İnsanlık 2023 yılına geldiğinde artık biraz daha kendini toplar diye düşünüyorduk. En azından büyük bir afet olduğunda kimsesiz kalan halklar olmaz, tüm dünya daha iyi bir gelecek için el ele vermiş olur diye ister istemez hayaller kuruyorduk. Oysa medeniyetin sıfırdan 2023’e çıkışı sırasında, büyük insanlık hala en temel hakların ve duyguların çok uzağında kalmaktaydı. Gelişmeler günden güne herkesi şaşırtıyor, mantıksızlık silsileleri bir spiral gibi aklımızın her yerini çepeçevre sarmaya devam ediyordu. Günümüzde artık savaşlar ve çocuk ölümleri sıradan bir hal almış durumda. Ukrayna - Rusya savaşı uzun süredir devam ediyor. Putin, elinde avucunda ne varsa; içmelerden evine geç saatte dönen alkolik bir baba gibi saçma sapan hareketler içinde takılıyor. Tam bu savaşı sonlandıracağız derken, İsrail’le, radikalliğin ülkemizdeki hoşgörülü yansıması Hamas’ın sivilleri hiçe sayarak birbirine girmesinin şoku içindeyiz. İki taraf da “Çocukları siz öldürdünüz” diye diye, çoluk çocuk, yaşlı genç, sivil asker tanımadan taramaya, bombalamaya devam ediyor. Sanki uzun süredir bu anı bekleyen İsrail’in gözünü kan bürümüş yönetimi, sağ duyulu halkına rağmen zaten ufacık bir alanda sıkışmış olan insanları, dil, din, ırk, yaş gözetmeden yok etmeye çalışıyor, bir yandan da ne yaparsa kutsal sloganlarıyla yapan ve şiddetten beslenen tuhaf radikal örgütün de ekmeğine kan doğruyor… Savaşın kazananı sadece şavaşan taraflar ve silah tacirleri ve aç gözlü politikacılar oluyor. Filler tepişirken çimen filan kalmıyor hiçbir yerde.

∗∗∗

Günümüzde artık bir ülkeyi idare edecek lider seçiminde en çok aranan özelliklerden biri de akıl hastalığı oluverdi. Zamanda ileri giderken, medeniyette sürekli geriye ve korkunç bir deliliğe doğru yaklaşmamız da şaşırtıcı. Eğer kronik bir sosyopat, iddialı bir yalancı, şuursuz bir egoist ve kendinden başka kimseyi dinlemeyen, mantıktan uzak bir cahilseniz size çok iyi bir haberimiz var. Artık ülke yönetmeye hazırsınız!

Yukarıdaki şartların tamamını karşılayan son isim ise Arjantin’den geldi. Hani kötünün de kötüsü nasıl olur diye düşünürken böylesi bir şuursuz liderin dünya siyasi sahnesinde parlaması büyük ihtimalle diğer akıl hastası liderleri de çok sevindirmiş olmalı. Çünkü şu anda Arjantin’in başına geçmiş kişi o kadar şuursuz ki, tanıdığınız en kötü lider bile bu akılsız delinin yanında mantıklı kalıyor. Nasıl mı? Çok basit… Arjantin uzun süredir öyle kötü zamanlar geçiriyor ki -bizden kötü olmasın- gerek ekonomisi, gerek hayat standartları, gerek insan hakları öyle bir düşüş içinde ki artık halk da “Doktor ne yerse yesin diyor” ruh haline gelip, ellerindeki en tuhaf adayı seçti. Adayımıza karşı önyargılı olmasanız bile, adayın tipinden saçından, gözlerinden, konuşmasından büyük sıkıntılar içinde olan bir insan olduğunu anlamak mümkün. Kaldı ki nedense bütün büyük akıl hastası liderler aşırı sağ tercihleriyle göz dolduruyor günümüzde. Arjantin’in delisi Javier Milei de aynen bu tedrisattan geçmiş, süzme bir deli. Yıllık enflasyonun yüzde 140’ı geçtiği şahlanışlar içindeki Arjantin’de her beş kişiden ikisi yoksulluk sınırının altında. Javier Bey ise radikal ve akıldan uzak önerileriyle bakalım “Benim alanım” ekonomi diyebilecek mi? Çünkü Javier Bey, gerek merkez bankasını, sağlık ve eğitim bakanlıklarını kapatma, dolara geçme gibi fantastik önerileriyle gözlerimizi dolduruyor. Ayrıca her cahil gibi Javier Bey de küresel iklim değişikliğine, yani bilimsel verilere inanmıyor, itibar etmiyor. Javier Bey henüz ülkesinin üzerinde oynanan büyük oyunlardan ve düş güçlerden bahsetmedi ama o da eli kulağındadır.

Aklın, mantığın ve insanlığın adım adım küresel bir çıldırışa doğru gittiği şu günlerde neyse ki biz de yalnız ve kimsesiz değiliz. Yurt dışından 600 Avro verip aldığınız ikinci el cep telefonunu ülkenizde yeni yıldan itibaren kullanabilmek için 1000 Avro’dan fazla vergi vermeniz gerekiyor mesela. Araç sahiplerinden yıl sonuna kadar kafası çalışan varsa üçüncü MTV’yi de almak lazım. Ne yazık ki kazanmak yok, kaybolmak var…