Ocak ayını uğurladık. Kendisini yeniden görmeye hevesli değiliz. Ülkedeki ve dünyadaki durum bir yana, bu kadar çok müzisyenin arka arkaya terk-i dünya edişine de ender rastlanmıştır. Öte yandan, Şubat’a (hani şu ‘Cüce’ dedikleri) hayli faal şekilde girdik. Her şeyden önce, !f programı açıklandı. 18’inde de başlıyor. Hem sinemayı, hem müziği sevenler için hayırlı haber. Çünkü, yaşını başını almış olanlar genellikle biraz geride dursa da, !f konserleri festivalleri aratmaz. Film programı da her zamanki gibi aşka getirici. Ne diyelim, bekliyoruz.

Geçen hafta ben de, eskisiyle mukayese edilmez şekilde iyi yürüyen, egzersizlerinin yerini bisiklet almış biri olarak yollara dökülmüştüm. Özellikle sabah erkenden kalkıp !f basın toplantısına bir buçuk saat erken gittiğim gün (yollar açıkmış meğer) kendimle iftihar ettim. İşe dönüp programları kaydettim, çok ihmal edilmiş bir söyleşiyi hallettim, akşam da başarıyla Vijay İyer konserinde hazır bulundum. Gene erken gitmişim.
Ama “Erken kalkan yol alır” bâbında en büyük başarımız, Pazar günü gerçekleşti. Nilüfer Belediyesi’nin Caz Tatili için bir panele davetliydim. İlk dizilime göre Elif Çağlar, Şenay Lambaoğlu, Ayşe Tütüncü ve benden oluşan bir kadroyduk. Sonra Elif, iki gün ardarda konseri olduğu için bu kadrodan düştü, pek sevdiğim Eray Aytimur moderatör tayin olundu. Konu kadın, müzik ve caz nevinden bir genellemece olduğu için ne yapacağımızı şaşırmıştık. Tam Eray’le ikimiz, Ayşe ile Şenay’ı konuşturma kararı vermişken, Ayşe’nin de son sürpriz olarak İstanbul’a döndüğünü öğrendik.

Moderatörüme ve konuşmacı arkadaşıma güven duyarak sahneye çıktım. Ne iyi etmişim. Başlıktan Türkiye’nin kastedildiğini anlamadığım için daha genel bir Avrupa-Amerika tablosu düşünmüştüm. Fena da olmadı. Ben tam “Bu kadın bu paneli bitirmeyecek mi?” diye düşünürken de, Eray bir saati neredeyse dakikasına kadar tamamlayarak, gelenlere (mekânı, yani Nazım Hikmet Kültürevi’ni doldurmuşlardı) teşekkür ederek heyecanıma son verdi. Dinleyiciler panelden memnun görünüyordu. Pazar günü Bursa’da bir panel için yollara düşmeme neden olan Onur Kapıkıran ise onların başka bir etkinliğe katılmadan gittiklerini söyleyerek beni adamakıllı şaşırttı. Panelciler teşekkür eder.
Sonra, evde çalışmam gerektiğini söyleyerek bir Nilüfer minibüsüyle evin yolunu tuttum. Ama malum, evdeki pazarlık ile çarşı meselesi. Bursa’dan feribota gitmemiz dört saatten fazla sürdü. Gemlik’te bir yol çalışması var, karınca gibi gidiyorsun. Yakında Bursa’ya gitmeyi düşünenlere duyurulur. 16:30’da çıktık, 22:30’da evdeydim. Pek çalışamadık, haliyle...

En iyi haber ise, Bursa-Nilüfer Belediyesi’nin (“Gülümseyin Nilüfer’desiniz”)altı mekânda üç haftadan uzun süren Caz Tatili festivalinin kendisi. 29 Ocak’ta Emin Hoca ile başladılar (Emin Fındıkoğlu + 12), 21 Şubat’ta bitiriyorlar. Yabancı cazcılar, ikinci haftanın programında: Ibrahim Maalouf – Tomatito, Omar Sosa / Joo Kraus Duo, Guillaume Perret & The Electric Epic, Torsten Goods & Band, Elina Duni & Colin Vallon & Birsen Tezer. Kerem Görsev Quartet de ikinci haftada. Birinci hafta ise, bizim cazcılarımız açısından çok zengin. Pazar günü Önder Focan “Şallı Bros & Önder Focan ‘Funkbook’ için gelmişti, Elif Çağlar sound check’teydi, Şenay da panelde. Ayşe Tütüncü ve Emre Karabulut Dörtlüsü’nü dinleyemedik, yazık. Karsu, Jülide Özçelik ve Ece Göksu’yu da. Bursa Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in şahsında bütün emeği geçenlere bu festival için teşekkür ederiz. Dinleyebilecek olanlar adına...