Nâzım Hikmet Alfabesi
Aşk: “Sevdayım tepeden tırnağa” diye yazdı, hayata aşkla katlandı.
Benerci: “Dostlarının nazarında tam adam, düşmanlarının indinde azgın bir deli.”
Celile: Nâzım’ın annesi de herhâlde ‘sanat eylem içindir’ diye düşünmüş olmalı.
Çankırı: Nâzım’dan Çankırılı bir cümle: “Pamukladı mıydı kavaklar/kiraz gelir ardından”.
Devrim: Devrimin şairi olmakla kalmadı şiirde de devrim yaptı.
Elma: Elmanın diyalektiğini yazan şair de diyebilir miyiz?
Fasulye: Aşk şiirinde fasulyenin pişmediğini dert edinen adam. Materyalist ya!
Gülhane: Parkındaki ceviz ağacı Gezi’deki ağaçların evveleski yoldaşı.
Ğ:En yumuşak ve en kahırlı sesiyle özledi oğlu Memet’i: “Memet! Memet!”
Haydarpaşa: garında, “1941 baharında/saat onbeş”te başlar ‘insan manzaraları’.
Itır: “Bu ıtır senin icadın değil/saçlarımdan uçan bahardır, dedi.”(Rubailer’den)
İnsanlık: “Ama umudu var büyük insanlığın/umutsuz yaşanmıyor.”
Jokond: “Floransa’dan daha meşhur olan tebessümünü” Şanghay’da yitirdi.
Komünist: “Sevdalınız komünisttir/yatar Bursa kalesinde”.
La Fontaine: Şair, mapustayken takma isimle şiir olarak çevirdi bu masalları.
Münevver: Şairin “ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin” dediği sevgilisi.
Novodeviçiy: Moskova’da yattığı mezarlık. Anadolu onu ne zaman bağrına basacak?
Orhan: Kemal. Nâzım’ın hapishanede edebiyatımıza kazandırdığı büyük hâlk yazarı.
Ölüm: “Yani, nasıl ve nerde olursak olalım/hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak.”
Piraye: “Güneşte/denizin sonunda mavi bir duman gibi” Nâzım’ın gözünde tüten sevgili.
Rakı: “Geçip gitmiş günler gelin/rakı için sarhoş olun/.../geberiyorum kederden”.
Saman: Sarısı. Son aşkı, ‘kirpikleri mavi’ Vera’ya ‘derin saygılarla’ adadığı şiiri.
Şeyh: Bedreddin’i Nâzım şiirleştirmeseydi şimdiye çoktan “sükut suikasti’ne uğratılırdı!
Taranta: Babu’ya Mektuplar. Çok konuşan diktatörlere karşı yeniden yeniden okunmalı.
Unutulan: Adam. Nâzım’ın Muhsin Ertuğrul oynasın diye 1934’te yazdığı tiyatro oyunu.
Ümit: “Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,/akarsuyun/meyve çağında ağacın...”
Varna: Nâzım’ın ‘hasret burcu’ndaki şehri, en çok orada yazmış hasret şiirlerini.
Yaşamak: “Yaşamak şakaya gelmez/büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın/bir sincap gibi mesela.”
Zeytin: “Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı/yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin.”