Cihet-i askeriyeye vurmanın artık iyice ayağa düşüp… Cihet-i şeriyyeye dokunmanın bile cesaret istediği… Genelkurmay Başkanı’yla

Cihet-i askeriyeye vurmanın artık iyice ayağa düşüp… Cihet-i şeriyyeye dokunmanın bile cesaret istediği…
Genelkurmay Başkanı’yla dalga geçenlerin baş tacı edilip… İlhan Cihaner’in başına gelenleri “Başsavcı’ya abluka” diye verenlerin başlarının vurulduğu…
Yüksek perdeden bağıranın üste çıkıp, sesi susturulanın peşinen mağlup ilan edildiği bugünlerde…
Gazetemiz BirGün…
Aslında herkesin gözünün önünde sergilenen… Ama uzun süredir unutulan/unutturulan Tarikat-Siyaset-Ticaret ilişkilerini ortaya çıkaran…
İsmailağa cemaatiyle ilgili haberleriyle… Siyaset arenasındaki ölümcül kavganın arka planını bütün çıplaklığıyla ortaya koydu.
Emeği geçen bütün arkadaşların eline sağlık.
***
Ergenekon soruşturmasında topraktan çıkan silahları sürekli gözümüze gözümüze sokup… Memleketin “irtikap fışkıracak toprağı sıksan irtikap” durumlarına bigane kalanların görmezden geldiği başka bir örnek daha…
Hani Başbakan “AK Parti iktidarı döneminde Tekel’in ne gayrimenkulü ve ne de menkulü kimseye peşkeş çekilmemiştir” demişti ya…
Önce Tek-Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Mecit Amaç sordu… Sonra Necati Doğru Vatan’daki köşesinde yazdı.
“Tekel’in altın binası tarikata verildi!” diye.
İstanbul Unkapanı’nda, Haliç’in kıyısında… Eminönü’nün, Mısır Çarşısı’nın, Tahtakale’nin hemen ilerisinde… Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye görünümlü… Muhteşem Haliç ve Marmara manzaralı…
3 bin metrekarelik arsa üzerinde 5 katlı ve kapalı alanı 2 bin 500 metrekare olan…
Normalde Özelleştirme İdaresi’nin kıran kırana açık arttırmayla satması gereken…
Tekel’in eski Genel Müdürlük binası.
***
Başbakan, Maliye Bakanı, Ulaştırma Bakanı ile iki Devlet Bakanı’ndan oluşan Özelleştirme Yüksek Kurulu binayı satmaya kıyamamış… 22 Mayıs 2009’da Maliye Bakanlığı'na devretmiş.
Sonra…
Eski Esma Hatun, yeni Medipol hastanelerinin sahipleri 23 Haziran 2009 tarihinde İstanbul Medipol Üniversitesi’ni kurmuşlar.
Kurar kurmaz da başlarına talih kuşu konmuş.
Öyle ilandı, ihaleydi, teklifti, açık arttırmaydı filan gibi zahmetlere girmeden… Tekel’in Unkapanı’ndaki binasını Maliye Bakanlığı’ndan alıvermişler.
49 yıllığına, “eğitim ve öğretim hizmetlerinde kullanmak” şartıyla… Para kazanmak için filan değil, kamu yararına(!).
***
Konu kamuoyuna yansıyınca, Maliye Bakanlığı yazılı bir açıklama yaptı.
İddiaların mesnetsiz olduğunu belirtip… “Öteden beri kamu yararının sağlanması amacıyla yaygın bir şekilde yapılan bir uygulama, belirli bir amaç güdülerek sanki özel bir uygulamaymış gibi yansıtılarak kamuoyu yanıltılmaya çalışılmaktadır.” dedi.
Binanın “rayiç bedel üzerinden verildiği”nin altını çizdi… O bedelin kim tarafından, nasıl hesaplandığından, ne kadar olduğundan, ödeme koşullarından bahsetmeden, tabii ki.
***
Benim asıl ilgimi çeken…
Her fırsatta kendinden menkul dürüstlükleriyle, ahlâklarıyla, kul hakkı yemezlikleriyle övünen İslamcı basının tavrı oldu.
İddialar Vatan gazetesinde ortaya atıldığında “görmedim, duymadım, bilmiyorum”a yatanlar… Maliye Bakanlığı’nın açıklamasına hep birlikte balıklama atladılar.
Haberi “Maliye’den Vatan’a Tekel binası tokadı” başlığıyla verdiler.
Sanki kendilerini haklı çıkarırmış gibi, geçmişte yapılan benzer devirleri örnek gösterip…
Yaradana sığınıp… İman gücüyle…
Peşkeşi savundular.
Tam bir “Vermişlerse bizimkilere vermişler, ne olmuş yani?” pişkinliği…
“Kırk yıldır onlar yedi, şimdi sıra bizde.” yüzsüzlüğü…
“Komşusu açken haram yemeyen bizden değildir” utanmazlığıyla.