Google Play Store
App Store
Nurcan Bilge Gökdemir

Nurcan Bilge Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net

Muhalefeti muhatap almaya razı olan Erdoğan’dan “yumuşama” sinyalleri geliyor. Erdoğan’ın ilk adımını Özel’in ajandasındaki sorunların çözülmesi iradesini ortaya koyarak atabileceğini beklemek ise gerçekçi değil.

Erdoğan’ın yumuşama illüzyonu tutar mı?
Erdoğan, önceki gün partisinin Genel Merkezi’nde CHP Lideri Özel’i ağırladı. (Fotoğraf: Depo Photos)

AKP ile CHP arasındaki genel başkanlar düzeyindeki son görüşme 22 Eylül 2016’da gerçekleşti. 15 Temmuz darbe girişiminden büyük hasar alarak çıkan ve imaj düzeltme peşine düşen AKP liderleri bunun için öncelikle ana muhalefet partisi ile bir araya gelerek kamuoyuna bir görüntü verdi. Binali Yıldırım ile Kemal Kılıçdaroğlu buluştu, görüşmede 15 Temmuz sonrası yaşama geçen antidemokratik uygulamalar, FETÖ soruşturmaları dolayısıyla ortaya çıkan mağduriyetler ve yine Anayasa paketi vardı. Bu görüşmeden sonra ilişkiler tamamen koptu, biri iktidar diğeri ana muhalefet partisi olan AKP ile CHP arasında genel başkan düzeyinde sekiz yıl boyunca hiçbir görüşme olmadı.

31 Mart 2024 yerel seçimlerine kadar süren bu kopukluk, seçim sonunda CHP’nin birinci parti olması ile siyasetin yeniden dizaynı zorunluluğunun ortaya çıkmasına kadar sürdü. AKP Genel Merkezi, oylarının tarihin en düşük seviyesine gerilemesini yurttaşın, “Ekonomik krizi önleyebileceklerine artık inanmaması, hukuk dışılık ve antidemokratik uygulamalara tahammülün kalmaması, sorunların odağında tek adam rejiminin olduğunu görmesi” olarak okudu.

Ekonomik krizin hızını kesecek enstrümanları olmadığını, hukuk dışılık ve antidemokratik uygulamalardan vazgeçmesinin, parlamenter sistemin güçlendirildiği yeni bir modele geçilmesinin varlığını ortadan kaldıracak sonuçları olduğunu en iyi Erdoğan biliyor. Bu olanaklar yoksa iktidarına soluk aldıracak, muhalefetin üzerindeki baskısını azaltacak tek bir yol kalıyor geriye: Siyasette yumuşama görüntüsü vermek…

Recep Tayyip Erdoğan, bunun için aradığı pası Özgür Özel’in görüşme istemiyle buldu. Özgür Özel’in 31 Mart yerel seçimlerinden aldığı güçle Erdoğan’a “Beni artık yok sayamazsın” mesajı vermeye dönük görüşme talebi kabul edildi. Özel’in Kaçak Saray’da yapılmaması arzusu da yerine getirildi. Türkiye siyasetinin simge mekanlarından Çankaya Köşkü adres olmadı ama Özel, bir diğer seçenek olarak sunulan AKP Genel Merkezi ‘ne davet edildi.

EŞZAMANLI MESAJLAR

İki liderin görüşmenin içeriğine ilişkin bilgi vermeme konusundaki centilmenlik anlaşması nedeniyle kısıtlı bilgiler sızdı kamuoyuna. Bu boşluk üçüncü sandalye, mesir macunu gibi malzemelerle doldurulmaya çalışılırken iki liderden büyük bir rastlantıyla eş zamanlı “yumuşama” değerlendirmeleri geldi. Erdoğan, görüşme ile siyasetin yumuşama dönemine girdiğini, siyasetin buna gereksinimi olduğunu ve bu adımı atacaklarını açıkladı.

Özgür Özel de DEM Parti Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’la yaptığı Anayasa konulu görüşmeden sonra gazetecilere şunları söyledi:

“Ben toplantının Türkiye demokrasisi açısından önemli bir kilometre taşı olduğunu ifade etmek isterim. Siyasetçilerin el sıkışmadığı dönemlerin sonu demokrasi açısından hep felaket olmuştur. 1977 ile 80 arası iktidar ve ana muhalefetin el sıkışmadığı ve konuşmadığı bir dönemdi. Türkiye’de de ana muhalefet ile iktidarın ve bütün siyasi partilerin birbirleri ile konuşabilen, el sıkışabilen, her şeyde anlaşmak mümkün değildir ama tartışabilen bir çizgide kalmalarını son derece önemli buluyoruz.”

Siyasette liderlerin salt 1 saat 45 dakikalık görüşmesi bugüne kadar bizzat Erdoğan eliyle kurumsallaşan “Gerginliği ortadan kaldırır mı kaldırmaz mı”, sorusu orta yerde duruyor. Erdoğan, Özgür Özel’le görüşmesinden sonra yaptığı şu açıklama ile yumuşamayı tarifledi:

“Olumlu bir gelişme oldu. Bundan önceki süreçlerde maalesef bu tür adımlar atılmıyordu. Ve bu adımın atılmasıyla siyasetin ülkemizde çok daha yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz. Ben de Özgür Bey’e ilk fırsatta böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim. Türkiye’nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var. Ve ilk fırsatta da bu ziyareti gerçekleştirerek, Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum. Bu adımı da atacağız."

Oysa ki yumuşamanın başlangıcının nasıl olacağı bizzat Özgür Özel’in AKP Genel Merkezi’ne götürdüğü dosyada… Fotoğrafını ilettiği Vera’nın babası Tayfun Kahraman ve arkadaşları ile ilgili hukuk dışılığın sona erdirilmesinde yani özetle tüm AİHM ve AYM kararlarının uygulanmasında, eğitimdeki tahribatı daha da derinleştirecek müfredat değişikliğinden vazgeçilmesi, gelir dağılımının düzeltilmesinde, ülkenin başta Anayasa olmak üzere çağdaş demokratik bir mevzuata kavuşturulmasında.

Özel’in şu sözleri Erdoğan’ın samimiyeti konusundaki temkinliliğini gösterdi:

“Dünkü konuşmalar ve tartışmaların bu anlamda nasıl sonuç verdiğini önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda biz de takip edeceğiz. Siz de takip edeceksiniz.”

Aksi durumda Erdoğan’ın CHP Genel Merkezi’ne yapacağı bir iade-i ziyaret yumuşama değil alışılageldik kibrinin yansıması olan “Biz de sizi ziyaret ettik, daha ne istiyoruz” lütfunda bulunmasının ötesinde bir anlam taşımaz.

Yerel seçimin artçılarından Anayasa değişikliği, muhalefetle barışma gibi adımları peş peşe atarak kurtulmaya çalışan, böylelikle tepkileri sönümlendirmeyi, gündemi karartmayı hedefleyen Erdoğan, hem kendine hem ülkeye nafile günler yaşatıyor. Oysa ki çözüm ortada, daha güçlü bir sesle iktidar değişikliğini talep etmek...