Google Play Store
App Store

Darwin, Evrim Teorisi kafasında şekillenirken, fark ettiği gerçekleri "Düşünüyorum ki..." diyerek başlayarak aktarmıştır. Asla "Böyle olmalıdır", "Zorundadır", "Bu böyledir" gibi kavramlara yer vermemiş, bulgularını yalın bir şekilde aktarmıştır

Mütevazılıkta Darwin gibi ol!


Charles Darwin gelmiş geçmiş en büyük bilim insanlarından ve gözlemcilerinden biri olmakla beraber, aynı zamanda mütevazılığı ve dürüstlüğü ile de bilim camiasında örnek gösterilen bir kişiliğe sahiptir. Hiçbir zaman, hiçbir konuda aceleci kararlar almamak gerektiğini sıklıkla vurgulamakla birlikte, 1859 yılında yayınladığı Türlerin Kökeni bilim dünyasında ve genel olarak insanlık açısından bir devrim yaratmasına rağmen, Darwin'in kitabında sürekli temkinli ve emin adımlarla ilerlediği görülür.


Bu temkinli ve bilimsel hali, henüz fikirleri olgunlaşırken, 1837 yılında not defterine de yansımıştır. Evrim Teorisi kafasında şekillenirken, fark ettiği gerçekleri "Düşünüyorum ki..." diyerek başlayarak aktarmıştır. Asla "Böyle olmalıdır.", "Zorundadır.", "Bu böyledir." gibi kavramlara yer vermemiş, bulgularını yalın bir şekilde aktarmıştır. Sayfada şöyle yazıyor:

“Düşünüyorum ki bir türe ait geçmişteki bir neslin, şu andaki neslin sahip olduğu kadar birey sayısı vardır. Cins içerisindeki tür sayısını koruyup, aynı zamanda da türlerin devamlılığının sağlanabilmesi için yok oluşlar olmalıdır. Dolayısıyla A ile B arasında bir boşluk olması son derece doğaldır [çünkü bu türler zamanında yok olmuşlardır]. C + B arasında ise son derece yumuşak bir geçiş görmekteyiz. B + D ise göreceli olarak uzak akrabadırlar. İşte bu şekilde cinsler ortaya çıkar. Bunların soyu tükenmiş birçok antik tip ile ortak özellikleri ve bu özellikler üzerinden diğer türlerle bağlantısı vardır.”

Darwın’den bağımsız aynı sonuca ulaştı

Sadece bu da değil. Darwin’in, Türlerin Kökeni üzerinde çalışırken Borneo’da araştırmalarını sürdüren Alfred Russell Wallace’tan 20 sayfalık bir mektup aldığını duymuşsunuzdur. Wallace, mektubunda, Darwin’in onlarca yıldır üzerinde çalıştığı ve binlerce veri hattı toplayarak ortaya koyduğu “Doğal Seçilim” mekanizmasına yönelik keşfinin çok benzerini tanımlıyordu. Wallace, Darwin’den tamamen bağımsız bir şekilde aynı doğa yasasını, onunla neredeyse aynı anda keşfetmişti. Wallace, bir “bilirkişi” olarak tespitlerini gözden geçirmesi için Darwin’e o mektubu gönderiyordu. Bu mektubun Darwin’in kitabından önce yayınlanması, Darwin’in ömrünü adadığı çalışmalarının ikinci plana düşmesine ve hatta unutulmasına neden olabilirdi.

Arkadaşları umutsuzluğa kapılan Darwin’i cesaretlendirdiler; çünkü Darwin, Wallace’ın fark ettiğinden çok daha fazla detay keşfetmişti ve bunları Wallace ile kıyaslanmayacak sayıda çok veriyle desteklemekteydi. Hatta bazıları, Wallace'ın mektubu binlerce kilometre uzaktan geldiği için yolda kaybolmuş gibi davranabileceklerini ve Darwin'in o sıralar 220 sayfa olan “mini kitabını” (veya “dev makalesini”) akademik makale olarak yayınlayabileceklerini söylerler. Darwin'in, Lyell'a gönderdiği mektupta aynen şu sözler geçer:

“Ben veya herhangi birinin böylesine değersiz bir ruha sahipmiş gibi davranabileceğini düşünmektense, bütün kitabımı yakarım daha iyi. Makalesinin basılmasını istemediğini söyledi bana; ama ben bastıracağım. Tabii önce herhangi bir dergiye gönderilmesini kabul edip etmeyeceğini kendisine soracağım.”

Bu mektuptan 1 ay sonra Lyell ve Hooker'ın önerisi ve Darwin'in kabulü üzerine, Darwin'in kitabı ve Wallace'ın makalesi birlikte Linnean Cemiyeti'nde birlikte okunur. Bundan 1 sene sonra, 24 Kasım 1859 günü, Türlerin Kökeni son haliyle basılır ve ilk gün tüm kopyaları tükenir.

Wallace ise bu süreçte ve sonrasında Darwin'den söz ederken her zaman bir adım geride durmuştur ve asla bir “büyüklük yarışına” girmemiştir. Wallace’ın mütevazılığının Darwin’den aşağı kalır hiçbir tarafı yoktur. Şöyle yazıyor:

“Asla kendimi, Charles Darwin'in dehasıyla kıyaslayamam. Onunla aynı sonuçlara, ondan tamamen bağımsız olarak ulaşmak gerçekten benim için onur verici.”

mutevazilikta-darwin-gibi-ol-650249-1.
Charles Darwin'in 1837'de "B Defteri"
olarak adlandırdığı not defterinin 36.
sayfasına çizdiği, bilim tarihinde çizilmiş
ilk Evrim Ağacı çizimi. Bu sayfa,
kimi zaman “Düşünüyorum ki…”
sayfası olarak da bilinir.


Darwin, bilimsel argümanlarında asla ısrarcı ya da hırçın olmadı. Kendinden son derece emindi, bulguları tartışmasız düzeyde netti; ancak yine de kimseyi incitmek ya da onlara diklenmek cüretinde bulunmadı, her zaman sessizliğini ve asaletini korudu. Bu sükuneti kötüye kullanmaya çalışanlar olduysa da, günün sonunda asaleti sayesinde "düşmanları" ve karşıtları bile ona saygı duydular.

Büyük bilim insanlarının insani karakterlerinden öğreneceğimiz çok fazla şey var. Çocuklarını erdemli bir birey olarak yetiştirmek isteyen ebeveynler bilim tarihinden alınan bu örneklerden söz ederlerse, hem çocuklarını daha iyi birer insan yapabilirler hem onları bilime teşvik edebilirler, hem de erdem, onur, dürüstlük gibi ilkelere yönelik, gerçek dünyadan alınmış örnekleri çocuklarına aktarmış olurlar.

cukurda-defineci-avi-540867-1.