ABD ile kavgadan biraz unutuldu ama iktidarın aylardır büyük gerginlik yaşadığı Almanya’dan hem siyasiler hem basın, geçen hafta İstanbul’da başlayan bir davayı dikkatle izledi.

Çünkü siyasi davalardan hapsedilen Deniz Yücel ve Peter Steudtner gibi hapiste tutulan gazeteci Meşale Tolu, beş aylık tutukluluğun ardından hâkim karşısındaydı.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, bu beş ayda birçok kez yaptığı gibi, ilk duruşma öncesinde de davayı yakından takip ettiklerini söyledi, tahliye beklentisini dile getirdi. Gabriel, 22 Temmuz’da, “Türkiye’de suçsuz Almanya vatandaşlarının tutuklandığını” söylemiş, Steudtner, Yücel ve Tolu’nun serbest bırakılmasını istemişti. Almanya Dışişleri Bakanlığı da 5 Eylül 2017’de Türkiye’ye gidecekleri “keyfi tutuklamalara karşı” uyarmıştı. Ne Tolu’nun ve avukatlarının savunması ne Almanya’nın açıklamaları mahkeme tarafından ciddiye alındı. Meşale Tolu’nun tutukluluğunun devamına karar verildi.

Bu davada da, diğer birçok siyasi davada olduğu gibi, deliller trajikomik, tanıklar ‘gizli’.

Almanya vatandaşı Tolu, tutuklandığında, ETHA’da muhabirlik ve çeviri yapıyordu. 30 Nisan 2017’de 2,5 yaşındaki çocuğu ile birlikte yaşadığı evine yapılan baskınla gözaltına alındı. 5 Mayıs’ta “örgüt üyeliği” suçlamasıyla İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla tutuklandı. (Tolu’nun eşi Suat Çorlu da tutuklu. Şimdi 3 yaşında olan çocukları biraz annesinin hapishanesinde, biraz babasının hapishanesinde kalıyor.)

Savcı Kenan Zurnacı’nın hazırladığı iddianamede, Meşale Tolu da 18 sanık arasında. “Silahlı terör örgütüne üye olma” ve “terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlanıyor.

Kanıt diye sunulan, katıldığı birkaç eylem ve ev aramasında bulunan dergiler ile ‘gizli tanık’. (İddianamede ‘örgütsel doküman’ diye adlandırılan dergiler de yasal olarak basılıp, dağıtılmış, parayla satılmış dergiler.)

Ev baskını yapılmadan evindeki ‘dergiler’ bulunamayacağından, operasyonunu temel sebebinin birkaç dergi olamayacağı ortada. Eh, iddianamede geçen anma ve ‘parasız eğitim’ eylemlerine katılan herkes de bu davada sanık değil, dolayısıyla, Meşale Tolu’nun yargılanmasının esas sebebi katıldığı birkaç eylem de değil. (Zaten Tolu’nun eylemlere yasal bir parti olan ESP flamasıyla katıldığı da iddianamede yazıyor.)

Geriye tek elle tutulur kanıt olarak gizli tanık kalıyor.

Gizli tanık da ifadesinde Meşale Tolu’yu tanımadığını söylüyor.

Zaten gizli tanığın ifadesi iki yıl önce alınmış. İddianameye göre, 22 Mayıs 2015’te ifade veren Eylül Kızılbaş mahlaslı gizli tanığın söyledikleri, tam iki yıl sonra operasyon sebebi oluyor. Yani savcılığa göre “terörle ilgili acil bir durum” var ama operasyon emrini vermek için 24 ay bekliyor?

Piyango da Almanya vatandaşı Meşale Tolu’ya vuruyor.

Eylül Kızılbaş, iki yıl önceki ifadesinde, Meşale Tolu hakkında “Ben bu isim olarak tanımam. MLKP terör örgütü adına Gazi Mahalli alan yapılanması içerisinde yer alır. Ayrıca örgütün kadın yapılanması olan SKM tarafından organize edilen eylemlere katılır” demiş.

Yani tanımıyor ama ‘örgütsel bağlantılarını’ biliyor? Operasyona dek geçen iki yıl içinde de Tolu’yla ilgili başka bir ifadesi yok. Gizli tanık, hâlâ gizli tanık mı, onu bile bilmiyoruz (İfadesini alan polis ve savcıların şimdi yerlerinde olmadığını tahmin etmek ise güç değil).

Tolu’nun babasının ise bu olup bitene daha basit bir açıklaması var: Ali Rıza Tolu, kızının Almanya ile ‘suçlu iadesi’ kavgasının sonucu olarak rehin alındığını söylüyor…