İktidar zemininde var olan tüm faylar hareketlendi. Ordu, futbol, ekonomi, tarikatlar, Bahçeli aynı anda sorun kaynağı haline geldi. Deprem kaçınılmaz. İktidar krizi en azından seçim sonrasına ötelemeye çalışıyor.

Rejim krizine seçim örtüsü
Bahçeli, geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ı ziyaret etti. (Fotoğraf: AA)

Son altı ayda yaşananlar başka bir ülkede olsa onlarca bakanı yer, bir iki hükümet düşürür, muhalefet liderlerini koltuğundan eder, araya bir de seçim sıkıştırırdı. Ama burası Türkiye! Sonuçlanmayan tartışmalar ülkesi. Bu durum bir iktidar politikası olarak tezgahlanıyor.

Önümüze konan gündemi belki birkaç gün belki birkaç hafta tartışıp başkasına yol alıyoruz. Ne bir bağlam ne de bir sonuç beklentisi olmadan.

Biz yine de kimisi devam eden kimisi rafa kaldırılan başlıkları şöyle bir hatırlayıp asıl konumuza geçelim:

İYİP’te yaşananlar: İstifaların ardı arkası kesilmiyor. Akşener iktidarı bırakıp CHP’ye ve onun belediye başkanlarına savaş açtı. Düne kadar kardeşim dediği, ülkeyi yönetmesi için önerdiği isimler nedeni bilinmez şekilde düşman saflarına geçti. Akşener yeni siyasi koordinatlarla yola devam ediyor.

Anayasa Mahkemesi kararı: Yüksek mahkeme’nin Can Atalay’ın siyasi rehineliği sonlandıracak olan kararını önce yerel mahkeme, ardından Yargıtay tanımadığını açıkladı. AKP bu yaklaşım karşısında bölünürken MHP Yargıtay’ın arkasında durdu. AYM dün bir kez daha, üstelik oy birliği ile kararın arkasında durdu.

50+1 tartışması: Erdoğan seçime 4,5 yıllık bir süre varken bir anda bu seçim sistemini baştan sona değiştirecek bu başlığı gündeme getirdi. Bahçeli’nin çıkışıyla öneri şimdilik rafa kaldırıldı.

Kara para ve uyuşturucu: Ortalık kara para aklayanlardan, fonculardan geçilmiyor. Uyuşturucu operasyonları düzine halinde gerçekleşiyor. 22 yıldır iktidar değilmiş gibi davranıyorlar. Soylu’nun tüm izleri silinmeye ant içilmiş gibi. Adliyede eski dönemden kalma isimlerle ilgili onlarca dosya açığa çıktı.

Futbol, şiddet, şike: Devlet desteğini de arkasına alarak sezona “marka değerini artırma” parolasıyla çıkıldı. Bugün itibariyle şike, hakem dövme, takımı sahadan çekme gibi olaylar sezona damga vurmuş durumda. İktidar içi çatışma yeşil sahada devam ediyor.

Teğmenler Cuntası: Yeni Şafak, Akit gibi gazeteler Tuzla piyade okulunda yaşanan kavgayı bu başlık verdi. Onlara göre Atatürkçülük adı altında namazında-niyazında olan subaylara baskı uygulanıyor. MSB “soruşturma sürüyor” dedi.

Orduda, yargıda, futbolda tartışmalar yürüyorken Devlet Bahçeli il başkanları toplantısında durumun farkında olduğuna işaretle “merdiven altı” cemaatlerin şımarıklıklarına izin vermeyeceklerini ifade etti.

ISINMA TURLARI MI?

Tüm bu yaşananlar sadece 5 ay içinde oldu. Üstelik iktidar partisinin seçimi kazanması ve Meclis çoğunluğunu elinde bulundurmasına rağmen. Yani ortada bir siyasi kriz yokken yaşanıyor. Ya da tüm bunlar tesadüf olmadığına göre bizim bugün yeterince net göremediğimiz bir kriz durumu var.

Bugünlerde adı çok fazla telaffuz edilmezse bile yaşananların adı aslında Erdoğan’ın siyasi geleceğini de içine alan “rejim krizi.”

Şu anda Cumhur İttifakı zemininde var olan tüm faylar hareket halinde ve gerilim yüklemeye devam ediyor. Bu gerilim belli bir süze zarfında boşalacak. Bu boşalmanın yaratacağı siyasi deprem ciddi bir yıkım yaratma potansiyeline sahip. Soru bu yıkıntının altında kim ya da kimlerin kalacağı.

YEREL SEÇİM PARANTEZİ

Krizin tüm boyutlarını görmemizin önündeki en büyük engel 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek yerel seçim. Seçimlere kadar hem iktidar hem muhalefet cenahında bazı başlıklar ertelenmiş durumda. Erteleyemedikleri durumlarda ise krizi yönetmeye çalışıyorlar. Burada da ellerindeki en önemli silah medya. Sistemle bağı kurulmadan, asla sonuca varmadan, gündemi oyalayacak şekilde tüm krizleri bugüne kadar yönettiler. Seçim parantezi kapandığında durum çok farklı olacak. Cumhur İttifakı bileşenleri sadece Erdoğan’ın ve yakınındakilerin yazacağı bir senaryoya razı olmayacaktır. Nisan ayı ile birlikte fren sisteminin çok devrede olmayacağı yeni bir fırtınaya hazır olalım.

ERDOĞAN’IN OYUN ALANI

Karşısında güçlü bir muhalefetin olmayışı şimdiye kadar Erdoğan’ın işini kolaylaştırdı. CHP 2019 Mart’ından sora yaptığı gibi “aman provokasyona gelmeyin” tavrını sürdürecekse Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürer. İzleyip göreceğiz. Ama toplumda mayalanmaya başlayan eylemlere bakınca işlerin bugüne kadar gittiği gibi devam etmesinin zor olacağı görünüyor.

Erdoğan, rejim muhalefetinin yanlış tercihleri sonrası felç olmuş hali sayesinde siyasi ömrünü uzattı. Ama hiçbir sorunu çözemedi sorunlar aksine daha da birikti. Ekonomik ve siyasi alanda büyük fırtına yaklaşıyor. İktidar yaklaşanı gördü ve önlem almaya çalışıyor. Şimdi onlara bu fırsatı vermeden kimin dahil olacağına bakmadan harekete geçme zamanı.