Milyonların gözü kulağı, haftalardır Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda. Konuya ilişkin her haber ilgi çekiyor. Yeni asgari ücret ne kadar olacak? 16 bin TL mi yoksa 17 bin TL mi? Pazartesi günü, 25 Aralık’ta TGRT’de konuşan gazeteci Cem Küçük, ekranlarda bir duyumunu paylaştı. Küçük diyor ki;

Cumhurbaşkanı Erdoğan’da şöyle bir bilgi var, onu da söyleyeyim. Aslında 16 bin TL de anlaşılıyor. Yani ‘bu kurtarır’ diye. Erdoğan, ‘17 bin TL olursa bunun bütçeye maliyeti ne olur’ diye Sayın Şimşek’ten ve galiba ekibinden bir hesap yapmasını rica ediyor. Ona göre bakacaklar 16 mi 17 mi olsun diye.

Konuya yabancı olanlar için, asgari ücret tespit komisyonunun yapısını özetleyelim. Komisyon 5’i işçi, 5’i işveren ve 5’i de hükümeti temsil eden 15 kişiden oluşuyor. İşçiyi temsil eden kurum Türk-İş, işveren ise TİSK tarafından temsil ediliyor. Komisyon Çalışma Bakanı’nın çağrısı ile toplanıyor ve komisyonda yürütülen pazarlık sonucunda asgari ücret belirleniyor.

Cem Küçük’ün duyumu eğer doğruysa tablo şu;

Yeni asgari ücretin 16 bin TL olmasına TİSK ve Türk-İş tamam diyor. İşçi temsilcisi bile tamam diyor ama gariban babası Erdoğan’ın vicdanı el vermiyor 16 bin TL’ye… “Bin TL daha koyun, ben vatandaşımı 16 bin TL’ye muhtaç bırakmam” diyor. Her şeyi bilen ve kontrol edebilen bu güç, gariban halkın hakkını korumak için şartlarını zorluyor, “bin daha” diyor. Bunun üzerine acaba Türk – İş “16 bin TL de bize yeterdi ama ağanın eli tutulmaz” mı diyordur?

Bir diğer ihtimal, Cem Küçük’ün duyumu yanlış, belki de uydurma. Bilemiyoruz.

Ama bildiğimiz bir şey var. Türkiye’de 1936 yılında çıkarılan 3008 sayılı İş Kanunu’ndan bu yana asgari ücret uygulaması var. 1974’ten bu yana da ulusal ölçekli asgari ücret uygulanıyor. Bu haliyle son 50 yıldır, aynı şekilde tespit ediliyor asgari ücret.

37’nci Ecevit Hükümeti döneminde asgari ücreti bugünkü biçimiyle tespit etmeye başlamışız. Bugünkü hükümet 67’nci Erdoğan Hükümeti. Aradan geçen 50 yılda 30 hükümet, 7 cumhurbaşkanı, sayısız başbakan ve çalışma bakanı görmüşüz. Fakat hiçbir başbakan veya cumhurbaşkanı asgari ücreti açıklayan kişi olmamış. Asgari ücretleri hep çalışma bakanları açıklamış. Ta ki, 2022 asgari ücretine dek. İlk kez o yılın asgari ücreti Erdoğan tarafından açıklanmış.

Dolayısıyla milyonların gözü Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda mı yoksa Erdoğan’da mı demek daha doğru olur, şüpheli. Ama şüphesiz, Erdoğan Düzeni milyonların gözünün, komisyonda değil, Erdoğan’da olmasını arzu ediyor. Nitekim Erdoğan, komisyon temsilcilerini Cumhurbaşkanlığı’na çağırdı. Asgari ücreti kendi himayesinde açıklayacak. Milyonlar, enflasyonda hiçbir sorumluluk hissetmeyen ama neredeyse tek sorumlu olan, buna rağmen hakkındaki eleştirileri “Cumhurbaşkanına hakaret” çerçevesine alarak kriminalize eden bir kişiye “Allah O’ndan razı olsun” diyebilecek.

Milyonlar Erdoğan’a dua ettikçe, asgari ücret sarmalına milyonlar ekleniyor. Bu şekilde, bir ulusun tamamına yakını asgari ücretli hale geliyor. DİSK-AR’ın 2024 Asgari Ücret Araştırması Raporu’na göre, 2002’de asgari ücretin yüzde 50 fazlası ve altında maaş alanlar, tüm ücretlilerin yüzde 49’uydu. 2022’de bu oran yüzde 69’a yükseldi. 2002’de ücretlilerin yüzde 40’ı asgari ücretin 2 katından fazla maaş alıyordu. 2022’de ücretlilerin sadece yüzde 18’i asgari ücretin iki katından fazla maaş alabiliyor.

Son 20 yıla değil, son 10 yıla bakalım. 2012’de asgari ücret ortalama ücretin yüzde 44’üne denk geliyordu. 2017’de bu oran yüzde 53’e çıktı. 2022’de ise asgari ücret ortalama ücretin yüzde 73’üne denk halde. Yakın zamanda asgari ücret ortalama ücrete neredeyse eşit hale gelecek. Hepimiz asgari ücretli olacağız.

Asgari ücreti de Erdoğan belirlediğine göre hepimizin gözü Erdoğan’da… Sadece asgari ücretlilerin değil, tüm ücretlilerin gözü kulağı onda. Hatta ücretliler bile değil, emekliler de gözünü Erdoğan’a dikmiş halde. Biliyorsunuz, emekliler için de artık bir asgari ücretimiz var. 7 bin 500 TL’yi Erdoğan ne yapar? 9 bin 500 mü? 11 bin 500 mü? Ağanın eli tutulmaz, belki 12 bin TL yapar.

Halkın hakkını arayabileceği kanallar kapatılmış. Grev yok, sendika yok, dernek bile yok. Siyasi partilerin gücü bitmiş, Meclis’in yetkileri budanmış. Seçilmişler içinde tek güçlü var, o da Erdoğan. Rejimin diğer güçlülerini de Erdoğan atıyor. 16 milyon emeklinin 21 milyon ücretlinin gözü kulağı Erdoğan’da… Yoksulluk sınırı asgari ücretin 4 katına ulaşmış durumda. Hak arama kanalları kapalı milyonlar ise acz içinde yalvarıyor; “Reis bizi bağışla, bize iş ve ekmek ver”.