Yerel seçimlerde ittifak olacak mı, yoksa partiler seçime ayrı mı gidecek? İl bazında ortak aday mümkün mü, İstanbul ittifakı devam edecek mi? Siyasette başlayan papatya falında yine halka yer kalmadı.

İktidar cenahı ve resmi muhalefet işin kolayını buldu. Seçim varsa ittifak var, ittifak varsa tartışma var ve günün sonunda da koltuk var. Bir seçim bitiyor diğeri başlıyor. O kadar seçim-sandık merkezli bir ülke haline getirildi ki 2019 yerel seçimlerinden hemen sonra, tam dört yıl 2023 seçimlerinden başka bir şey konuşulmadı. 

Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerden birini bitirdik ve şimdi yine bir seçimin arifesindeyiz. İktidarından resmi muhalefetine herkes şimdi yerel seçimi konuşmaya başladı. Millet İttifakı dağıldı mı? CHP-İyi Parti işbirliği bitti mi, HDP dışardan desteğini sürdürecek mi, il bazında ortak aday mümkün mü, Cumhur yine ayrı olarak mı seçime girecek? Sandıklarla ilgili onlarca soru ve her konuyla ilgili açılan papatya falları. 

AKŞENER’İN DERDİ NE? 

Meral Akşener’in 26 Ağustos konuşması çok tartışıldı. Hâlâ belli oranda gündemdeki yerini koruyor. Akşener’in yaptığı konuşmadan medya kuruluşları iki başlığı öne çıkardı. 14 Mayıs seçim süreci değerlendirmesi ve yerel seçimlerle ilgili ittifak tutumu. Kuşkusuz bu iki konu da önemli ve belli düzeyde tartışmayı hak ediyor. Ama bir başka konu daha var ki Akşener’in niyetinden bağımsız önümüzdeki dönem siyasetinin ilerleyeceği yolu belirleyecek. Siyaset alanı Cumhur ve Millet ittifaklarına ve onları kerhen desteklemek zorunda hisseden partilerin varlığına kadar hapsedildi. Hiçbir siyasi organizasyon ya da parti ittifakları aşacak bir çıkış gösteremiyor. Farklı tutum alan herkes kelimenin gerçek anlamıyla dışlanıyor. Akşener bu duruma işaret etti ve bağımsızlık istedi. Kuşkusuz Akşener bunu ülke siyasetinin daha demokratik olması için değil MHP ile girdiği yarışta ön almak için yaptı. Ama sonuçta tespit doğru. Sandıkla sınırlı olması gereken ittifak yaşamın her alanına ve süresiz olarak dayatılıyor. 

Bu durumun kazananı var. Birinci olarak Cumhur bileşenleri iktidarda kaldığı sürece sorun yaratmayacaklardır. Resmi muhalefet için de benzer durum var. Seçim konuşulduğu sürece onlara sürekli ihtiyaç duyulacak, onlar da bu durumu istedikleri biçimde değerlendirecekler. Akşener kendi ihtiyacından yola çıksa da bir durumu tespit etti ve noktayı koydu: Bu ittifak işi bitsin. 

MERKEZDE MÜCADELE 

Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik krizin çözümünde neredeyse hiçbir konuda anlaşamayan hatta bu konularda adım atma konusunda bile aynı olmayanların ittifak diye ortada durmalarının bir manası kalmadı. Süratle Cumhur İttifakı ve Erdoğan’ın dayattığı resmi muhalefetin de büyük bir iştahla sarıldığı yapay şekilde üretilen yerel seçimlerin gündeminden uzaklaşmak gerekiyor. 

Antep’te tekstil işçileri hakları için geçtiğimiz günlerde grev yaptı.

Bu kadar yakıcı sorunun olduğu bir ülkede gündemi dönüp dolaşıp seçim ve sandığa sıkıştırmak son yapılması gereken hamle olur. 

Her gün yoksullaşan, şiddet içinde canının derdine düşen milyonlar varken Akşener ittifak kapsını kapatsa ne olur açsa ne olur? Üniversite mezunu gençler evinden çok İŞKUR kapısında yatıyorsa Millet İttifakı dağılsa ne olur, dağılmazsa ne olur? Gazeteciler hapsedilirken çete üyeleri salınırken HDP’nin tutumunun ne önemi var? Dinciler tüm yaşam alanlarını zapt etmek için laikliğe savaş açmışken SP, Gelecek ve DEVA’nın bu cenahtaki varlığıyla avunsak ne olur avunmazsak ne olur? 

Dinciliğin perdelediği yoksulluğu, milliyetçiliğin görünmez kıldığı göçü, hamasetin gölgelediği emperyalist işgali konuşmak burada birleşmek gerekiyor. 

Aksi halde 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin sonucu ne olura olsun siyaset AKP’nin ve Erdoğan’ın yanındakilerle oynadığı tek kale maça dönecektir.