İslam iktisadı: Ölme eşeğim ölme
Dünyada ve Türkiye’de neoliberal kapitalist sistem krizde. Krizden çıkışın nasıl mümkün olacağı tartışılıyor. 18 yıllık iktidarı boyunca, neoliberalizmin ülkemizdeki en sadık ve kararlı uygulayıcısı olan Erdoğan krizden çıkışın ‘anahtarını’ buldu.
14 Haziran’da 12’ncisi düzenlenen “Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı” başlıklı toplantıya telekonferansla katılan Erdoğan, mevcut krizden çıkışın anahtarı olarak ‘İslam İktisadı’nı önerdi. “İnsani, ahlaki ve çevreci karakteri, faizi ve sömürüyü reddeden yapısıyla İslam İktisadı krizden çıkışın anahtarıdır” dedi.
Erdoğan’ın olumlu olarak tanımladığı böyle bir İslam iktisadının dünyada yaşanmış örneği var mıdır? Hayır. Peki bu tartışmanın kaynağı ve bugün için anlamı ne o zaman?
İslam iktisadı kavramı yeni değil. Sosyalizm ve kapitalizmin dışında 3’üncü bir yol önerisi olarak çok tartışıldı ama beyhude bir çaba olarak kaldı.
Sosyalizmin yükseldiği dönemlerde sosyalizm etkisi altında gelişen bu tartışmalar, sosyalizmin yenilgisi sonrası bütünüyle kapitalist-piyasa ekonomisinin etkisi altına girdi ve “Piyasa İslamı” anlayışına evrildi.
Türkiye’de bu 3’üncü yol arayışının cisimleştiği kavram “Milli Görüş” geleneğinin savunduğu, Erbakan’ın dillendirdiği “Adil Düzen”di. Turgut Özal ise “Piyasa İslamcılığı”nın ideoloğu ve taşıyıcısı oldu. Bugün Erdoğan’ın savunduğu ve yaygınlaştırmaya çalıştığı faizsiz bankacılığın öncülü de Özal’dı. Özal faizi günah sayan dindar kesimleri bu modelle piyasa düzeninin içerisine taşıdı. Daha sonraları “Milli Görüş” gömleğini çıkararak iktidara gelen Erdoğan ve arkadaşları, piyasa İslamcılığı konusunda Özal’ı fersah fersah aştılar. Bugünkü kriz de bu neoliberal piyasa İslamcılığının eseridir.
Sözü edilen İslam iktisadının sömürüyü reddeden bir yapısı yoktur. Çünkü bu anlayış sömürünün temeli olan artı değere el koymayı kutsar. Erdoğan “İslam iktisadı” tartışmasıyla, çözülen muhafazakâr tabanını ayakta tutmaya çalışıyor. Sorumlusu olduğu iflas eden ekonomik düzeni din ile yeniden parlatmaya çalışıyor. Akla Nasrettin Hoca’nın fıkrası geliyor; “Ölme eşeğim ölme.”
AHLAKİ İSLAM İKTİSADI MI DEDİNİZ?
Erdoğan’ın ‘faizi ve sömürüyü reddeden, insani ve ahlaki karakterli’ İslam iktisadını anlattığı günlerde 15 Temmuz’da yaralananlar, AKP Genel Merkezi’nin önünde darbe girişiminde yaralananlar ve ölenlerin aileleri için toplanan paraların akıbetini soruyorlardı. Bu sırada polis ve korumaların müdahalesiyle karşılaştılar, yaralandılar, hastaneye kaldırıldılar.
Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefetten gelen -aileler için toplanan 309 milyon TL’nin akıbetine ilişkin- sorulara yanıt veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay “Toplam 338 milyon 971 bin 731 TL olarak 2 Ocak 2019 tarihi itibariyle Hazine hesabına aktarılmıştır” dedi. Yani aileler için toplanan paraların faiz gelirleri de Hazine hesabına aktarılmış. 3.5 yıldır aileler toplanan paraların kendilerine dağıtılmasını bekliyor. Bu durumun kendisi başlı başına normal bir düzende bir iktidar için istifa gerekçesidir. Bunlarda ne mümkün…
***
HDP’Yİ TARTIŞMAK
HDP’nin Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya doğru başlattığı “darbelere karşı demokrasi” yürüyüşü HDP’ye dönük tartışmaları yeniden alevlendirdi. HDP’ye bolca nasihat (!) verildi. Biz de nasihatçilere iki nasihat edelim:
n 6 milyon yurttaşın oyunu alarak Meclis’in 3. büyük partisi olan HDP’nin özgürce siyaset yapma hakkını savunmaksızın HDP’yi eleştiremezsiniz.
n Kürt sorununda terörden şikâyetçi iseniz HDP’nin daha fazla konuşmasını savunmalısınız, yoksa teröre ‘iyilik yaparsınız’.
***
FIRSAT NE OLA?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mayıs ayında kabine toplantısında yaptığı konuşmada dile getirdiği bir husus gözden kaçtı. Kaç zamandır aklımda. Libya. Suriye, Irak ve Doğu Akdeniz’de yeni, sıcak gelişmelerin yaşandığı bir dönemde bu konuşmanın ortaya çıkardığı sorular önem kazanıyor. Erdoğan konuşmasında “…daha önce 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş sonrası yapılan hataları tekrarlamayacak, bu defa ülkemizin önüne gelen fırsatı değerlendirmeyi sağlayacağız” dedi.
Sorularımız şunlar;
► 2. Dünya Savaşı’nda yapılan hata ne? Savaşa girmemek, savaşta tarafsız kalmak mı?
► Soğuk Savaş sonrası yapılan hata ne? ABD emperyalizminin bağımlılığına girmek mi?
► Bu defa ülkemizin önüne gelen fırsat ne?
***
İŞÇİLERİN HAZİRANI
Zafer Aydın yayımladığı “İşçilerin Haziranı” kitabı ile Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir boşluğu doldurdu. 990 sayfalı dev hacimli bu kitap, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin “bilgi ve ilham kaynağını” her yönüyle çok derin bir biçimde gözler önüne seriyor. Bakalım işçi sınıfı, bu büyük direnişi ne zaman güncelleyecek?