Bu hafta sosyalist geleneğin arşivinden, 70’lerde gecekondunun politik bir mesele olarak nasıl ele alındığını gösteren bir mektuba yer vermek istedim.

“Bizler, Anadolu’nun bağrından kopup büyük şehirlere akın etmek mecburiyetinde bırakılmış, çeşitli milliyetlere mensup halkız. Bulunduğumuz bölgelerde az topraklı ya da topraksız olmamız, açlığa, yoksulluğa ve sefalete itilmiş, bu nedenle akın ederek geldiğimiz büyük şehirlerde en önemli ve baş sorunumuz olan konut sorunuyla karşı karşıya bırakılmış bulunmaktayız. Bu en önemli ve baş orunumuzu nasıl çözebileceğimizi öğrenmemiz uzun bir zaman aldı. Bugüne kadar Anadolu’nun bağrından kopup gelen emekçi halkımız, gelmiş bulundukları büyük şehirlerde, arsa spekülatörleri ve yüksek oranda kira almak isteyen ve büyük ölçüde de alan ev sahipleriyle karşılaşmaktadırlar. İşçileri fabrikalarda köylüler tarlalarda kurmuş oldukları sömürü çarklarında inleten yarı sömürge yarı feodal yapının temsilcileri büyük burjuvazi ve büyük toprak ağalarının faşist diktatörlüğü aynı zamanda, Anadolu’muzun çeşitli bölgelerinden büyük şehirlere gelen yoksul halkımızın konut sorununun önündeki engeldir.

∗∗∗

Bizler, Alibeyköy ve Kâğıthane çevresinde oturan yoksul halk olarak 1973’de kendiliğinden gelişen bir tarzda toprakları parselleyip gecekondularımızı diktik. Bu soruna yeterince ilgi göstermeyişimiz, bilinçli ve örgütlü bir tarzda mücadele etmeyişimiz, devrimci kararlılık ruhuna sahip olmayışımız ve kolektif çalışmayı esas almayışımız nedenleriyle faşist diktatörlüğün kolluk kuvvetleri onca emek sarf ettiğimiz evlerimizi başımıza yıktılar. Onlara karşı devrimci direniş gösteremedik. Yıkım sonrası umutsuzluğa kapılarak kendi köşelerimize çekildik ve 1977 Belediye Seçimlerini beklemeye koyulduk. Bu da bizim ne derece reformist hayallerle donatılmış olduğumuzu ortaya sermektedir. Bu bekleyiş, 2 Eylül 1977’de 1 Mayıs gecekondu halkının şanlı direnişine kadar sürdü. O günden sonra 1 Mayıs gecekondu halkının mücadelesini büyük bir ilgiyle izledik ve onların mücadelesinden dersler çıkardık.

Takvimler 1 Aralık 1977’yi gösterdiğinde artık bu bekleyişin daha fazla sürmemesi gerektiğini ve hemen bir Halk Komitesi oluşturarak toprak işgali mücadelemizin başlamasını kararlaştırdık. Toprak işgali mücadelemizin başladığını çevremizdeki tüm yoksul halka duyurduk ve 9 Aralık 1977 günü akşamı halkın bir araya geldiği bir toplantıda, demokratik bir oylamayla yoksul emekçi halkımız, proleter devrimcileri Halk Komitesi’ne getirdi. Halk Komitesi, işgal edilecek arsayı hemen parselleyerek durumu daha acil olan halkımıza arsaların 130 konutluk bölümünü paylaştırdı. Geri kalan bölümlerin paylaştırılması bir dönem tali plana bırakılarak, dağıtılan arsalardaki gecekondu yapma girişimlerine başlandı. Gecekonduların yapılabilmesi için ilk ve en acil olan malzeme briketin getirilmesi idi ve bunun için gerekli para kolektif bir şekilde parası olan bütün arkadaşlardan toplandı. Bu paraların Halk Komitesinde toplanmasıyla, 10 Aralık 1977 akşamı ilk briket yüklü kamyonlar gelmeye başladı. 11 Aralık 1977 günü sabahı şiddetli yağmur ve fırtınaya aldırmayan halkımız, büyük bir şevkle gecekondularını inşa etmeye başladı. Aynı akşam Halk Komitesi, gecekondu yapan halkla toplandı. Toplantı, Halk Komitesi’nden proleter devrimci bir arkadaşın konuşmasıyla açıldı. Konuşmada kolektif çalışmanın yararları anlatıldı. Gecekondu mücadelesinin sınıf mücadelesinin bir parçası olduğu ve bu doğrultuda iki süper devlet ve işbirlikçilerine karşı mücadelenin esaslığı ve yarı sömürge ve yarı feodal yapıdan kaynaklanan sömürü zincirinin kırılması gerekliliği ve bunun bir parçasının da halkımızın konut sorunu olduğu anlatıldı. Söz alan emekçiler gecekondularını faşist diktatörlüğün kolluk kuvvetlerinin ancak cesetlerinin üzerinden geçerek yıkabileceklerini söylediler. Daha sonra diğer devrimci siyasetler bu mücadelenin içinde yer alacaklarını anlattılar. Toplantı büyük bir şevkle ve birlik ve beraberlik içinde geçti. Konuşmanın sonunda gecekonduların faşist diktatörlüğe yıktırılmayacağına dair ant içildi.

∗∗∗

Şimdi gecekondu yapımı kolektif şekilde devam ediyor. Yapıma İstanbul’un çeşitli yerlerinden Yurtsever Gençlik de katıldı. Biz şunu mücadele süreci içinde kavradık ki, burjuvazi, örgütlü halk karşısında ‘kâğıttan kaplandır’."

Alibeyköy Nişantaşlar Mahallesinden Halkın Yolu Taraftarı Proleter Devrimciler.

(Halkın Yolu, Sayı: 43, 20 Aralık 1977)