Ardı arkası kesilmeyen açılışlar, bulunan kıymetli doğal elementler, uçak, gemi, otomobil ve elbette din-mezhep üzerinden muhalefete saldırı. Erdoğan’ın tüm seçim siyaseti bunlardan ibaret. Peki yeter mi?

Hayal satıcısı din bezirganı
Fotoğraf: DepoPhotos

İktidar açılışa doyamadı. Bitmiş bitmemiş ne kadar proje varsa hepsini törenle devreye aldı. Hatta temeli kazılmamış binalar için bile beton döktü. Ülkeye, halka verecek tek bir şeyi kalmayan Erdoğan halka dört koldan hayal satıyor. Yol, köprü, tank, gemi sergisi başladı. O kadar ki suya indirdikleri gemiyi halka açıp ziyaret turları başlattılar.

Miting alanında bir elinde Kuran, diğer elinde seccade miting alanında dolaşan bir Cumhurbaşkanı, elde kılıç Ayasofya’da hutbe veren Diyanet İşleri Başkanı, elinde bayrak Meclis kürsüsüne çıkan Başbakan eskisi. Hepsi birden ne kadar kutsal varsa tamamını siyaset için sahaya sürdüler. Tüm bu kutsalların tek sahibi ve savunucusu bir iktidar görüntüsüyle. Memleketi ikiye bölme pahasına kılıç sallayıp duruyorlar. Anlaşılan o ki iktidar seçime giderken kalan son 20 günü bu çizgiyle tamamlayacak: Hayal sat, dini sömür ve memleketi ikiye böl.

İktidarın izlediği yolun halk üzerinde ne kadar etkili olduğunu en somut şekilde seçim sandıkları açıldığında göreceğiz. Ama o tarihten önce halkın beklentisini anlamak için birkaç kamuoyu araştırmasına bakmakta fayda var.

Son iki ayda yapılan 8 kamuoyu yoklamasında “Türkiye’nin en önemli sorunu” başlığına verilen yanıt bir fikir veriyor. Anketlere katılanların yüzde 70’i ilk sorunu hayat pahalılığı olarak işaretliyor. İşsizlik yüzde 5 ile 10 arasında. İşlerin daha kötüye gideceğini düşünenler de yüzde 70’in üstünde. Ülkenin içinde bulunduğu tabloyu beğenmeyenlerin yatırımlarla da sorunu olmadığı görünüyor. Yine yüzde 60’lık bir oranın, askeri yatırımlardan otomobil üretimine kadar hiçbir başlıkla -köprü ve şehir hastanelerini ayrı tutmakla birlikte- sorunu yok.

Ama yine aynı anketler gösteriyor ki hem başkanlık sistemini hem de iktidarın ekonomi yönetimin beğenmeyenlerin oranı yüzde 70 civarında. Din meselesinde de benzer durum var. İktidarın dine yaklaşımına, Diyanet’in bu işte kullanılmasına, cemaatlerin devlet içinde varlığına itiraz edenlerin sayısı oldukça fazla. Yapılan bir araştırmaya göre, toplumun yüzde 85’i diyanetin bu halinden memnun değil ve değişmesini istiyor. Yurttaş, cemaat ve tarikatlardan da memnun değil. ‘Çocuğunuzu cemaat yurduna yollar mısınız?’ sorusuna yüzde 75’lik bir ‘hayır’ yanıtı geldi. Oyunu AKP’ye vereceğini söylerde bile bu oran yüzde 60’ın üzerinde. Kamuoyu yoklamaları da gösteriyor ki Erdoğan’ın seçim yatırımı yaptığı başlıklardan büyük sonuçlar üretmesi çok mümkün görünmüyor. Ama bununla birlikte sadece onların konuşulduğu bir seçim süreci de eninde sonunda güreşi Erdoğan minderine çekecektir. 

GERÇEK SORUNLAR

Din, mezhep, kimlik, otomobil derken ülkenin ezici çoğunluğunun yanıt beklediği ve umudunu bu seçimlere ertelediği sorunlara yanıt üretecek muhatapların hâlâ ortada olduğunu söylemek mümkün değil.

Seçimin boyu iyice kısaldı. Bu süre içerisinde başta ekonomik meseleler olmak üzere halkın, özellikle de kadınlar ve gençlerin yakıcı olarak hissettiği tüm başlıklar meydanların temel gündemi olmalı. Sırada işçiler, emekçiler, yoksullar diye başlık atılan videolar olmalı. Halkın talepleri ve ilgilendiği başlılar da gösteriyor ki yapılması gereken Erdoğan’ı hayal tacirliği ve din tüccarlığın konusunda yalnız bırakmak. Halkın onları duyacak mecali kalmamış durumda.