Cumhurbaşkanı Erdoğan ve şürekâsı, muhalefet partilerinin bugün içinde bulunduğu duruma bakıp “bu iş bitti” diye düşünebilir. Ancak çok yanılıyorlar. Anadolu burası, rejimin çaldığı maya bu gölde tutmaz.

Pazarın hesabı çarşıya uymaz
Bir yurttaş AKP seçim otobüsü önünde hayat pahalılığına isyan etti.

Mayıs 2023 seçimleri Erdoğan ve rejim güçleri için muhalefet tarafından verilen can suyu oldu. Çökmek üzere olan yapıyı bir direkle ayakta tuttular. Şimdi tüm güçleriyle yapıyı yenilemeye çalışıyorlar. Ama bunu bile kentsel dönüşüm mantığında olduğu gibi çıkar ve rant merkezli yaptıkları için ortaya çıkan yapı stoku AKP ve diğer bileşenlerinin ülkede siyaset yapmak için gereken barınma sorununu çözmüyor.

Muhalefet güçleri 12 Eylül 2010 referandumundan bu yana en dağınık ve parçalı dönemini yaşıyor. Rejim karşısında konsolidasyonlarını kaybettiler. Hatta bir bölümü özellikle de muhalefetin sağ kanadında kalanlar artık kendini rejim sınırları içerisinde tanımlamaya başladı bile. Muhalefet partileri kendi içlerine dönmüş, ülkenin geri kalanıyla çok ilgilenemez durumda. Erdoğan büyük bir keyifle bu yaşananları izleyip onun üzerinden siyaset üretiyor. Kimini çağırıyor, kimini tehdit ediyor kimini de kendince affediyor.

Uzaktan bakınca iktidar için her şey yolunda muhalefet için ise yolun sonu gibi görünebilir. Ama biraz yakınlaşınca, memlekette olana bitene farklı bir açıdan bakınca asıl olarak rejimin kolonların çürümüş olduğunu net bir şeklide görmek mümkün.

Erdoğan ve etrafındakiler rejimin süratle inşasını tamamlamak için gaza basma eğilimindeler. Bununla ilgili denemeler de yapıyorlar. Ama her seferinde karşılarına çıkan hakikatin sert darbesi onları kendilerine getiriyor.

BİR SÖZ BİR FOTOĞRAF

Çok güçlü olduklarını göstermek için hiçbir fırsatı kaçırmayan iktidar bloku, şiştikçe şişiyor. Ama bir söz, bir mesaj ya da bir itirazla tüm havaları sönüyor.

Emeklinin sebze torbası: Bursa’nın Gemlik ilçesinde yaşlı bir yurttaş, AKP’nin seçim aracının önünde durdu ve elindeki poşeti göstererek “Şuraya bak şuraya! 200 lira burası” diyerek tepkisini dile getirdi. AKP’lilerin ilçe başkanıyla görüştürme teklifini de reddeden yurttaş, “Kimseyle görüşmeyeceğim. Buradayım işte ben. Allah yiye yiye batırsın” diyerek uzaklaştı.

Ne Erdoğan’ın “dünya bizi kıskanıyor” yalanı ne Şimşek’in “her şey yolunda” aldatmacası hiçbir şey bu eylem ve söz kadar etkili olamadı. Yurttaş net bir şekilde “siz doymak bilmediğiniz için biz açız” dedi ve iktidarın maskesi düştü.

Kadın avukatın mesajı: Avukat Feyza Altun, şeriat isteyenlere karşı sosyal medyadan sert bir yanıt verdi. Önce iki gün boyunca linç edildi. Sonra gözaltına alındı ve ertesi gün bırakıldı. Aynı saatlerde milletvekili eskisi Şevki Yılmaz ağzından köpükler saçarak cumhuriyeti kuranlara küfürler edip hilafet istiyordu. Ne mi oldu; Altun, adliye çıkışında “Korkmuyoruz, hepimize yetecek kadar kelepçeniz yok” derken Yılmaz geri adım atmak zorunda kalıyordu. Şeriat talepleri bir başka bahara kalmıştı.

Avukat Altun şeriat eleştirisi nedeniyle gözaltına alınmıştı.

GÜCÜN FARKINA VARMAK

Anadolu toprakları on binlerce yıl boyunca çok fazla zalim iktidarlar gördü. Bugünlerde hiçbirinin ismi dahi hatırlanmaz. Çünkü bu topraklarda zalime direnenler sevilir.

Yaklaşık 70 yıldır sağcı, İslamcı güçler, başta ABD emperyalizmi olmak üzere batılı güçler tarafından desteklendi. Ordudan, emniyete tüm bürokrasi bunların eğittikleriyle doldu. Bu anlayış son 22 yılın mutlak iktidarı olarak karşımızda duruyor.

Geldikleri yer burası. Ülkenin yarısından fazlası “sizi istemiyoruz, ne yaparsan yap sana geçit yok” diyor. Ordusu, polisi, yargısı tekmili birden korku salsa da olmuyor, beceremiyorlar.

Televizyonlar, gazeteler, internet siteleri trol orduları yetmiyor.

Rejimi durduracak, onun çöküşünü hızlandıracak çok fazla alamet birikti. Ülkenin hiçbir majör sorunu çözme kabiliyetleri kalmadı. Kanal İstanbul gibi bir önceki seçimin vaadi bugün ağza bile alınmıyor. Tam tersi yapılmayacak olması bile vaat olarak anlatılır durumda. Çoktan yolun sonuna gelindi.

Muhalefet; sandık, seçim, aday demediğinde, yüzünü sebze poşetine, elektrik faturasına, ÇEDES’e çevirdiği ilk an itibarıyla rejimin çatırdayan kolonlarının uğultusu çoktan Saray’a ulaşmış olacaktır.