Madem bugün 19 Mayıs, hatırlatmanın tam zamanıdır. Mustafa Kemal, gençliğe bir çağrı olan hitabesinde; “Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin,” diyordu.

Öyle günlerden geçiyoruz. Bağımsızlık ve cumhuriyet hepimiz için, istikbal yani gelecek de özellikle siz gençler için önemli!

Gençler… Şu 19 Mayıs’ta size söylüyorum ama, “biz” de işitelim tabii.

Üniversitede olanlarınızı tanıyorum, öğrencilerimsiniz. Son sınıfta “Hocam iş!” diye odama geldiğinizde, yurtdışı için tavsiye mektupları istediğinizde içim acıyor. Umutlarınız bile çalındı!

Ama asla umutsuz olmayın. 28 Mayıs en çok sizin için önemli ve asla imkansız değil! 

Kapatılması gereken bir fark yok! 

Yarış iki aday için de aynı sıfır noktasında başlıyor ve ipi göğüsleyen, diğerinden 1 cm önde olan kazanacak. 1 oy fazla alan kazanacak! Ve işte o 1 oy sizin geleceğinizi belirleyecek.

Siz daha iyi biliyorsunuz, sandığa gitmeyenler ve tepki olarak iki adaydan birine oy vermeyenler var. Yalnızca kendiniz değil, sandığa onları da alıp gitmeniz gerekecek.

Sizin kadar “şanslı” olmayan, üniversiteye falan gelememiş, yoksulluğun işsizliğin hatta uyuşturucunun pençesinde arkadaşlarınız var. Anneleri babaları sadece o akşam için tencere kaynatabilme derdinde ve ne sosyal medyayı ne de sizin izlediğiniz kanalları izliyorlar.

Siz “biz”den daha parlak fikirlere sahipsiniz, onlara nasıl ulaşılabileceğini düşünün. Onlarla hemhal olma yolları bulun. Hemhal olun, görüşün… Sadece 28 Mayıs’a kadar da değil. Tüm hayallerinizin gerçek olması için yürünecek yol uzun, ama bu ilk adımı doğru atmak şart.

Biliyorsunuz, başkanlık seçimlerinin olduğu yerlerde, ABD’de 1948’den beri, adaylar son düzlükte TV’de karşı karşıya gelir ve tartışırlar. Tartışırlar ki, seçmen kime neden oy vereceğine karar versin. Bu özellikle kararsız seçmenlerin seçimi için çok önemlidir.

Bizde de iki aday arasında kararsız önemli bir kitle var. Onların kararı sizin kaderinizi de etkileyecek. O halde adaylardan talep edin. Zorlayın onları. Nasıl yapacağınızı en iyi siz bilirsiniz. Çıkın karşılıklı tartışın ki biz de kimi seçeceğimizi bilelim, deyin!

 Demokrasi ancak iyi ve doğru bilgilendirilmiş vatandaşların seçimiyle var olabilir ve yaşar. Bu sizin hakkınız. Adayların görevi. Çıkıp birlikte aynı tartıda tartılsınlar ki onları daha doğru tanıyabilelim.  

Bu, “özerkliği ve tarafsızlığı” anayasa hükmü olan TRT’nin de görevi! “Sahibinin sesi” diye düşünüp boş vermeyin. O sizin vergileriniz yayın yapıyor. TRT’yi de zorlayın. Biz oy vereceğimiz adayları tanımak istiyoruz, deyin.

Bugün 19 Mayıs! En zor günlerinde size güvendi bu memleket, sizden görev bekledi. Şimdi de zor belki, ama daha zorlarının üstesinden geldiniz tarihte. Yine yaparsınız!

Bayramınız kutlu olsun!