“Ceza yargılamasındaki bazı eksiklikler nedeniyle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla ihlal, etkisiz yürütülen yargılama sonucunda verilen mahkeme kararından kaynaklanmaktadır… Eksiklikler dikkate alındığında, söz konusu ihlal tespitiyle davanın sonucunu etkileyebilecek esaslı bir kusurun varlığı saptanmıştır…”

Anayasa Mahkemesi’nin, yerel mahkemedeki yargılama hakkındaki bu değerlendirmesi, çoban Nezir Tekçi’nin ailesinin başvurusu hakkında verdiği karardan. Bu kararın ardından yargılama, dün yeniden başladı.

‘KÖYLÜYÜM ÇOCUKLARIM VAR’

Çoban Nezir Tekçi kim?

Askerler anlatmıştı:

“Operasyon sırasında bir köylüyü yakalanmış şekilde gördüm, dört-beş gün bu kişiyi gezdirdiler. Dağlardaki sığınakları göstermesini istediler, ben de bu sırada yanlarındaydım. Yani tüm tabur birlikte operasyondaydık. Yakalanan köylü ‘Ben terörist değilim, köylüyüm, çocuklarım var’ diyordu... (emekli Albay) Ali Osman Akın biz askere hitaben, ‘Bu köylü yalan söylüyor, teröristtir’ dedi. Akın ile Kemal Alkan köylüyü dövdüler, askerlere hitaben ‘Köylüye ateş edin’ dediler. 25-30 asker köylüye ateş ettiler, köylüyü öldürdüler. Cesedini de gördüm, delik deşikti.”

“Bir şahsın yakalandığı, işkence yapılıp sorgulandığı, daha sonra mağaraları göstermek için dağa çıkarıldığı ve daha sonra da askerler tarafından kurşuna dizildiği ve bomba ile parçalandığı olayı doğrudur. Ben bizzat bomba ile patlatma olayım görmedim ancak biz olay yerinden ayrıldıktan sonra bir müddet sonra bomba sesi geldi...”

“Çocuğu atış mangasının karşısına geçirirken arkadan ellerini kelepçelediler...”

“Bir kaçakçı yakalanmıştı. Onu bölüğe getirdiler, işkence yaptılar ve son gün bu kişiyi götürerek öldürdüler. Toplu olarak askerlerin hepsine ateş edin, dediler ancak ben ateş etmedim. Bölük astsubayı olan komutanım bu emri verdi, ancak ismini hatırlamıyorum. Öldürdükten sonra dinamit ile patlattılar.”

UNUTMAYI SEÇTİ

Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Aşağı Ölçek köyünde çobanlık yapan Nezir Tekçi, Gelibolu Piyade Tugayı’na bağlı askerlerce 26 Nisan 1995’te gözaltına alındı. Tekçi ile birlikte gözaltına alınanlar serbest bırakılırken, kendisinden bir daha haber alınamadı.
Öldürüldüğünde 25 yaşındaydı ama ailesi cesedini hiçbir zaman bulamadı. 1997’de babası Halit Tekçi’nin başvurusu üzerine askeri savcılığın başlattığı soruşturma, kısa süre sona takipsizlikle sonuçlandı.

Ta ki o dönem askerlik yapan Yunus Şahin, 2010 yılında konuşuncaya dek. Yunus Şahin, savcılığa verdiği ifadesinde, askerlik yaptığı dönemde Tekçi’nin ölümüne tanık olduğunu anlattı: “Ali Osman’ın onayı üzerine Kemal, Nezir’i 10 metre uzağa götürdü ve G3 ile ateş etti. Ali Osman da ‘Hepiniz ateş edin’ dedi. Kemal Teğmen mayıncıyı çağırdı ve ardından patlama sesi duyduk. Sonra, Nezir’in kafasını saçlarından tutarak getirip bize gösterdi.”

Bu ifadenin ardından dava açıldı. Emri verdikleri suçlamasıyla, emekli Albay Ali Osman Akın ile Yarbay Kemal Alkan Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. 11 Eylül 2015’teki karar duruşmasında Kemal Alkan’ın avukatı Namık Öztürk, Nezir Tekçi’nin ölümüne dair somut delil olmadığını ileri sürdü. İki sanık da beraat etti. Ailenin Anayasa Mahkemesine başvurusunun ardından dava yeniden görülecek.

Avukat Hüseyin Boğatekin, sosyal medya hesabından, Nezir Tekçi’nin babasının yaşadıklarını ‘unutttuğunu’ yazdı: “Az evvel haber aldım. 95’te faili belli bir şekilde katledilen çoban Nezir’in, yıllardır omuz omuza hukuk mücadelesi verdiğimiz babası Halit Amca demans olmuş. Yani yüreği o kadar yanmış, o kadar üzülmüş ki, zihni ‘her şeyi unutmayı’ seçmiş!”

Umarım yargı da bu yola başvurmaz da bu tür davalarda hep gördüğümüz üzere, zamanaşımından başka bir karar verebilir.