Kurdun puslu havayı sevmesinin kurtluğu ile bir ilgisi yoktur. Ava çıkan her canlı, o öldürücü son hamlesini yapana kadar kendisini avından gizleyecek...

Kurdun puslu havayı sevmesinin kurtluğu ile bir ilgisi yoktur. Ava çıkan her canlı, o öldürücü son hamlesini yapana kadar kendisini avından gizleyecek, avının etrafı rahat görmesini engelleyecek havaları sever. Geniş kitleleri olumsuz etkileyecek adımlar atmaya hazırlanan iktidarlar için, dikkatlerin bir "dış düşmarTa çevrildiği ortamlardan daha uygunu yoktur. İşlevselciliğin önemli kuramcılarından Lewis Coser, toplumsal çelişkinin işlevlerini sıraladığı kitabında (The Functions of Social Conflict) "Dış çelişki (tehdit) iç bütünleşmeyi artırır" der. Toplumun dış tehdide kilitlendiği iç bütünleşme, iktidarlar için kaymaklı ekmek kadayıfı gibi bir şeydir ve bu "bütünleşme hali"ni fırsat bilip diledikleri "reform"u kolayca yapabilirler.

TGS, TGC, ÇGD, PMD, FMD, EMD, DMD, PHKD, RTGD, TURÇEV, Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği ve Haber-Sen gibi memleketin önemli 12 gazetecilik örgütünün "Değerli Meslektaşımız" hitabıyla köşe yazarlarına gönderdiği mektubu alalı günler oldu. Ama, gündem bambaşka bir konuyla doluyken, [ilkenizin askerleri sınır ötesindeyken, er, teğmen, yüzbaşı, binbaşı tabutları omuzlarda taşınırken, haydi gel de başka konulardan söz et!

Kendi askerlerinin bir çatışma halinde olması durumu, bütün bir ülkeyi öyle bir ruh haline sokar ki; gencecik çocukların canı söz konusuyken, işsizlikmiş, sağlık sigortasıymış, yıpran-maymış, sosyal güvenlikmiş, tam günmüş, özelleştirmeymiş, yoksullukmuş görülmez olur. "Vatanseverlik" bir örtü olur kapatır tümünün üstünü. İktidarlar bu havaları severler.

Meslek örgütlerinin köşe yazarlarına gönderdiği mektup, "5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı"nın gazetecilik işkolunda çalışan basın emekçilerinin kazanılmış haklarına ciddi darbe olacağına dair bir uyarı. Bir taraftan, tüm emekçi kesimlerin böyle bir yasadan nasıl etkilendiğini medyanın ekonomi politiğinin elverdiği ölçüde kamuoyuna anlatmaya çalışan gazeteciler, diğer taraftan da kendi hakları için bir kamuoyu duyarlılığı yaratmaya çalışıyorlar.

"Tasarı, aralarında gazetecilerin de bulunduğu bir grup sigortalının yıpranma hakkını (fiili hizmet süresi zammı) ortadan kaldırmakta. Yıpranma hakkının gazetecilere tanınmış bir imtiyaz olmadığını sizler çok daha iyi biliyorsunuz. Gazeteciliğin asıl olarak muhabirlik oluğunu, muhabir arkadaşlarımızın da çatışma alanlarında, toplumsal olayların izlenmesi sırasında, hemen her olayı izlerken zaman ve mekan sınırlamalarını hiçe sayarak çalışmak zorunda olduklarını ve bu arada nasıl 'yıprandıklarını* sizlere anlatmanın gereği yok" diyorlar ama, "mum dibine ışık vermez" diye ekleyerek de, şimdiye kadar ki mücadelelerinin kendi ürettikleri medya içeriklerine bile bir türlü yansımadığından yakınıyorlar.

Tasarı TBMM Komisyonu'nda dün görüşülmeye başlandı. Milletvekillerine kıyak maaş tasarıdan çıkarılırken, vekillere sağlık masraflarında sadece operasyonlarda yaralanan gazilere sağlanan katkı payı ödememe olanağı verildi. Eeee, ne de olsa operasyonlar onların onayıyla yapılıyor!

Bize de operasyonlara başka kimlerin onay verdiğini, bu onaylar karşısında onlara neler verildiğini sormak kalıyor. Gerçi başbakan bu soruları soranların eski alışkanlıkla hareket ettiklerini, Türkiye'nin ABD ile bir "mutabakat" çerçevesinde hareket etmediğini söyledi, ama bunları söylerken de verilen "istihbarat desteği" için Washington'a teşekkür etmekten geri durmadı.

Operasyon öncesi Ankara'ya gelip giden üni-formalı-üniformasız onca Amerikalı'dan sonra, şimdi de ABD Savunma Bakanı Robert Gates burada. Herkes sınır ötesi operasyonla yatıp kalkarken, herhalde Gates'in çantasındaki ana dosya da bu olacak. İran'a dönük olası ABD adımları ve o konuda Türkiye'nin neler yapacağını görmek için ABD seçimlerinin sonucunu beklemek gerekebilir. Ancak, bir de Afganistan'da daha fazla askere gereksinimi var ABD'nin. Herhalde Gates'in, hazır biz onlara müteşekkirken, bu konuda da bir ricası olacaktır.