Siyasetin tepesi ittifaklarla meşgulken iktidar, 16 milyonluk seçmen kitlesi ile yeniden barışmanın yollarını arıyor. Tüm yandaş medya adeta her gün emekliye müjde haberi yapan Takvim gazetesine döndü.

Ne Demirtaş ne Erbakan hedefte sadece onlar var: Erdoğan’ın gerçek sınavı emekliyle
Emekliler, Ankara’da miting yapmıştı. (Fotoğraf: Evrensel)

AKP ve Erdoğan 16 Nisan 2017 yılında yapılan anayasa referandumundan bu yana bir gerçekle yüzleşti. Büyük şehirlerde yaşayan çalışan ve eğitimli seçmen arasında destekçisi sürekli düşüyor. Bu yüzdendir ki istikrarlı şekilde muhalefet bloku büyük kentlerde rakip Erdoğan olsa da galip gelmeyi başarıyor. Bu kesim kadınlar, gençler ve çalışanlar olarak tanımlanabilir. Son 7 yıldır yapılan seçimler gösterdi ki büyük kentlerde yaşayan bu toplumsal kesimlerin iktidara desteği ortalama yüzde 40’lar civarında kalıyor. Bu toplumsal kesimlerinin iktidara desteğinin azalmasının nedeni rejimin ekonomik ve siyasal tercihlerinin gündelik yaşamdaki negatif sonuçları ile birinci derecede yüz yüze kalmalarından başka bir şey değil. Üstelik bu kesimlerin varlığı ve siyasal duruşu rejim karşıtı değişim talebenin de sürükleyicisi halline gelmiş durumda. 

Hem AKP’yi hem Erdoğan’ı daha büyük yenilgiden kurtarıp ayakta kalmasını sağlayan en önemli toplumsal kesim emekliler oldu. Tüm seçimlerde yaş skalası yükseldikçe AKP ve Erdoğan’a verilen desteğin de paralel olarak yükseldiğine şahit olduk. Bu durum yıllardır neredeyse hiç değişmedi. 

YENİ EMEKLİLERİN TERCİHİ 

Başta İstanbul olmak üzere birçok büyükşehir üzerinde ittifaklar temel tartışma konusu durumunda. Haftalardır DEM ve Yenden Refah’ın aday çıkarıp çıkarmayacağı üzerine kilitlenmiş durumda. Bu tartışmaların gölgesi o kadar büyüdü ki ülkede yaşanan büyük yangın müsebbipleriyle birlikte görünmez hale geldi. İttifakların durumuna yazının sonunda tekrar döneceğiz ama önce Erdoğan için asıl önemli olana bir göz atmakta fayda var. 

14 Mayıs 2023 seçilerinde DEM’in (Yeşil Sol) Türkiye içindeki oyu 4.620.767 oldu. Yine aynı seçimde Yeniden Refah 1.491.377 seçmenin desteğini aldı. Bu oylara baktıktan sonra Türkiye’de 16 milyonun üzerinde emeklinin olduğunu ve tamamının seçmen olduğunun altını çizelim. 

Gelelim en çok tartışmanın yapıldığı İstanbul’un oy oranlarına. DEM, İstanbul’da 817.547 bin oy alırken, Yeniden Refah’a destek 331.396 bin oldu. İstanbul’da yaşayan emekli sayısı ise 2 milyon 600 bini çoktan geçti. 

Burada sadece sayılar değil kuşkusuz emeklilerin memnuniyeti de önemli. Mega kentte yaşayan emeklilerin aldığı ortalama ücret 13 bin lira civarında. Yani 3 kişilik bir ailenin yaşam maliyetinin 50 bin liranın üzerinde olduğu kentte emekliler 15 bin liranın altında bir ücretle yaşamaya çalışıyor. Bu koşullarda durumundan hoşnut olan emekli sayısı bulmak her geçen gün azalıyor. 

Özelikle son 10 yıl içinde emekli olanların durumu çok daha kötü. Birikimleri ve aldıkları tazminatla başlarını sokacak bir ev bile alamayan, kirada yaşayan çok sayıda emekli var. Büyük bölümü ağır koşullarda düşük ücretle çalışmak zorunda. Onca yılın emeğine, alın terine rağmen adım adım toplumun en altına doğru sürüklenen, bir anlamda ölüme terkedilen ve bu nedenle de burunlarından soluyan on binlerce insandan bahsediyoruz. 

SİYASET AMA KİMİN İÇİN? 

Selahattin Demirtaş cezaevinden yolladığı mektupta Başak Demirtaş’ın İstanbul adayı olmasının yaratacağı havanın Kürt hareketi dahil farklı aktörler tarafından yeterince kavranamadığını söyleyerek siyasetin “kasaba tüccarlığına” dönüştüğünü ifade etmişti. Aslında çok uzun süredir siyaset pazarlık nesnesine dönüştü. Siyasetin kimin için yapıldığı, hangi toplumsal kesimlerin çıkarlarını savunmak gerektiği üzerine saflaşmalar çoktan unutuldu. AKP’nin oy deposu olarak gördüğü ve bugün çoktan vazgeçtiği emekliler de bu kesimlerden biri. 

İktidar 22 yıldır büyük yıkımlara yol açtı. Ülke yoksullaştı. Gericilik okulları, hastaneleri  ve toplumun her kademesini teslim almak üzere. Demokrasinin kırıntısı kalmadı. Anayasa yerlerde. Ve tüm bunların faali belli. Soru basit. Kiminle, nasıl mücadele edilecek ve kiminle niye ittifak edip birlikte yürünecek? 

Erdoğan durumun farkında. Gençler ve kadınlardan umudu yok. Hedefinde ilk olarak emekliler var. Kendi deyimiyle “hasar gören gönül köprüsünü” tamir etmekle meşgul. Göz boyama hamleleri, vaatler ve inanç siyaseti üzerinden durumu toparlamaya çalışacak. 

Muhalefet partileri yukarıda bir yerde yerel seçimler için üçle beşle uğraşırken Erdoğan’a yeni fırsatlar hediye ediyorlar. Gençlerin, kadınların, sendikasız mücadele eden işçilerin ve de emeklilerin sesini duymayan bir siyasetin kimle yan yana gelirse gelsin başarı şansı kalmadı. Ne 31 Mart’ta ne de sonrasında.