Hayallerimiz nerede?
Hayalleriniz var mı? En eski hayaliniz neydi? Ben kendime bakıyorum da pek bir hayalim filan yok. Nedense bulamıyorum hayallerimi. “Nereye bıraktıysak oradadır” diyeceğim ama hayallerimizin çoğunun üzerine beton dökülmüş, yol yapılmış, çok yıldızlı otel yapılmış. Hatta bazı hayallerim parası olanlara satılmış. Deniz kenarında durmak bile hayal olmuş artık. İki uçan kuşa bakmak, sessiz bir yerde cırcır böceği sesleriyle uyuyabilmek bile yalan olmuş.
***
Gençken de pek bir hayalim yoktu. Herhalde keyfim yerindeydi. Tam da hatırlamıyorum. Sonrasında her gün daha zor bir hayata doğru evrildi yaşam. Bir ara yurt dışına çıktığımı, oralarda gezdiğimi hayal meyal hatırlıyorum. Şimdi o işi yapmak da neredeyse imkânsız hale geldi çok şükür. Kendi mikro cehennemlerimizde her geçen gün bir öncekinden daha kötü, başımızda kafamızı ezenlerin cahillikleriyle ve bilgisizlikleri, açgözlülükleri ve bomboş hırslarının altında ezilen yaşamlarımızda artık bir sonraki günü rahat geçirmek hayal olmaya başladı.
***
Hayal denen şeyin büyük olması gerekmez miydi? Onu bile hatırlayamıyorum. Yurt dışında bir ülkede bir şeyler atıştırmak 30 avro ödemek bile hayal neredeyse. Milyonlarca insanın hayalini korkunç dev bir yaratık gibi ruhlarından emen görgüsüz, bitmeyen konvoylu paragözlerle her gün karşı karşıya gelmek kendi başına zaten bir korku filmi gibi. Öğrenciyseniz okulunuzun bahçesinin ortasına tel çit bile çekiyorlar. Sanki tek hayat başkalarının istediği…
***
Neyse ki gençler benden daha hayalperest. Çevremde pırıl pırıl insanlar görüyorum. Bizlerin içinde ateş dibi gelmiş bir mum gibi sönerken, boyası gelmiş saç gibi kararırken, gençler rengarenk ve öfkeli bir şekilde hayatlarını yaşamaya çalışıyor. Her şeye rağmen.
***
Belki de bu kötü günlerin, şatafatın, adam kayırmanın, cahilliğin, ayrımcılığın, ötekileştirmenin sonunun geldiği bir gün gelecek. Bu iyi bir hayal olabilir. Memleketin satılmış nehirlerini, yok ettiğimiz doğasını geri getiremeyeceğiz belki de ama başka şeyler yeşerecek belki bu topraklarda. Toprağın altını da yok etme konusunda çok deneyimli karanlık bulutlar üzerimizden çekilecek, son asit yağmurlarını bir hevesle ve iktidarda kalma hırsıyla üzerimize püskürtecekler belki ama artık dayak arsızı olduk.
***
Evet, artık bir hayalim var. Güzel günler göreceğiz gibi geliyor. Yıllardır güzel günler göreceğini hayal etmiş insanlar. Zaten birilerinin dediği gibi insanoğlu hayallerde yaşıyor geleceği. Belki de geleceği önce hayal etmek, sonra da yaşamak nasip olur. Daha güzel bir dünya mümkün. Zaten çatırdayan iktidarın vasıfsız tasarımı kötücül ve varaklı tahtı artık o koca kıçlarını taşıyamıyor hükümdarların. Kendilerini şişirdikçe şişirdiler, artık ağırlıklarını taşıyamıyorlar. Her an düşecek gibi, dengede durmada zorlanan bir dev karanlığa tanık oluyoruz.
***
Sadece biz de tanık olmuyoruz bütün bu olana bitene. Ne kadar inkâr edilse de batmaz denen gemiler batıyor. Şu anda güvertede fareler koro halinde birbirlerini satıyor. Gemi battıkça batıyor, kaptan zaten o kadar irileşmiş ki kaptan köşkünde mahsur kalmış. Çıkamıyor.
Biz ise yüze yüze kıyıya ulaşacağız. Sonra sıcak kumlarda ayaklarımızı ısıtırız. Biraz güneşleniriz, sonra da hiç yiyemediğimiz o güzel yemekleri, yaşayamadığımı o güzel hayatları hayal ederiz.
Hayali bile iyi bir başlangıç.