Hançerin adresi İmamoğlu

CHP Grup Başkanvekili ve Afyon Belediye Başkanı Adayı Burcu Köksal’ın “Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları DEM Parti hariç her siyasi partiye açık olacak” sözü, CHP’de yeni bir kırılma yarattı.

Bu sözlerin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Burcu Köksal’ın “dil sürçmesi” yaşadığını söylese de Afyon adayı hiç oralı olmadı. Barış Yarkadaş’a konuşan Köksal, “Ben bir dil sürçmesi sonucu değil, verdiğim söz üzerine konuştum” diyerek o cümleyi bile isteye kullandığını tescilledi. Bunun üzerine Özel, tüm CHP’li belediyelerin, her bireye eşit ve adil belediye hizmeti sunma taahhüdünde bulunacağını duyurarak Köksal’ın kırıp döktüklerini toparlamaya çalıştı.

CHP içinden Köksal’a en sert yanıt ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. İmamoğlu, Köksal’a yönelik, “Öyle 'Ben belediye başkanı olursam şu partilileri belediyeye almam, şu partiler hariç şunlarla görüşürüm' diyen ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka parti bulacak” ifadelerini kullandı. İmamoğlu’nun dışında CHP’de çok sayıda isim de Köksal’ın sözlerini kınadı ve bunun sosyal demokrat belediyecilik ilkeleriyle örtüşmediğini vurguladı.

***

Burcu Köksal’ın seçimi kazanmak amacıyla böyle şovenist bir teminat verdiği sanılmasın. CHP’nin Afyon’da güçlü bir iddiası yok. 2019’daki belediye seçimlerinde CHP Afyon’da aday çıkarmamış, Millet İttifakı’nın İYİ Partili adayı AKP ile MHP’nin ayrı isimlerle yarıştığı seçimde yüzde 39 oy toplayabilmiş ve ikinci sırada yer almıştı. Son genel seçimde de AKP ile MHP’nin Afyon’daki toplam oyu yüzde 60’ı aşarken CHP’nin oyu yüzde 20’nin altında kaldı.

Cumhur İttifakı partileri burada o denli dominant ki AKP ile MHP, Afyon’da yine ittifak yapmayı gereksiz buldu. Ek olarak, ittifakla bile ittifaksız AKP’yi yenemeyen CHP ve İYİ Parti ise bu kez ayrı adaylarla pusulada olacak. Yani CHP’nin 31 Mart’ta belediyeyi kazanması neredeyse imkânsız. İşin ilginç yanı, DEM Parti’nin de Afyon’da özel bir gücü bulunmuyor. Yeşil Sol Parti’nin Mayıs genel seçimlerinde kentteki oy oranı sadece yüzde 0,64.

Köksal’ın sözlerinin, iktidarın yarattığı atmosferde gelişen ve büyüyen ayrımcı siyasi yaklaşımın uzantısı olduğu açık. Ancak meseleyi bir adayın tasvip edilmeyen siyasi fikirleriyle izah edebilmek de güç. Çünkü Köksal, hem Afyon’u hem de kişisel hedeflerini aşan bir mesaj verdi. Kazanmasına ihtimal verilmeyen bir aday olarak, seçildiğinde geçerli olabilecek senaryo üzerinden algı yaratmaya çalıştı. Bunu da kasıtlı olarak yaptı. O sözleri esnaf ziyaretinde, mahalle gezisinde ya da bir ev sohbetinde değil, bizzat CHP Genel Başkanı’nın katıldığı, tüm gözler ve kameraların kendine döndüğü bir anda sarf etti. Söyleyeceklerinin Afyon’un ötesinde yankılanacağını, kapladığı alanın dışında daha geniş bir siyasi zemininde sarsıntı yaratacağını pek tabii ki biliyordu.

Mayıs 2023 seçimlerine giderken Kemal Kılıçdaroğlu’na destek veren Yeşil Sol Parti’yi dışlamayan Köksal, neden böyle bir aksiyon alma gereği hissetti? O zaman Kürtlerden gelecek oy iyiydi de şimdi kötü mü oldu? DEM Partililer geçen sene hizmet almayı, belediyede söz sahibi olmayı hak ediyordu da artık hak etmiyor mu? Kılıçdaroğlu “helalleşelim” derken sorun yoktu da artık zaman sırt dönme, inkar etme, dışlama zamanı mı? 31 Mart’ta ne değişti de Köksal bir anda Saray ağzıyla konuşur hale geldi?

***

Cevap, Burcu Köksal’a en vurucu yanıtı kimin verdiğinde saklı… Ekrem İmamoğlu, Köksal’ın hamlesini gördü ve artırdı; “Ya kendine gel ya da başka partiye git” diyerek de çizgiyi çekti. Zira Köksal’ın sözlerinden en fazla zararı görecek isim hiç şüphe yok ki İmamoğlu’ydu. İmamoğlu’nun sağlamaya çalıştığı taban ittifakı, bir CHP adayının doğrudan DEM Parti’nin ismini zikrederek sergilediği ayrımcı tutumdan dolayı ciddi şekilde zarar görebilirdi. O nedenle İmamoğlu, Özel’in ateşi soğukkanlı bir şekilde dindirme taktiğini yeterli bulmayarak daha tavizsiz bir duruş ortaya koydu. Böylece ayaklarını bastığı zeminin çatırdamasını engelledi ve karşısından esebileceği düşünülen rüzgârı ters yöne çevirerek yelkenini şişirdi.

Burcu Köksal’ın hamlesi, CHP’deki güç savaşlarının bir parçası. Parti içindeki bir kliğin yeni CHP yönetiminin başarısızlığı üzerine bir gelecek tasavvuru yaptığı artık gizlenemez bir hakikat. Ne gariptir ki iktidar kazanırsa bir kısım CHP’li de kendini “kazanmış” sayacak. Kendi kariyerini ve makamını memleketin yarınına tercih eden, sözüm ona “vatansever” bir politik akıl… Sefaletin siyaseti böyle bir şey olsa gerek.

Kılıçdaroğlu koltuğunu kaybettiği kurultayda, “Sırtımdaki hançerlerle seçime girdim” demişti. Kendisi, Burcu Köksal’a talimat verdiği yönündeki iddiaları yalanladı ve bunun bir iftira olduğunu söyledi. Elde bir kanıt yoksa aksini kimse iddia edemez elbette. Ancak görünen şey, bugün onu destekleyen bazı aktörlerin hançeri özelde İmamoğlu’nun, genel planda ise CHP’nin sırtına saplamaya çalıştığıdır. CHP en büyük sınavı yine kendine karşı veriyor.