyen sorgulamayan, söylenilene inanan toplum kesimleri eklendiğinde bunun yanlış bir plan olduğunu söylemek mümkün değil. AKP’nin bu stratejilerinin hayata geçmesinde, sandık başarısı getirmeyen siyaset yapma tarzını benimseyen, ortaya çıkan başarısızlıklarda da kolayca bozguna uğrayan parlamento içi muhalefetin sağladığı katkıyı da gözden kaçırmamak gerek.

İNCE HESAPLAR

Yüzde 15’e varan oy kaybını Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesi ve milletvekili sayısı ile gölgelemeyi başaran Cumhur İttifakı, aynı oyunu yerel seçimlerde de kurma peşinde…

Cumhur İttifakı’nın ana gövdesini oluşturan AKP ve MHP’nin liderleri temmuz ayında bir araya gelerek yerel seçimde işbirliği konusunda prensipte anlaştı. 28 Mayıs’ın hemen ardından başlayan ve tüm yurdun fotoğrafının çekildiği çalışmaların tamamlanmasından sonra da işbirliğinin modelinin nasıl olacağını konuşmak için geçtiğimiz günlerde bir araya geldiler.

Bu görüşmeden sızan bilgilere göre, 2019’da 30 büyükşehirle sınırlı olan ittifak modelinin bu yerel seçimlerde daha da genişlemesi bekleniyor. İl, ilçe belediye başkanlıkları hatta belediye meclislerinde daha fazla sandalye elde etmeyi sağlayacak formüllerin bile gündeme gelebileceği konuşuluyor.

İTTİFAK İÇİNDE KALAN OYLAR

Edinilen bilgiye göre, özellikle 2019 seçimlerinde AKP ve MHP bir araya gelseydi kazanabileceği iller, kıl payı kaybedilen başkanlıklar ve en önemlisi Mayıs seçimlerinde büyük oy kaybı yaşanan merkezler mercek altında. AKP’nin son seçimlerde oylarının düştüğü 75, MHP’nin oylarının düştüğü 45 ille ilgili ayrıntılı çalışmalar yürütülüyor. Bu illerde AKP’den uzaklaşan oyların Millet İttifakı bileşenlerine gitmeyip Cumhur İttifakı içinde kalmasının yerel seçimlerde 2019 başarısızlığının bir kez daha yaşanmamasını sağlayacağı umudu iktidarda dillendiriliyor. Bunun için de en küçük yerleşim yerine kadar inecek ayrıntılı hesaplamalar yapılıyor.

GÜÇLÜ İSİM ARAYIŞI

“11 büyükşehri CHP’den almak” ana hedefi ile hareket eden Cumhur İttifakı’nda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerde CHP’li belediye başkanları devam eder” şeklindeki açıklamasından sonra aday isimlendirme sürecinin hızlanması bekleniyor. Ankara’da Mansur Yavaş, İstanbul’da da Ekrem İmamoğlu’nun karşısına AKP’li adayların çıkartılacağı, Adana ve Mersin’de son genel seçimlerde yüzde 1 dolayındaki oy kaybına karşın MHP’li isimlerin aday gösterilebileceği konuşuluyor. Antalya’ya büyük önem verdiği bilinen Erdoğan’ın bu kentte de AKP’li bir ismin aday gösterilmesini istediği biliniyor.

Muhalefetteki dağınıklık nedeniyle Erdoğan’ın en rahat seçimlerinden biri olacağı propagandası yapılsa da AKP Genel Merkezi ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki milimetrik hesaplamalar, bütçe olanaklarını zorlayacak yeni vaatler için yapılan hazırlıklar bir telaşın, paniğin de göstergesi. 2018 seçimlerine göre, AKP’nin 65, MHP’nin 45 ilde oy oranlarının azalması, AKP’nin yüzde 50 üzerinde oy aldığı ilçe sayısının 417’den 175’e düşmesi de matematiksel bir gerçek olarak ortada duruyor.